İsveç Parlamento Ombudsmanı Mats Melin: Ombudsmanlık müessesi her demokratik devlette olmalı (Özel)

Ombudsmanlık (kamu denetçiliği) kurumunun ilk kurulduğu ülke olan İsveç'in Parlamento Ombudsman'ı Mats Melin bu müessesinin her demokratik devlette ol

Ombudsmanlık (kamu denetçiliği) kurumunun ilk kurulduğu ülke olan İsveç'in Parlamento Ombudsman'ı Mats Melin bu müessesinin her demokratik devlette olması gerektiğini söyledi. 12 Eylül'de referanduma sunulacak anayasa değişikliği paketinde de yer alan kamu denetçiliği ile ilgili Cihan'a konuşan Melin, "Ombudsman kamu hizmeti yapan kurum ve şahısların yasaların çizdiği sınırların dışına çıkmamasının teminatıdır, demokratik karar alma mekanizmasının da güvencesidir. Ombudsman, halkın temsilcisi Parlamento tarafından alınan kararlara kamu gücünü kullanan kurum, kuruluş ve şahısların uyup uymadığını denetler." dedi.

İsveç'te kurum olarak askeriyeden polise, hapishanelerden bakanlıklara kadar her kurumu denetleme yetkileri olduğunu belirten Melin: "Bu kontrolün her kurumda yapılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü kamu sektörünün belli bir kısmını ombudsman kontrolünden çıkarırsanız halkın ombudsmanın yaptığı ise olan güvenine zarar vermiş olursunuz. Halkın ombudsmanın işini gerektiği gibi yaptığına olan inancı azaltırsınız." ifadelerini kullandı. "Ombudsmanın geniş bir denetleme alanına sahip olması sadece vatandaşa değil denetlenen kurumlara da büyük avantajlar sağlar." diyen Melin: "Çünkü bir kurum halkın güvenini kazanmak istiyorsa böyle bir kontrole boyun eğmeli. Bu kontrol bir devletin istikrarına ve güvenliğine de hizmet eder." şeklinde konuştu.

OMBUDSMANLIK KUVVETLER AYRILIĞINI SAĞLAMAK İÇİN KURULDU

İsveç'te Ombudsmanlık kurumunun 1809 yılında hayata geçirildiğini ifade eden Melin, şöyle devam etti: "Bu kurumun temel kurulma nedeni kuvvetler ayrılığı prensibini sağlama almaktı. O yıllarda kralın hükmü altında mutlak monarşi ile yönetilen İsveç'te bir devrim oldu ve kral tahttan indirildi. Yeni kabul edilen Anayasada Parlamento ile Kralın arasında kuvvet ayrılığını sağlamak ve otoriter yönetimin tekrar geri gelmemesi için böyle bir kuruma ihtiyaç duyuldu. Kısaca ombudsmanlık hukukun üstünlüğü kavramının yerleşmesi için kuruldu diyebiliriz. Bu yolla Parlamento adına kamu gücünü kullanan kral ve memurlarının yasa sınırları içinde hareket etmesini sağlanmak istendi."

İLK KURULDUĞU DÖNEMDE OLDUĞU GİBİ POPÜLER DEĞİLİZ

Aradan geçen 200 yılı aşkın süreye rağmen o günkü kurumla bugün arasında radikal bir değişiklik olmadığını söyleyen Melin, "O günde ombudsman kararlarının yasal bağlayıcılığı yoktu, bugün de yok. Ancak en büyük fark şu; ilk kurulduğuna ombudsmanlık çok sık olarak kullanılan bir anlaşmazlık çözme mercii idi, şimdi ise bu müessese eskisi kadar popüler değil." şeklinde konuştu. Şehir merkezinde mütevazi bir binada çalışan yaklaşık 60 kişi olduklarını söyleyen Melin, "Yılda aşağı yukarı 7 bin 500 şikâyet alıyoruz. Bu rakam her yıl yüzde 5-6 oranında artıyor." bilgisini verdi. "Bu şikâyetlerin yarısına yakınını inceleme yapmaya lüzum görmeden cevaplandırıyoruz." diye konuşan Melin: "Bu daha çok müştekilerin alanımıza girmeyen sorunları getirmelerinden örneğin banka, özel televizyon gibi özel bir şirketten şikâyet etme veya olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra yapılan şikâyet gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Hatta bazı müştekiler, bizden kesinleşmiş mahkeme kararını iptal etmemizi bile istiyorlar." dedi.

OMBUDSMANA BAŞVURMAK İÇİN İSVEÇ'TE YAŞAMA ŞARTI DAHİ YOK

"Bir kamu kuruluşu veya görevlisi tarafından haksızlığa uğratıldığını veya ihmal edildiğini düşünen bir kişi, hangi kökenden olursa olsun rahatlıkla ombudsmana gidebilir." diyerek sözlerine devam eden Melin: "Müşteki şikâyetini istediği her hangi bir dil ile de yapabilir. Yani İsveççe bilmek diye bir şart yok. Aynı şekilde ombudsmana başvurmak için İsveç vatandaşı olmak veya İsveç'te yaşamaya bile gerek yok. Sadece bir İsveç kamu otoritesi tarafından mağdur edilme şartı aranıyor. Bu noktada örneğin herhangi bir ülkedeki İsveç konsolosluğunda kendisine yanlış yapıldığını düşünen bir kişi ombudsmana müracaat edebilir. Müracaatlar ise başta telefon olmak üzere e-mail, mektup, faks vs yolla yapılabilir. Tabii şikâyetlerin yazılı bir şekilde yapılmasını her zaman tercih ediyoruz." dedi ve ekledi: "Su noktayı her zaman yapılan bir hata olduğu için altını çizerek hatırlatmak istiyorum. Şikâyet edilen olayın üzerinden en fazla iki yıl geçmiş olma şartı var."

GÖÇMEN KÖKENLİLER BİZİ FAZLA TANIMIYOR

Köklü bir kurum oldukları için İsveçliler tarafından iyi bilindiklerini belirten Melin, şöyle devam etti: "Ancak ülkemize sonradan gelen göçmenler bizi yeterince tanımıyor. Biz de bizi bilmedikleri gerçeğini göz ardı ederek kendimizi o insanlara yeterince tanıtamıyoruz. Bu nedenle bize şikâyete gelen belli bir miktarda göçmen kökenli olsa da çok sayıda gelmiyor." şeklinde bir özeleştiri yaptı. "Göçmen kökenli insanlardan genelde polis, savcı ve mahkemelerle ilgili şikâyetlerle geliyor." diyen Melin, şikayetlerin genellikle ayrımcılığa uğradığını düşünenlerden geldiğini belirtti. Herhangi bir eylemin ayrımcılık kastıyla işlendiğini nadiren ispatlayabildiklerini dile getiren Parlamento Ombusmanı, "Bu, 'ayrımcılık meydana gelmiyor' demek değildir tabii." şeklinde konuştu. Melin, "Biz herkesin ombudsmanıyız. Ombudsman bireyleri kamu karşısında haksız, kanunsuz sebepsiz davranışlara karşı korumak için var. Herkes bu noktada bize yazabilir, bize müracaat edebilir." şeklinde mesaj verdi.