Yunan devlet televizyonu, ‘Gülen Hareketi’ne geniş yer verdi
Yunanistan devlet televizyonu ERT, “Değişen Türkiye” adlı programda M. Fethullah Gülen ve gönüllüler hareketine geniş yer verdi. Gülen’in fikirlerinin Türkiye’nin modern dünyaya açılmasında en önemli rolü oynadığına dikkat çekilen programda, birçok gazeteci, akademisyen ve siyasetçinin görüşlerine başvuruldu.
Yunan medyasının Gülen ve gönüllüler hareketine ilgisi son dönemde artarak devam ediyor. 2010 yılında ülkenin önde gelen ‘Ta Nea’, ‘To Vima’, ‘Elefterotipiya’, ‘Kosmos Tu Ependiti’ gazeteleri ile ‘Stratejist’ dergisinde çıkan haber-analizlerden sonra, Yunanistan devlet televizyonu ERT de ‘Gülen Hareketi’nin hizmetlerini izleyiciyle paylaştı.
ERT’in tecrübeli diplomasi muhabiri Fanis Papathanasiou’nun hazırlayıp sunduğu program, önceki gece saat 22:00’da yayımlandı. Türkiye’de çok sayıda kişiyle görüşülerek hazırlanan “Değişen Türkiye” adlı 1 saatlik programın son yarım saati bu konuya ayrıldı. Çok sayıda görsel malzemeyle desteklenen programda, “Emekli vaiz ve düşünür Fethullah Gülen’in, 1999’dan bu yana Pensilvanya’da yaşadığı” hatırlatıldı. “Gülen, Türkiye’nin modern dünyaya ayak uydurmasını destekliyor” şeklindeki değerlendirmenin ardından hareketin, bir arada yaşama, eğitim ve modernleşmeye önem verdiği belirtildi. Gülen’in farklı din müntesipleri arasında diyoloğa önem verdiği ve 11 Eylül saldırısını kınadığı ifade dilen programda şöyle denildi: “Gülen, diğer dinlere bağlı insanlarla diyaloğu savunuyor. Bazı radikal dinci gruplar ve Kemalistler, onun Patrik Bartholomeos, Papa ve diğer inanç gruplarıyla yaptığı görüşmeleri eleştirmişti.” Gülen hareketi çerçevesinde hizmet veren, dünyada 115 ülkede yaklaşık bin okulun bulunduğu bilgisine yer verilirken, bunların çoğunun yurtdışında özellikle Asya ve Afrika’daki 35 ülkede yer aldığı ifade edildi. Okulların bulunmadığı ülkelerde ise kültürler arası diyaloğu tavsiye eden derneklerin faaliyet gösterdiği kaydedildi. Okul, kuruluş ve derneklerin Gülen’in ismiyle adlandırılmadığını belirten Yunan devlet televizyonu ERT, Afganistan, Balkan ülkeleri ve Amerika’daki okullara dikkat çekti.
Gülen hareketinin medya alanındaki faaliyetlerine de değinen Yunan televizyonu, faaliyetlerin gönüllü işadamlarının yardımlarıyla finanse edildiğini belirterek, işadamları derneği TUSKON’un faaliyetlerine geniş yer verdi. Gülen’in Türkiye’de rejim değiştirmek istediği iddiasıyla açılan davalardan aklanarak beraat ettiği hatırlatılan programda, “Kemalistler için ülkede şeriatı getirmeye çalışan dinî bir lider, çoğu insan içinse Türkiye’deki gelişmelere olumlu etki eden bir faktör” yorumu yapıldı.
ERGİL: GÜLEN, DEĞİŞİMİN ANA DAMARINI TEMSİL EDİYOR
Akademisyen Prof. Dr. Doğu Ergil’in “100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi” adlı son kitabının tanıtımının da yapıldığı programda Ergil, “Türkiye’de işler değişiyor. Ekonomik ve toplumsal hayata yeni guruplar giriyor. Gülen hareketi, bu değişimin ana damarını temsil ediyor” dedi. Yalova’da görüştükleri gazeteci Hüseyin Gülerce ise yapılan faaliyetleri şöyle özetledi: “Gülen, ‘Gülen Hareketi’ tabirinden hoşlanmıyor. Onun tavsiyeleriyle kurulan hareketi, gönüllüler hareketi olarak adlandırıyor. Gönüllüler hareketi, Türkiye ve dünyada özellikle eğitim, medya ve diyalog faaliyetlerinde bulunuyor. Hareketin tek finans kaynağı, Türk halkıdır.”
BİRAND: GÜLEN, MİSYONU OLAN BİR İNSAN
Gülen hareketi konusunda görüşleri alınan gazetecilerden Mehmet Ali Birand da “Gülen’i sevenler, çok açık fikirli insanlar. Çok geniş bir ufukları var” dedi. Gülen’i misyonu olan bir insan olarak tanıtan Birand’ın, hareket hakkındaki görüşleri şöyle: “Biraz gizemli. Açıp gücünü göremeyebilirsin; ancak hissedebilirsin. Büyük güçleri var. Çok iyi organize olmuşlar. Gönülden çalışıyorlar. Birbirlerine yardım ediyorlar ve yakın işbirliği yapıyorlar. İnanılmaz ve mükemmel iş çıkarıyorlar. Gülen hareketi hakkında ne kadar çok tartışma olursa olsun, yani polis teşkilatını vesaire kontrol ediyorlar gibi şeyler bunlar çok abartı. Bunu kesin olarak söyleyebilirim.”
Programda harekete ilişkin görüşlerini açıklayan TUSKON Başkanı Rızanur Meral ise şöyle konuştu: “Çoğu üyemiz Gülen’in fikirlerine değer veriyor. Çalışmalarını destekliyoruz. Ancak İslamcı olduğumuzu düşünmüyoruz. Türkiye’de çok sayıda işadamı, toplumsal konularda kendilerini sorumlu görüyor ve destekliyorlar. Her şeyin eğitimle başladığına inanıyoruz. Ülkelerin geleceği, çocuklarımıza vereceğimiz eğitimin seviyesine bağlıdır. Bu nedenle, Türkiye çocuklarına uluslararası alanda rekabet edebilmek için yüksek eğitim vermeliyiz.”
MUSTAFA YEŞİL: OKULLARIN İLK ÖNCELİĞİ KANUNLAR
Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı ziyaret eden Yunan gazeteci Fanis Papathanasiou, vakfın Gülen hareketinin bürosu gibi çalıştığını ve ziyaret ettikleri okullar ile Vakıf’ta Gülen’in fotoğrafına yer verilmediği notunu düştü. Bu konuda Başkan Mustafa Yeşil, şunları söyledi: “Gülen, fikirlerinin altına adının yazılmasından hoşlanmıyor. Fotoğraflarının da olmasını istemiyor. Fikirlerinin, insanlığın mülkü olduğuna inanıyor. Hiç kimse bunun altına adını koyamaz. Bu da evrensel bir gerçek.”
Özel Fatih Üniversitesi’nin de tanıtıldığı programda akademisyen İlhan Yılmaz’ın görüşlerine yer verildi: “Çoğu insana Gülen’in fikirleri cazip geliyor. Bazıları 5-6 milyon kişinin Gülen hareketine katıldığını düşünüyor. Türk halkının yüzde 70’i, Gülen’in görüşlerini olumlu bulduğunu söylüyor. Ellerinden gelen yardımı yapıyorlar.” “Gülen, 1990’lı yılların sonunda suçlandığında askerler, savcılara dava açmaları konusunda baskı yapmışlardı.” diyen Yılmaz, beraatle neticelenen süreci şöyle özetledi: “Her şey hakkında suçladılar. Gizli ajandası olduğu ve demokrasiyi yıkmak istediği gibi. Ama 8 yıllık hukuk mücadelesinden sonra hiçbir şey ispatlanamadı. Yargıtay, oybirliğiyle bütün suçlamaları reddetti.”
Programda muhalif görüşlere de yer verildi. Gazeteci Nedim Şener, konuyla ilgili olarak şu iddialarda bulundu: “Biz, Gülen hareketinin örgüt gibi çalıştıklarını ispat edemedik. Örgüt değil… Türkiye’de yaptıkları çalışmalar ışığında, Gülen tipi İslamî bir elit oluşturmak istiyorlar. Bunun paralelinde Türkiye’yi güçsüzleştirmek ve yıkmak istiyorlar. Bu çok açık.”