BBP Genel Başkan Yardımcısı Şanverdi: DDK‘nın raporu bizi doğruluyor, devlet ve yargı gere

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şanverdi, Muhsin Yazıcıoğlu‘nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını inceleyen Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunun kendi söylediklerini doğruladığını söyledi. Şanverdi, "Şimdi devlete, ya

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Şanverdi, Muhsin Yazıcıoğlu‘nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını inceleyen Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporunun kendi söylediklerini doğruladığını söyledi. Şanverdi, "Şimdi devlete, yargı makamlarına gereğini yapmak düşüyor. İhmali olduğu tespit edilen kurumlarda görevli kişiler en ağır cezaya çarptırılmalı, bu rapordan sonra elzem olmuştur." dedi. DDK raporunu değerlendiren Şanverdi, ilk günden itibaren bu konulara kendilerinin temas ettiğini, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü dahil birçok kurumu hem helikopterin uçurulmasından hem de düşme sonrası arama kurtarma faaliyetlerinin sekteye uğratılmasından sorumlu tuttuklarını ve savcılığa da suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. Buna rağmen bugüne kadar hiçbir şey yapılmadığını savunan Şanverdi, hiçbir bürokratın görevden alınıp yargılanmadığını söyledi. Kurulan Meclis komisyonlarının da olayı aydınlatmaya çalışmak yerine Ulaştırma Bakanına bağlı çalışan Kaza İnceleme Kurulunun hazırlamış olduğu ‘Kaza Kırım Raporu‘nun etrafında dönüp durduğunu iddia eden Şanverdi, kanuna aykırı bir şekilde ehliyetsiz, yetkin olmayan kişilerden oluşturulan heyetin hazırladığı raporun da kendileri için bir kıymeti bulunmadığını ifade etti. "Mizanı yanlış olanların hesaplarının doğru olamayacağı gibi, bu rapora dayandırılan hiçbir değerlendirmede doğru olamayacaktır" diyen Şanverdi, şöyle devam etti: "Biz ilk günden beri öyle yaptık ve mücadelemize devam ettik. Bu sebeple Mecliste iki komisyon kuruldu. En sonda da DDK devreye girdi. Ancak tüm taleplerimize ve ısrarlı uyarılarımıza rağmen yeni bir kaza inceleme kurulu, yani kaza kırım ekibi oluşturulmadı. Dolayısıyla daha önceki raporları reddettiğimiz gibi bunu da reddediyoruz. Ancak bütün olumsuzluklara rağmen DDK‘nın raporu, bizim olaydan hemen sonra söylediklerimizin, en azından bir kısmını doğruluyor. Hakikatte DDK raporunda belirtilen bulguların birçoğu da, bizim daha önceden bulduğumuz ve kamuoyu ile paylaştığımız bulgulardır. Ancak bizim ısrarla üzerinde durduğumuz konular, şimdi devletin en tepesindeki kurum tarafından teyid edilmiştir. Öyleyse şimdi devlete, yargı makamlarına gereğini yapmak düşüyor. İhmali olduğu tespit edilen kurum ve o kurumlarda görevli kişilerin en ağır cezaya çarptırılmalı, bu rapordan sonra elzem olmuştur. Bu dosyanın kapatılması anlamına da gelmemelidir. Karanlıkta kalan tüm noktalar aydınlatılıncaya kadar dosya açık tutulmalıdır. Bunu da yapacak olan savcılıktır. Bir kez daha Türk yargısını, Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz."