Özince, Türk Bankacılığını Ve Sermaye Piyasasını Değerlendirdi

Türkiye İş Bankası tarafından 2008 yılından beri yürütülen ve Türkiye'deki en kapsamlı kurumsal ağaçlandırma çalışmalarından biri olan '81 İlde 81 Orman' projesi ve ana sponsorluğunu üstlendiği Türkiye Satranç Federasyonu tarafından Harran ilçesinde açılan satranç sınıfının açılışına katılmak üzere Şanlıurfa'ya gelen Türkiye İş Bankası Genel Mü

Türkiye İş Bankası tarafından 2008 yılından beri yürütülen ve Türkiye'deki en kapsamlı kurumsal ağaçlandırma çalışmalarından biri olan '81 İlde 81 Orman' projesi ve ana sponsorluğunu üstlendiği Türkiye Satranç Federasyonu tarafından Harran ilçesinde açılan satranç sınıfının açılışına katılmak üzere Şanlıurfa'ya gelen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türk Bankacılık sektörünü ve sermaye piyasasını değerlendirdi.
Türkiye'de bankacılığın uluslar arası standartlara göre halen yeterli olmadığını söyleyen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bununla birlikte sermaye piyasasının da halen yeterli olmadığını söyledi. İstenilen düzeye gelinebilmesi için mali sektörün desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Özince, "Türkiye'de bankacılık uluslar arası standartlara göre halen sığ. Zaten ülkemizin sadece bankacılık değil, sermaye piyasası da sığ. Yani Türkiye ekonomisinin motoru konumunda ki mali sektörümüz dünyanın
ilk 20 ekonomisi arasına girmiş bu ülkeyi, bu topluğu, uluslar arası yarışta başarı sağlayacak bir güce henüz ulaşmış değil. Bunun yapılabilmesi için bu sistemin daha çok desteklenmesi, daha çok serbestleştirilmesi lazım. Bankacılıkta ki performansın hasetle değerlendirilmesi lazım. Türklerin bankacılık yapamayacağı ifade edildiği Cumhuriyet öncesi dönemlerden bugün ülkemiz insanlarının sadece Türkiye değil, Türkiye dışında da bankacılık yapabildiğine dair binlerce örnek görüyoruz. Neden? Çünkü yöremizin en
iyi yetişen, müteşebbisi en fazla olan ülkesi biz olduğumuz için. Ama sonuç itibariyle de bir ülkenin bankacılığının, sermaye piyasasının derinliği gayri safi mille hasılasına oranla, nüfus başına bankacılık sermaye piyasası rakamlarının kıyaslanmasıyla biliniyor ki bu rakamlar Türkiye de hala geri" dedi.
İstanbul finans merkezi projesine devletten ve hükümetten destek beklediğini dile getiren Özince, "Türkiye'de 2001 krizi sonrasında başlatılan reformların hayatın her alanında, ama özellikle devletle ilgili konularda hasılasız sürdürülmesi lazım. Maalesef bu reformların yapılmasında sanki Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz bir miktar tavsayınca bir miktar yavaşlamaya başladı. Yani Türkiye konusunun sadece anayasa olmadığını düşünmemiz lazım. Bunun yanı sıra çağdaş Türkiye için bunları elden geçirmemiz
lazım. Bir kayıt dışı hadisesiyle dahi mücadele başarılı bulamadığımız ülkemizin mali reformlar açısından başarılı olduğunu dolayısıyla söylemek mümkün değil" diye konuştu.
Özince, bankacılık karları hakkında da düşüncesini şu sözlerle ifade etti:
"Bankacılığının karını yadırgamamak lazım. Nedeni şu; örneğin bir İş Bankası bugün 10 Milyar TL'ye yakın serbest sermayesi olan bir kuruluş. Nakit sermayeyi hangi işe koyarsanız koyun, özellikle para işinde gidip faize yatırsanız çok ciddi para kazanırsınız. Ama bankacılarımızın kaynak aktarma faaliyetleri yaparken karlı çalışması lazım. Karlı çalışmayan bankalarımızın Türkiye'ye ne kadar büyük sıkıntılar yaşattığını yaşadık gördük."
Özince, son zamanlarda gündeme gelen komisyon fiyatlar hakkında görüşünü de beyan etti. Komisyonlarda Türkiye İş Bankası'nın rekabet koşulları içinde en makul ücretleri uygulamaya çalıştığını vurgulayan Özince, şöyle konuştu:
"Kaldı ki müşterinin bankasının faiz ve komisyon tarifesinde en uygun yararlanması için önce bankasını seçmesi lazım. Her istediğiniz hizmeti başkasından alarak o banka ile ilişki kuramazsınız, bunun için en belki uygun olmayan piyasa fiyatları uygulanır. Kesinlikle sadakat ilişkisi arttıkça müşteri açısından da, banka açısından da verim yükselir. Bugün bildiğiniz gibi en ucuz bankacılık, elektronik bankacılıkta, internetten üzerinden yapılan bankacılıkta ve bankamatik üzerinden yapılan bankacılık da.
İnsan emeğinin değeri alınan finansal risklerde dikkate alındığında ben İş Bankasının normal ücret uyguladığını düşünüyorum. Ve bunu normal bulmadığımızı da, serbest piyasa rekabetinde her zaman alternatifimizin bulunduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye'de bankacılık hizmeti diğer alanlarda nasılsa aynen o seviyede yüksektir. Kaldı ki yasal uygulamaların dışında bir şey varsa da devletimiz bunun gereğini yapar."
Ziraat Bankası'ndan sonra Türkiye'de en fazla şubeye sahip olan banka olduklarını ve bunun yanı sıra Türkiye genelinde en fazla personeli bulunan banka olduklarının altının altını çizen Özince; Türkiye İş Bankasının 1200 civarında şubesinin, 20 Milyon civarında da müşterisinin bulunduğunu hatırlattı. Bu sayıların her geçen gün arttığını belirten Özince, "İş Bankasının her alanda müşterisi farklı ama 20 Milyon genel müşteri adeti var. Müşteri ve çalışan sayısını da arttırmaya devam ediyor. Neden devam
ediyor? Özel banka statüsünde olmasına rağmen hiçbir zaman şube açarken ülkenin batısında olan büyük kentlerle kendini sınırlamıyor. O nedenle bugün kamu bankası olan, kamuya hizmet eden Ziraat Bankasından sonra en fazla şubesi olan, Türkiye'nin çapında en fazla personeli olan banka Türkiye İş Bankası'dır" diyerek sözlerini tamamladı.
(KB-HE-E)