Söz Kesmeye Giden Köylülere Saldırı İddiası
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinden Van'ın Başkale ilçesine söz kesmeye giden 3 araçlık konvoya yapılan saldırıda aralarında bir hamile kadın ve 10 aylık bir bebeğin bulunduğu 6 kişi yaralandı.
Yaralanan vatandaşlar, araçlarının önü kesilen korucular tarafından istenen haracı vermedikleri için saldırıya uğradıklarını, değeri eşyalarının çalındığını iddia ettiler.
Edinilen bilgiye göre, Yüksekova ilçe merkezine dönen ve üstü başı kan içinde kalan minibüs sürücüsü Ahmet Özdel, çoluk çocuk demeden herkesin meydan dayağından geçirildiğini anlattı. Özdel, "Bir söz kesme için Yüksekova'dan Başkale'nin Bırikan köyüne gittik. O köye gitmek için de Rezuk köyünün içinden geçtik. Söz kestikten sonra yine aynı yoldan döndük. Rezuk köyü girişinde 3 kişi aracımızı durdurarak 'Araçta mülteci var' diyerek bizden haraç istediler. Ben de 'Biz düğünden geliyoruz. Yanımdakilerde
eşim ve ailem, ne mültecisi?' diye tepki verdim. Haraç vermeyince aracı taş yağmuruna tuttular. Kaçmaya başlayınca bu seferde köy içinde tüm köylü cümbür cemaat önümüzü kesti. Biz bu kez durmak zorunda kaldık. Bizleri araçtan indiren köylüler hakaret etmeye başladı ve kadınların üzerindeki ziynet eşyaları aldılar. Benim kolumdaki saat çıkarıldı. Ardından taşla sopa ve ellerindeki korucu silahlarıyla üzerimize yürüdüler. Kadın çocuk demeden herkesi dövdüler. Ben bu sırada yaralanan bir kişiyi öldü sanan
köylü geri adım atınca biz de kaçmaya başladık. Arkamızdan da taş yağmuru devam etti. İki aracımızın camları kırıldı" dedi.
Düğün sahibi Abdulhalık Özdel ise Yeniköprü üçgeninde cereyan eden bu olayın kendisini şoke ettiğini belirtti. Bir an başka ülke sınırları girdikleri hissine kapıldığını ve gözlerine inanamadığını söyleyen Özdel, "Saldırıdan canımızı zor kurtardık ve köyün hemen dibinde bulunan Yeni Köprü Jandarma Karakoluna sığındık. Burada derdimizi anlattık onlarda bizi Bağışlı köyündeki sağlık ocağına ve karakoluna yönlendirdi. Bağışlı Karakol Komutanlığı'nda 'Sizi mülteci taşıyorsunuz sandıkları için dövmüşler,
bölge bizim mıntıkamız değil, Başkale Çaldıran Jandarma Karakolu'na gidin derdinizi anlatın' dendi. Bu duruma tepki göstererek, savcığa gidip Yeniköprü üçgeninde gelen gidenlerden haraç istenildiğini söylemek için suç duyurunda bulunacağımız söyledik. Yeniköprü'den geçen araçlar köylere gidince bu seferde Rezuk köylüleri tarafından arama yapılıyor ve haraç isteniyor. Biz bunun peşini bırakmayacağız tüm yasal haklarımızı kullanacağız" dedi.
Kafası kırılan Cevdet Özdel ise "Mahşer günü gibiydi" dedi.
Mağdur aileler, Yüksekova İHD Temsilciliği'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundular. Kendilerine başvurduğu söyleyen Yüksekova İHD Temsilcisi Bedirhan Alkan, "Bölgede yaşanan şiddetin dozajı artarak devam ediyor. Bölgede oluşan çetevari oluşumun ortaya çıkarılması için gerekli araştırmalarda bulunacağız" dedi.
Edinilen bilgiye göre, Yüksekova ilçe merkezine dönen ve üstü başı kan içinde kalan minibüs sürücüsü Ahmet Özdel, çoluk çocuk demeden herkesin meydan dayağından geçirildiğini anlattı. Özdel, "Bir söz kesme için Yüksekova'dan Başkale'nin Bırikan köyüne gittik. O köye gitmek için de Rezuk köyünün içinden geçtik. Söz kestikten sonra yine aynı yoldan döndük. Rezuk köyü girişinde 3 kişi aracımızı durdurarak 'Araçta mülteci var' diyerek bizden haraç istediler. Ben de 'Biz düğünden geliyoruz. Yanımdakilerde
eşim ve ailem, ne mültecisi?' diye tepki verdim. Haraç vermeyince aracı taş yağmuruna tuttular. Kaçmaya başlayınca bu seferde köy içinde tüm köylü cümbür cemaat önümüzü kesti. Biz bu kez durmak zorunda kaldık. Bizleri araçtan indiren köylüler hakaret etmeye başladı ve kadınların üzerindeki ziynet eşyaları aldılar. Benim kolumdaki saat çıkarıldı. Ardından taşla sopa ve ellerindeki korucu silahlarıyla üzerimize yürüdüler. Kadın çocuk demeden herkesi dövdüler. Ben bu sırada yaralanan bir kişiyi öldü sanan
köylü geri adım atınca biz de kaçmaya başladık. Arkamızdan da taş yağmuru devam etti. İki aracımızın camları kırıldı" dedi.
Düğün sahibi Abdulhalık Özdel ise Yeniköprü üçgeninde cereyan eden bu olayın kendisini şoke ettiğini belirtti. Bir an başka ülke sınırları girdikleri hissine kapıldığını ve gözlerine inanamadığını söyleyen Özdel, "Saldırıdan canımızı zor kurtardık ve köyün hemen dibinde bulunan Yeni Köprü Jandarma Karakoluna sığındık. Burada derdimizi anlattık onlarda bizi Bağışlı köyündeki sağlık ocağına ve karakoluna yönlendirdi. Bağışlı Karakol Komutanlığı'nda 'Sizi mülteci taşıyorsunuz sandıkları için dövmüşler,
bölge bizim mıntıkamız değil, Başkale Çaldıran Jandarma Karakolu'na gidin derdinizi anlatın' dendi. Bu duruma tepki göstererek, savcığa gidip Yeniköprü üçgeninde gelen gidenlerden haraç istenildiğini söylemek için suç duyurunda bulunacağımız söyledik. Yeniköprü'den geçen araçlar köylere gidince bu seferde Rezuk köylüleri tarafından arama yapılıyor ve haraç isteniyor. Biz bunun peşini bırakmayacağız tüm yasal haklarımızı kullanacağız" dedi.
Kafası kırılan Cevdet Özdel ise "Mahşer günü gibiydi" dedi.
Mağdur aileler, Yüksekova İHD Temsilciliği'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundular. Kendilerine başvurduğu söyleyen Yüksekova İHD Temsilcisi Bedirhan Alkan, "Bölgede yaşanan şiddetin dozajı artarak devam ediyor. Bölgede oluşan çetevari oluşumun ortaya çıkarılması için gerekli araştırmalarda bulunacağız" dedi.