Güngören Patlamalarının Davası Yine Olaylı Geçti
İstanbul Göngören`de 17 kişinin öldüğü 154 kişinin de yaraladığı patlamalara ilişkin 9 sanığın yargılandığı davada yine olaylar çıktı.
Patlamalarda ölenlerin yakınları ile KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınanların yakınları adliye bahçesinde karşı karşıya gelince kısa süreli gerginlik yaşandı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen duruşmada 8 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal, sanıklardan Hüseyin Türeli ve Nusret Tebiş`in "devletin birliğini bozmak ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Sanıkların hamile maktul Filiz İlkiz`in de aralarında olduğu 17 kişinin ölümüne neden olmak suçundan 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması ve ayrıca 90 kişininyaralanmasına neden olmak ve mala zarar vermek suçlarından bin 170 yıldan bin 800 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 7 sanığın da "Terör örgütü üyesi olmak, ruhsatsız silah bulundurmak" gibi suçlardan cezalandırılmalarını isteyen Savcı Uysal, bir sanığın da beraatini istedi.
Mütalaanın açıklanmasının ardından sanık avukatlarından Eren Keskin, müvekkilinin tahliye durumunun vicdanen değerlendirilmesini istedi. Daha sonra duruşmaya ara verildi. Bu sırada müştekilerden biri "Vicdandan bahsediyor. Ben tek evladımı kaybettim" şeklinde tepki gösterdi. Müştekilerin dışarı çıktığı sırada koridorda tartışma çıktı. Koridorda başka dava için bekleyen bir kişinin kendilerine hakaret ettiğini söyleyen müştekiler bu kişiye saldırdı
Daha sonra yeniden mahkeme salonuna giren müştekiler başkan Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu`yla görüşmek istedi. Bazı müştekiler "Salondan çıkamıyoruz. Hani bizim korumalarımız" diye bağırdı.
Mahkeme Başkanı, önce koridorun boşaltılması talimatını verdi. Başkan, daha sonra da, müştekilerin tutukluların geçişi için kullanılan güvenlik koridorundan dışarı çıkarılmasını söyledi. Bu sırada salonda İstiklal Marşı`nı okuyan müştekilerden bazıları gözyaşı döktü. Salondan çıkmayan müştekileri yanına çağıran Mahkeme Başkanı davanın en kısa sürede biteceğini ve gerekenin yapılacağını söyledi. Daha sonra müştekiler salondan çıkarılırken koridorda gerginlik bir süre daha devam etti. Mahkeme heyeti aranınardından, sanıkların mütalaaya karşın savunmalarını hazırlamaları duruşmayı için erteledi Duruşma sonrası adliye önünde bekleyen grupla, KCK operasyonu kapsamında gözaltında bulunan şüphelilerin avukatları ve yakınları arasında tartışma çıktı. Güngören patlamalarında ölenlerin yakınları Türk Bayrağı açarak, KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınanların yakınlarına tepki gösterdi. Yaşanan gerginlik, Çevik Kuvvet`in araya girmesiyle son buldu
Bu sırada sinir krizleri geçiren bazı müştekiler, adliye önünde bulunan bir kafenin masa ve sandalyelerini tekmeledi.Gerginlik sürerken Güngören davasının bir müştekisi eline aldığı Türk Bayrağı ile Kürtçe "Ben Kürdüm ama bu bayrak benim de" diyerek KCK avukatları ve gözaltı yakınlarına tepki gösterdi
Kaynak: İHA
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen duruşmada 8 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Uysal, sanıklardan Hüseyin Türeli ve Nusret Tebiş`in "devletin birliğini bozmak ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. Sanıkların hamile maktul Filiz İlkiz`in de aralarında olduğu 17 kişinin ölümüne neden olmak suçundan 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması ve ayrıca 90 kişininyaralanmasına neden olmak ve mala zarar vermek suçlarından bin 170 yıldan bin 800 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 7 sanığın da "Terör örgütü üyesi olmak, ruhsatsız silah bulundurmak" gibi suçlardan cezalandırılmalarını isteyen Savcı Uysal, bir sanığın da beraatini istedi.
Mütalaanın açıklanmasının ardından sanık avukatlarından Eren Keskin, müvekkilinin tahliye durumunun vicdanen değerlendirilmesini istedi. Daha sonra duruşmaya ara verildi. Bu sırada müştekilerden biri "Vicdandan bahsediyor. Ben tek evladımı kaybettim" şeklinde tepki gösterdi. Müştekilerin dışarı çıktığı sırada koridorda tartışma çıktı. Koridorda başka dava için bekleyen bir kişinin kendilerine hakaret ettiğini söyleyen müştekiler bu kişiye saldırdı
Daha sonra yeniden mahkeme salonuna giren müştekiler başkan Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu`yla görüşmek istedi. Bazı müştekiler "Salondan çıkamıyoruz. Hani bizim korumalarımız" diye bağırdı.
Mahkeme Başkanı, önce koridorun boşaltılması talimatını verdi. Başkan, daha sonra da, müştekilerin tutukluların geçişi için kullanılan güvenlik koridorundan dışarı çıkarılmasını söyledi. Bu sırada salonda İstiklal Marşı`nı okuyan müştekilerden bazıları gözyaşı döktü. Salondan çıkmayan müştekileri yanına çağıran Mahkeme Başkanı davanın en kısa sürede biteceğini ve gerekenin yapılacağını söyledi. Daha sonra müştekiler salondan çıkarılırken koridorda gerginlik bir süre daha devam etti. Mahkeme heyeti aranınardından, sanıkların mütalaaya karşın savunmalarını hazırlamaları duruşmayı için erteledi Duruşma sonrası adliye önünde bekleyen grupla, KCK operasyonu kapsamında gözaltında bulunan şüphelilerin avukatları ve yakınları arasında tartışma çıktı. Güngören patlamalarında ölenlerin yakınları Türk Bayrağı açarak, KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınanların yakınlarına tepki gösterdi. Yaşanan gerginlik, Çevik Kuvvet`in araya girmesiyle son buldu
Bu sırada sinir krizleri geçiren bazı müştekiler, adliye önünde bulunan bir kafenin masa ve sandalyelerini tekmeledi.Gerginlik sürerken Güngören davasının bir müştekisi eline aldığı Türk Bayrağı ile Kürtçe "Ben Kürdüm ama bu bayrak benim de" diyerek KCK avukatları ve gözaltı yakınlarına tepki gösterdi