Sür-koop Genel Başkanı Özkaya`dan "balıkçılık" Açıklaması

Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜR-KOOP) Genel Başkanı Ramazan Özkaya, "Balıkçılık sektörü, `Biz denizi iyi biliriz` diyen reislerimizin sayesinde artık çökme noktasına geldi.

Sür-koop Genel Başkanı Özkaya`dan 'balıkçılık' Açıklaması
Denizlerimiz de balık bittiyse, hiç kimsenin suçlu aramasına gerek yok. Çünkü suçlu olan yine bizleriz. Bizler avcılık araçlarımızı denizlerimizin kapasitesine göre yapmıyoruz" dedi.

Başkan Özkaya, İzmir`in ilçe ve beldelerinde faaliyet gösteren Su Ürünleri Kooperatiflerinin yöneticileri ile bir araya geldi. Programda bir konuşma yapan Özkaya, "Balıkçı filomuzda yeniden yapılanmaya gitmek zorundayız. Merkez Birliği olarak bizim önerimiz şudur, öncelikle devlet destekli olmak kaydıyla en az 100 civarında endüstriyel balıkçılık yapan teknelerimiz uluslararası sularda avlanmaya teşvik edilmelidir. Geriye kalan teknelerimiz de yine devlet desteği ile su ürünleri avcılığından geriçekilmelidir. Aksi halde Türkiye balıkçılığın kurtulma şansı maalesef yoktur" diye konuştu.

Resmi rakamlara göre Türkiye balıkçılarının 2009 yılında 103 milyon, 2010 yılında ise 123 milyon lira değerinde mazot tükettiğini kaydeden Özkaya,"Filomuzun 2009 yılına göre 2010 yılında 20 milyon liralık fazla mazot tükettiğini görüyoruz. Ancak tüketilen mazottun karşılığında hem de tüketimde artış olmasına rağmen, balıkçılarımız 2010 sezonunu her yıl olduğu gibi yine zarar ederek kapatmışlardı.Görünen o ki 2011 2012 balık sezonunun bitiminde de değişen çok fazla bir şey olmayacak" diye konuştu.

"Sektörümüz de arz talep dengesi kurulamadığı ve balıkçılarımız kendi yakaladıkları balıkları değerlendiremedikleri için denize yapılan yatırımların karşılığı ne yazık ki alınamıyor" diye devam eden Özkaya, "Balıkçılarımız denizi, denizde balık yakalamayı gayet iyi biliyorlar. Ancak konu balığın pazarlanmasına ve arz talep dengesinin kurulmasına gelince maalesef yeteri kadar bilinçli değiller. Sektörümüz, `Biz denizi iyi biliriz` diyen reislerimizin sayesinde artık çökme noktasına geldi. Denizlerimiz debalık bittiyse, hiç kimsenin suçlu aramasına gerek yok. Çünkü suçlu olan yine bizleriz. Neden bizleriz? Bizler avcılık araçlarımızı denizlerimizin kapasitesine göre yapmıyoruz. Deyim yerindeyse kaşık ile avlanmamız gerekirken kepçe ile avlanmayı tercih ediyoruz. Geleceğimizi düşünmeden günü kurtarmayı hep kar biliyoruz" ifadelerini kullandı.

Balıkçılık sektörünü içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmak adına çözüm önerilerini sıralayan Özkaya, balıkçılara devlet tarafından teşvik verilmesi durumunda sektörün büyük ölçüde rahatlayacağına inandığını, ancak bu projenin gerçekleşmesi için öncelikle balıkçıların kayıt dışı avcılıktan vazgeçmesi gerektiğini söyledi. ÇİNEKOP KONUSUNA ÇÖZÜM ÖNERİSİ Balıkçılık dünyasının son günlerde en çok tartıştığı konu olan çinekop yasağı konusuna da değinen Özkaya, "Bilindiği üzere, şu anda İstanbul bölgemizde çinekop tartışmaları var. Balıkçılarımızın jurnallerine baktığımızda geçtiğimiz yıl 4 bin ton çinekop yakalandığını görüyoruz. 4 bin ton çinekopun değeri 5 milyon liradır. Ben devletin yerinde olsam, çinekop avcılığının serbest olması için bağıranlara karşı istatistik belgelerden yola çıkarak, `Siz dört bin ton balık yakalamışınız, alın size beş milyon,çekilin çinekop avcılığından` derdim. Nasıl olsa 4 bin ton rakamı gerçek değil. Böyle bir durumda da zararlı çıkan balıkçı olurdu. Çünkü balıkçılarımız maalesef kayıt dışı balık yakalıyorlar" dedi.

Türkiye`de kayıt dışı avcılığın hat safhada olduğunu savunan Özkaya,"Kayıt dışı avcılık nedeniyle sektörümüzün devletin karşısında hiçbir yaptırım gücü yok. Türkiye tarımında 40 milyar liralık gelir var. Bu 40 milyarın 3 milyarı sektörümüze ait. Sektörümüzde kişi başına düşen para 36 bin lira. Bu anlamda biz gerçek kazancımızı ortaya resmi olarak sunamadığımız için gücümüzü de resmi olarak bakanlığa gösteremiyoruz" diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: İHA