(özel Haber) Tutukluluk Süreleriyle İlgili Tartışmalar
Tutukluluk süreleriyle ilgili değişikliğin ardından başlayan tahliyeler kamuoyunu da ikiye böldü. AK Parti milletvekilleri, düzenlemenin bir af niteliğinde değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Yargıtay'ın, 31 Aralık 2010'dan itibaren yürürlüğe giren Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde tutukluluk süreleriyle ilgili verdiği kararın ardından yaşanan tahliyeler, tartışmaları da beraberinde getirdi. Konu, Meclis'te de tartışma konusu olmaya devam ediyor. AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün, düzenlemenin af niteliğinde olduğu şeklindeki değerlendirmelerin kesinlikle doğru olmadığını söyledi. Tutukluluğun, ceza mahkumiyetinin sonucu olmadığını ifade eden Akgün, bir insanın yasanın
gösterdiği süreyi yattıktan sonra tahliye olabileceğini ama mahkemesinin devam edeceğini belirtti. Akgün şöyle konuştu:
"Mahkum olduğu zaman geri kalan cezasını çekecek anlamına geliyor. Şu anda mevcut yasaya göre tutukluluğa bir üst sınır getirmek için bu düzenleme yapılmıştır. Son derece yerinde bir yaklaşımdır. Burada önemli olan yargılamayı hızlandırmak. Yargılamanın hızlanmasını sağlayacak altyapı kolaylıkları getirmek. Türkiye'de adaletin zamanında tecelli etmesi. Bazı sanıkların tahliye edilmiş olması kamu vicdanını yaralasa da bir af niteliğinde değildir. Davalar devam ettiği için mahkum olurlarsa bu insanlar
cezalarını çekecekler."
AK Parti Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ise bu konudaki değişikliğin Meclis'te uzlaşmayla yapıldığını hatırlatarak, dün buna destek verenlerin bugün bunu bir af şeklinde yorumlamasının tutarsızlık olduğunu savundu. Fatsa, "Elbette ki bu bir af değildir. Bugün buna itiraz edenler, bunun üzerinden polemik üretmeye çalışanlar, tutukluluğun hükümlülüğe dönüşmesinden şikayet etmiyorlar mı? Özellikle Silivri'de devam eden davayla alakalı uzun tutukluluk süresinden bahsediyorlar, öbür taraftan senelerce
cezaevinde yatmış, hala hakkında hüküm verilememiş insanların tahliye edilmesine itiraz ediyorlar. Bu tutum, bu kesimler için büyük bir tutarsızlıktır" şeklinde konuştu.
AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi de bu kararı af olarak algılamadığını dile getirdi. Esas yapılması gereken şeyin mahkemelerde biriken iş yükünün hafifletilmesi olduğunu vurgulayan Yemişçi, bunun için acil bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bazı tahliyelerin vicdanları yaraladığının doğru olduğunu dile getiren Yemişçi, "Adalet gecikmesi de insanları yaralıyor. Onu da düşünmek lazım. Oradaki tutuklu olan insanların mahkumiyet süreleri göz önüne alınıyor ama kanun bir süre koymuş. Alacağı
ceza belki daha az olacak. Bunun kesin çözümü, biran önce mahkemelerin sonuçlanması, biriken dosyaların tasfiye edilmesi" dedi.
gösterdiği süreyi yattıktan sonra tahliye olabileceğini ama mahkemesinin devam edeceğini belirtti. Akgün şöyle konuştu:
"Mahkum olduğu zaman geri kalan cezasını çekecek anlamına geliyor. Şu anda mevcut yasaya göre tutukluluğa bir üst sınır getirmek için bu düzenleme yapılmıştır. Son derece yerinde bir yaklaşımdır. Burada önemli olan yargılamayı hızlandırmak. Yargılamanın hızlanmasını sağlayacak altyapı kolaylıkları getirmek. Türkiye'de adaletin zamanında tecelli etmesi. Bazı sanıkların tahliye edilmiş olması kamu vicdanını yaralasa da bir af niteliğinde değildir. Davalar devam ettiği için mahkum olurlarsa bu insanlar
cezalarını çekecekler."
AK Parti Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ise bu konudaki değişikliğin Meclis'te uzlaşmayla yapıldığını hatırlatarak, dün buna destek verenlerin bugün bunu bir af şeklinde yorumlamasının tutarsızlık olduğunu savundu. Fatsa, "Elbette ki bu bir af değildir. Bugün buna itiraz edenler, bunun üzerinden polemik üretmeye çalışanlar, tutukluluğun hükümlülüğe dönüşmesinden şikayet etmiyorlar mı? Özellikle Silivri'de devam eden davayla alakalı uzun tutukluluk süresinden bahsediyorlar, öbür taraftan senelerce
cezaevinde yatmış, hala hakkında hüküm verilememiş insanların tahliye edilmesine itiraz ediyorlar. Bu tutum, bu kesimler için büyük bir tutarsızlıktır" şeklinde konuştu.
AK Parti İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi de bu kararı af olarak algılamadığını dile getirdi. Esas yapılması gereken şeyin mahkemelerde biriken iş yükünün hafifletilmesi olduğunu vurgulayan Yemişçi, bunun için acil bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Bazı tahliyelerin vicdanları yaraladığının doğru olduğunu dile getiren Yemişçi, "Adalet gecikmesi de insanları yaralıyor. Onu da düşünmek lazım. Oradaki tutuklu olan insanların mahkumiyet süreleri göz önüne alınıyor ama kanun bir süre koymuş. Alacağı
ceza belki daha az olacak. Bunun kesin çözümü, biran önce mahkemelerin sonuçlanması, biriken dosyaların tasfiye edilmesi" dedi.