Boykota karşı beş argüman

Bazı kamuoyu araştırmacılarına göre 'evet' ve 'hayır' oyları şu an birbirine epey yakın, bu yüzden 12 Eylül...


Bazı kamuoyu araştırmacılarına göre ‘evet’ ve ‘hayır’ oyları şu an birbirine epey yakın, bu yüzden 12 Eylül referandumunun sonucunu solun bazı kesimlerinden ve bilhassa Kürt milliyetçisi BDP’den gelen boykot çağrılarına ne kadar insanın olumlu cevap vereceği belirleyebilir.
Referandum boykotuna karşı beş argüman öne sürmek isterim.
1. Solun boykot için gösterdiği sebeplerin büyük çoğunluğu, BDP’nin kullandığı argümanlarla benzerlik gösteriyor. Solun öne çıkardığı gerekçe, oy kullanmayarak boykotçuların Türkiye’de iki büyük partinin hâkimiyetini kabul etmeyen insanlardan oluşan sözümona bir ‘üçüncü cephe’nin varlığını ortaya koyacağı iddiasına dayanıyor. Kendinizi kandırmayı bırakın. Boykotçuların sayısı görünür olmayacak, çünkü hiç oy kullanmayanlarla birlikte tek bir havuza konacaklar. 2007’deki son genel seçimde nüfusun yüzde 16’sı sandığa gitmedi. Bunlar anarşistler ya da çok büyük ihtimalle, siyasetle hiç ilgilenmeyen insanlar olabilir. 12 Eylül boykotçuları gerçek bir alternatif gibi görünmeyecek, isimsiz bir şekilde kaybolup gidecekler.
2. Anayasa değişikliği paketini tartışırken BDP temsilcilerinin en sık kullandığı cümle şu: “Bunda bizim için hiçbir şey yok, öyleyse niye oy verme zahmetine girelim.” Bu köşeyi okuyanlar Kürtlerin kültürel özgürlük, daha fazla bölgesel özerklik ve sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınmaya yönelik meşru taleplerini her daim desteklediğimi biliyor. Fakat bu tür bir akıl yürütme karşısında, BDP’nin neyi savunduğunu gerçekten merak ediyorum. Kürtler, mevcut anayasada önerilen değişiklerden, belki diğer Türkiye vatandaşlarından daha da fazla yararlanacak olan Türkiye vatandaşları değil mi? Askeri mahkemelerin yetkilerinin ortadan kaldırılması Kürtlerin umurunda değil mi? Kürtler daha iyi işleyen bir yargıdan yana değil mi? Kürtlerin çıkarlarının ne olduğuna dair son derece dar bir kavrayışa dayananan itirazlar öne sürmeyi bırakın.
3. Tümüyle yeni bir anayasa arzusunu destekliyorum ve birçok gerekli reformun bu pakette olmadığına katılıyorum. Fakat ancak bir ‘evet’ sonucunun Türkiye’deki reform yanlısı güçlere ivme kazandıracağından da kuşkum yok. 12 Eylül’de hayırcılar kazanırsa yeni anayasayı, hatta Kürt veya Alevi açılımlarını unutun. Daha ileri reformlar bütün taraflarca rafa kaldırılacak ve mevcut anayasa için asla gerçek alternatifler ortaya koymayanlar kendilerini güçlenmiş hissedecektir.
4. Anketlerden açıkça anlaşıldığı üzere, boykot etmeyi düşünen insanların büyük kısmı, paketi AKP değil de başka bir parti önermiş olsa, normalde değişiklikler lehine oy kullanacak. Pek az boykotçu, değişikliklerin sınırlı da olsa ilerleme anlamına geldiğine itiraz ediyor. Büyük çoğunluğu sandığa gitmemeyi taktik veya stratejik hedeflerle gerekçelendiriyor. Bu da başarılı bir boykot kampanyasının ‘evet’ oylarından yiyerek ‘hayır’ kampını güçlendirmesi anlamına geliyor. Boykot yanlıları bu olumsuz etkiyi inkâr etmeyi sürdürüyor. Bir kez daha kendinizi ve Türkiye halkının kalanını kandırmayı bırakın. 12 Eylül’de evde oturmak
neticeye etki edecek; yani belli sonuçlar doğurmayacak olan hoş, sembolik bir jestten söz etmiyoruz. Boykot statükoyu savunanların değirmenine su taşıyor. Kürtlerin ve solun istediği bu mu?
5. CHP ve MHP’nin Güneydoğu’daki gücünün pek az olduğunu biliyoruz. Kürt oyları için AKP ile BDP çekişiyor. Bu yüzden Kürtlerin büyük çoğunluğu için sadece iki seçenek var: Evet veya boykot. Bu da aslında Kürt yoğunluklu bölgelerde gizli oy falan olmayacağı anlamına geliyor. 12 Eylül’de sandığa gidenlerin ezici çoğunluğunun ‘evet’ oyu vereceğini herkes biliyor. O gün BDP destekçileri ne yapacak? Hele hele Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir kentinin yüzde 51’den azının boykotu desteklemesi halinde istifa edeceğini açıklamışken ne yapacaklar? Evde veya kahvehanede oturup sonuçları mı bekleyecekler? Yoksa sokaklara çıkıp sandıkların etrafında dolaşarak boykot çağrısına kimin uymadığını mı tespit edecekler? Eğer bunu yaparlarsa, seçmenler için ağır ve anti-demokratik bir göz korkutma söz konusu olacaktır.
Bütün bu sebeplerden dolayı boykotu unutun ve 12 Eylül’de gerçek renginizi gösterin.