Türkiye İnsan Hakları Kurumu Kurulmasına İlişkin Tasarı Meclis Anayasa Komisyonu'nda
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de demokrasi ve insan haklarıyla terör arasında yanlış bir bağlantı kurulduğunu ifade ederek, "C-4 fitiline bağlanmış bir demokrasi olmaz
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de demokrasi ve insan haklarıyla terör arasında yanlış bir bağlantı kurulduğunu ifade ederek, "C-4 fitiline bağlanmış bir demokrasi olmaz. Plastik bağlayıcıya endeksli, onunla irtibatlı bir demokrasi olmaz. Demokrasi, özgürlük olacaksa, cebir ve şiddet olmaz" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında yaptığı toplantıda Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurulmasına ilişkin kanun tasarısını görüştü. Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Tasarı üzerindeki görüşmeler sırasında milletvekillerinin eleştirilerine cevap veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'nin 40 yıldan beri terör belasıyla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, terörden dolayı birçok insan hakları ihlali yaşandığını belirtti.
Türkiye'de demokrasi ve insan hakları olursa terörün azalacağı şeklinde yanlış bir bağlantının kurulduğunu kaydeden Çiçek, 'demokratik standartlar yükselirse, insan hakları ve özgürlükler daha fazla ileriye götürülürse teröre destek sağlanmış olur, terör bundan beslenir' şeklinde bir söylemle mesafe almanın zor olduğunu vurguladı. Bu konuda herkesin sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Çiçek şunları söyledi:
"C-4 fitiline bağlanmış bir demokrasi olmaz. Plastik bağlayıcıya endeksli, onunla irtibatlı bir demokrasi olmaz. Demokrasi, özgürlük olacaksa, cebir ve şiddet olmaz. 'Amalı, fakatlı bir söylem olmaz. Ya demokrasi ve özgürlük ya terör. Bu noktada herkesin sorumlu davranması ve tercih yapması gerekir. Daha hızlı adımların atılmasını zorlaştıran en önemli etken, ülkedeki terör ortamıdır. Dünyada terörle mücadelede başarıyı belirli ölçüde yakalamış olan ülkelere baktığımızda demokrasi ve insan hakları
konusunda ileri mesafeler almış ülkelerin daha başarılı olduğunu görürüz. Olağanüstü halle, sıkıyönetimle, ceza hukuku tedbirleriyle bu belayı defetmeye çalışan ülkelerde hem insan hakları ve özgürlükler konusunda ciddi sıkıntılar olmuş hem de ciddi adımlar atılamamıştır."
Demokratik açılım konusunun bir etnik açılım ve belli bir bölgeye özgü olmadığını dile getiren Çiçek, bunun Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmeyle alakalı bir çabanın, sürdürülen bir projenin devamı olduğunu vurguladı. Çiçek, bunun Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir taahhüdü olduğunu söyledi. İnsan hakları ihlallerini yalnızca devletin kurumlarının yapmadığını vurgulayan Çiçek, özel sektörün yaptığı insan hakları ihlallerinin de bulunduğunu kaydetti. Özel sektörün, kişilerin yaptığı, gündeme
gelen ya da gelmeyen birçok insan hakları ihlali olduğunu belirten Çiçek, kurulacak kurumun sadece devletin değil özel sektörün ve bir kısım tüzel kişiliklerin yaptığı insan hakları ihlallerini de incelemesinin faydalı olacağını dile getirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu başkanlığında yaptığı toplantıda Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurulmasına ilişkin kanun tasarısını görüştü. Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Tasarı üzerindeki görüşmeler sırasında milletvekillerinin eleştirilerine cevap veren Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'nin 40 yıldan beri terör belasıyla karşı karşıya olduğunu hatırlatarak, terörden dolayı birçok insan hakları ihlali yaşandığını belirtti.
Türkiye'de demokrasi ve insan hakları olursa terörün azalacağı şeklinde yanlış bir bağlantının kurulduğunu kaydeden Çiçek, 'demokratik standartlar yükselirse, insan hakları ve özgürlükler daha fazla ileriye götürülürse teröre destek sağlanmış olur, terör bundan beslenir' şeklinde bir söylemle mesafe almanın zor olduğunu vurguladı. Bu konuda herkesin sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Çiçek şunları söyledi:
"C-4 fitiline bağlanmış bir demokrasi olmaz. Plastik bağlayıcıya endeksli, onunla irtibatlı bir demokrasi olmaz. Demokrasi, özgürlük olacaksa, cebir ve şiddet olmaz. 'Amalı, fakatlı bir söylem olmaz. Ya demokrasi ve özgürlük ya terör. Bu noktada herkesin sorumlu davranması ve tercih yapması gerekir. Daha hızlı adımların atılmasını zorlaştıran en önemli etken, ülkedeki terör ortamıdır. Dünyada terörle mücadelede başarıyı belirli ölçüde yakalamış olan ülkelere baktığımızda demokrasi ve insan hakları
konusunda ileri mesafeler almış ülkelerin daha başarılı olduğunu görürüz. Olağanüstü halle, sıkıyönetimle, ceza hukuku tedbirleriyle bu belayı defetmeye çalışan ülkelerde hem insan hakları ve özgürlükler konusunda ciddi sıkıntılar olmuş hem de ciddi adımlar atılamamıştır."
Demokratik açılım konusunun bir etnik açılım ve belli bir bölgeye özgü olmadığını dile getiren Çiçek, bunun Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmeyle alakalı bir çabanın, sürdürülen bir projenin devamı olduğunu vurguladı. Çiçek, bunun Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir taahhüdü olduğunu söyledi. İnsan hakları ihlallerini yalnızca devletin kurumlarının yapmadığını vurgulayan Çiçek, özel sektörün yaptığı insan hakları ihlallerinin de bulunduğunu kaydetti. Özel sektörün, kişilerin yaptığı, gündeme
gelen ya da gelmeyen birçok insan hakları ihlali olduğunu belirten Çiçek, kurulacak kurumun sadece devletin değil özel sektörün ve bir kısım tüzel kişiliklerin yaptığı insan hakları ihlallerini de incelemesinin faydalı olacağını dile getirdi.