Ergenekon sanığı teğmen: Mevzu vatansa gerisi teferruattır

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi, bayrağı devraldığı komutanlarına, "Çiğiltepe düşmemiştir." diye seslendiğini söyledi. Çel

Ergenekon davasının tutuklu sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi, bayrağı devraldığı komutanlarına, "Çiğiltepe düşmemiştir." diye seslendiğini söyledi. Çelebi, "Mevzu vatansa gerisi teferruattır." dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 82. duruşmasına, tutuklu sanıklar eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, İbrahim Özcan, Ersin Gönenci ve Mustafa Dönmez katılmadı. Gazeteci Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 27 sanık ile tutuksuz yargılanan Noyan Çalıkuşu ve Hüseyin Keskin duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada usul hakkında konuşmak istediğini belirten tutuklu sanık Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, geçen 20 günlük süre içerisinde çok şeyin konuşulduğunu söyledi. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal tarafından "Babamı Ergenekon öldürdü" iddiasına değinen Balbay, "Geçitli'deki mayın saldırısına 'Ergenekon'un işi' denildi. Kamuoyundaki en ufak bir gelişmeyi bu davadan bilme geleneği başladı. Küresel ısınmayı ne zaman Ergenekon'a yıkacaklar merak ediyorum." dedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ise Balbay'ın sözlerine "Mümkündür." diye karşılık verdi. Balbay, "Gazetecilerle yapılan diyaloğun ardından kalemlerin susmasının silahların susmasından daha da önemli olduğu anlaşılmakta. Barış ortamı yaratılmak için bize, burada tutulmamız rolü biçilmiş. Barış akıllı insanların işidir. Kin tutan bir insan değilim. Ama burada kin büyüyor." diye konuştu.

Tutuklu sanık Tuncay Özkan ise, davanın tutuksuz sanıklarından emekli Albay Arif Doğan ile dün bir gazetede yer alan röportajı hatırlatarak, "'Susurluk'ta kaza öncesi araçta bir bakanın kızı olduğunu söyledim' diyor. Ayrıca 'Tuncay Özkan'a söyledim yazamadı' diyor. Jandarmanın Doğu'da kamplarda Hizbullah militanı yetiştirdiğini yazdım. Kendisi Jitem'i kurduğunu söylüyor. Bu nasıl bir örgüt ki yöneticisi bunları 'yayınla' diye bir talimat veriyor ve üyesi olan ben de yayınlamıyorum." diye konuştu.

Türkiye'ye teslim edilen teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı sorgulayan ekipte yer alan emekli Albay Hasan Atilla Uğur da görev yaptıkları dönemde PKK terör örgütünün yok olma noktasına geldiğini, ancak günümüzde pazarlık yapılan bir muhatap haline geldiğini öne sürdü. Uğur, "Türkiye bölünme noktasına gelmişti, herkesi uyarıyorum." iddiasında bulundu.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi'yi sanık kürsüsüne çağırarak davanın ertelendiği duruşmada yarım kalan savunmasına devam etmesini istedi. Sanık Çelebi, "Değerli bilim adamı Mehmet Haberal, değerli komutanım emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, değerli komutanlarım, tutuklu yargılanan bayanlar ve diğer tutukluların tahliyelerini kendi özgürlüğüme tercih ettiğimi ifade ederek savunmama devam ediyorum." dedi.

Bayrağı devraldığı komutanlarına "Çiğiltepe düşmemiştir." diye seslendiğini söyleyen Çelebi, "Tek kelime bile etmesem bu iddialar benim ceza almam için yetmez. Ancak konuşmamdaki amacım; Türk evladına doğrunun yanlıştan daha önemli olduğunu göstermektir. Mevzu vatansa gerisi teferruattır." diye konuştu. Çelebi, önceki duruşmasında 3 saatlik bir savunma yaptığını ifade ederek, "Başkanım, o duruşmada siz yoktunuz. Savunma yaptığım 3 saatlik bölümü özetlemek istiyorum." diyerek sözlerine devam etti.