Hanefi Bostan: "Ösym Kanun Taslağı İle İlgili Çekincelerimiz Var"

Türk Eğitim-Sen İstanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, "ÖSYM Kanun Taslağı ile ilgili çekincelerimiz var" dedi.

Yazılı açıklama yapan Hanefi Bostan, KPSS skandalının ardından ÖSYM’nin yeniden yapılandırılması amacıyla yeni bir taslak hazırlandığını belirterek, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) adının Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı olarak değiştirildiği taslak ile ilgili Türk Eğitim-Sen olarak bazı çekinceleri olduğunu belirtti. Sendika olarak, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı’nın teşkilat ve görevleri hakkında kanun tasarısı taslağını incelediklerini kaydeden HanefiBostan, değiştirilmesini istedikleri maddeleri, gerekçeleriyle birlikte TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyelerine sunduklarını bildirdi. Bostan, "Taslak üzerinde 16 maddede değişiklik teklif eden sendikamız, taslak ile ilgili görüşlerini açıklamak üzere TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nun 19 Ocak’ta yapacağı toplantıya katılmak için başvuruda bulunmuştur. Taslak ne yazık ki, ÖSYM’yi özerk bir kurum yapmaktan çok, siyasi bir kurum haline getirmektedir. DolayısıylaÖSYM’de istenen özerkliğin bu taslak ile sağlanması mümkün değildir. Öte yandan taslağın bu haliyle yasalaşması halinde, ÖSYM’de kadrolaşma hâkim olacaktır. Çünkü taslakla, ÖSYM’de çalışan mevcut personelin hakları 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu devre dışı bırakılmakta ve hiçbir kıstas öngörülmeden yabancı uzman ve sözleşmeli personel alımı söz konusu olmaktadır. Bu madde ile ÖSYM’de kamuda olmayan bir personel istihdamı meydana gelmektedir. ÖSYM’nin personel yapısının bu kadar farklı olmasınıgerektirecek bir durum söz konusu olmadığı gibi, yıllardır büyük bir tecrübe kazanmış hazır bir kadro elimine edilmek istenmektedir. Bu şekilde yapılacak bir personel istihdam politikası kurumlarımız için kötü bir örnek oluşturabileceği gibi, kamuda huzursuzluğa yol açacaktır" açıklamasında bulundu.Bostan, ÖSYM’nin yapısı ve işleyişi süreklilik gerektirdiğinden, yapısal değişim aşamasında işlevsel herhangi bir değişikliğe uğramadığından, yapılacak iş ve işlemlerde aksaklık oluşmasına neden olmamak adına, uzun yıllardır kurumda çalışmış personelin tüm özlük haklarıyla birlikte yeni oluşturulan yapıda yer almasının gerekliliğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:"Bu nedenle sendikamız, tasarının geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının ’Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezine tahsis edilmiş veya kullanımında bulunan mevcut taşınır mal ve taşınmazların hak ve yükümlülükleri ve kurumda çalışan personel ile bu personelin tüm özlük hak ve alacakları başkaca bir işleme gerek kalmaksızın Başkanlığa devredilir. Tapuda hazine veya Yükseköğretim Kurulu adına kayıtlı olup Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve YerleştirmeMerkezince fiilen kullanılan taşınmazlar ise tapuda Başkanlık tüzel kişiliği adına başka bir işleme gerek kalmaksızın tescil edilir. Bu kanunla öngörülen geçiş, devir, temlik ve intikal işlemleriyle ilgili düzenlenecek protokoller her türlü vergi, resim, harç, ücret ve fondan müstesnadır’ şeklinde değiştirilmesini istedi. Sendikamız, tasarının 4. maddesinin 8. fıkrasının ’Başkanlığın karar organı olan Yönetim Kurulu, Başkan Yardımcıları dâhil 11 üyeden oluşur. Başkan, Yönetim Kurulunun da başkanıdır.Yönetim Kurulunun, Başkan ve Başkan Yardımcıları dışındaki üyeleri; Milli Eğitim Bakanlığından en az genel müdür düzeyinde bir temsilciden, Yükseköğretim Kurulu’ndan yürütme kurulu üyeleri arasından belirlenecek bir temsilciden, Devlet Personel Başkanlığı’ndan en az başkan yardımcısı düzeyinde bir temsilciden, üniversitelerarası kurulun; Başkanlığın amaç, kapsam ve görev alanında uzmanlaşmış, devlet üniversitelerinde görev yapan profesörler arasından seçtiği beş öğretim üyesi, hizmet kolunda yetkilisendikanın belirleyeceği bir temsilciden oluşur’ şeklinde değiştirilmesini istemiştir. Bu değişiklikle; her yıl 40 civarında sınavı gerçekleştiren ve en az 5.000.000 öğrencinin sınava alındığı, 153 sınav merkezinde 120.000’in üzerinde sınav salonunda çalışmalarını yürüten ÖSYM’nin Yönetim Kuruluna Başkanlığın amaç, kapsam ve görev alanında uzmanlaşmış, devlet üniversitelerinde görev yapan profesörler alınarak ÖSYM’nin konusunda uzman kişilerce yönetilmesi ve Yetkili sendikanın belirleyeceği bir temsilcininyönetim kuruluna alınmasıyla şeffaflık ve güvenilirlik amaçlanmıştır. Son günlerde ÖSYM’nin güvenirliğinin kamuoyunda tartışıldığı düşünüldüğünde, ÖSYM’nin en başta gelen görevi kaybedilen güveni yeniden tesis etmektir. Bu sebeple ÖSYM yönetim kurulu içerisinde sivil toplum örgütü temsilcisinin bulunması ÖSYM’yi daha şeffaf bir kurum haline getirecektir."Bostan, yine sendika olarak kanun tasarısının 4. maddesinin 2. fıkrasının, "Başkan, başkanlığın amaç, kapsam ve görevi dahilinde yer alan alanlarda profesör unvanına sahip, devlet üniversitelerinde görev yapan ve başkanlık yönetim kurulu içerisinde yer alan kişilerden başkanlık yönetim kurulunca oy çokluğuyla 3 yıllığına seçilir. Süresi dolan Başkan bir defaya mahsus olmak üzere tekrar seçilebilir. Görev süresi biten Başkan yeni Başkan seçilinceye kadar görevine devam eder. Ancak yeni başkanın seçimi engeç iki ay içerisinde gerçekleştirilir" şeklinde değiştirilmesini talep ettiklerini bildirdi. "Atamaların yönetim kurulunca yapılması bu işlemlerin daha şeffaf olmasını ve siyasi baskılardan uzak tutulmasını sağlayacaktır" diyen Bostan, başkanlığın, bu kanunla ve diğer mevzuatla kendisine verilen görevleri ifa ederken ve yetkileri kullanırken bağımsız olacağının belirtildiğini, bu bağımsızlığın pekiştirilmesi için atanma usulünün değil, ÖSYM yönetim kurulunun seçeceği bir kişinin başkan olmasının amaçlandığını söyledi. Bostan, "Böylece Başkanın herhangi bir şekilde etki altında kalmadan, görevinibağımsız ve tarafsız bir şekilde gerçekleştirmesi hedeflenmiştir. Aksi takdirde ÖSYM özerk bir kurum olmaktan çok siyasi bir kurum olarak değerlendirilecektir. Öte yandan atamaların yönetim kurulunca yapılması bu işlemlerin daha şeffaf olmasını ve siyasi baskılardan uzak tutulmasını sağlayacaktır. Zira taslak, ÖSYM Başkanına haddinden fazla yetki vermektedir. ÖSYM Başkanının bu kadar çok yetkiyle donatılması, bu taslak uyarınca oluşturulan yönetim kurulunu işlevsiz bırakmaktadır. Personel alımında bileyetkisi olmayan bir yönetim kurulunun görev veya yetkilerinin neler olduğu anlaşılmaz bir durumdur. YÖK Başkanı ve Rektörlerin yetkilerinin neredeyse sınırsız olduğunun tartışıldığı bugün, ÖSYM Başkanının tek seçici, tek karar verici olmasını demokratlıkla bağdaştıramayız. Bu nedenle sendikamız, tasarının 6. maddesinin 1. fıkrasının "Başkan ve devlet üniversitelerinde görevli öğretim üyeleri arasından atanan başkan yardımcıları dışındaki başkanlık personeli, 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet MemurlarıKanununa tâbidir ve yönetim kurulunca atanır" şeklinde değiştirilmesini istedi" ifadelerini kullandı.ÖSYM’nin görev alanı itibariyle yapmış olduğu iş ve işlemleri bilginin yanı sıra birikim ve tecrübeyi de gerektirdiğinden mevcut personelin deneyimlerinden faydalanmanın yerinde olacağını ifade eden Bostan, açıklamalarını şöyle tamamladı:"Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen, Kanun Tasarısı’nın geçici 1. maddesine ’ÖSYM bünyesinde on yıl ve üzeri çalışan en az lisans mezunu düzeyindeki personel, diğer şartlar aranmaksızın bir defaya mahsus ÖSYM Uzmanlığına ve uzman yardımcılıklarına atanır. Bu atamalar ilan edilen kadronun yüzde 60’ı ÖSYM çalışanları arasından yapılacak şekilde gerçekleştirilir’’hükmünün eklenmesini talep etmiştir. ÖSYM’nin bağımsız bir kurum olduğu yasada özelikle belirtilmişken, geçici 1. maddenin 3. 4. ve 5. fıkraları ÖSYM debir kadrolaşmanın yaşanmasına neden olacağı gibi mevcut çalışanlarının kazanılmış haklarına ve iş güvencelerine de aykırı olacaktır. Tarafsızlığı ve bağımsızlığı üzerinde durulan bir kurumda bu hükümler uyarınca personel alınması amaçlanın aksine bağımlı ve taraflı bir ÖSYM’nin oluşmasını sağlayacaktır. Bu nedenle sendikamız, Ölçme, Seçme Ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı’nın geçici 1. maddesinin 3. 4. ve 5. fıkralarının tamamının tasarıdan çıkarılmasınıistemektedir."
Kaynak: İHA