FAO Başarı Öykülerine Türkiye'yi de kattı
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO)'nun ''Başarıya Giden Yollar - Tarımsal Üretim ve Gıda Güvenliğinde Başarı Öyküleri'' raporunda, Tür
FAO tarafından yayımlanan ''Başarıya Giden Yollar - Tarımsal Üretim ve Gıda Güvenliğinde Başarı Öyküleri'' raporunda, tarım gıda alanında ciddi ilerlemeler kaydeden farklı ülkelerin öykülerine yer verildi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, üç bölümden oluşan raporun ''Açlığın Yarıya İndirilmesi'' başlıklı bölümünde, Ermenistan, Brezilya, Nijerya ve Vietnam ile ilgili başarı öykülerine yer verildiği belirtildi. Cezayir, Malavi ve Türkiye ise 'Küresel Taleplerin Karşılanması için Tarımsal Dönüşüm' başlıklı bölümde yer aldı. 'Küçük İşletmelerde Verimliliğin Artırılması' bölümünde ise Endonezya, Meksika ve Sierra Leone'nin başarı öykülerine yer verildi.
ÇİFTÇİYE 5,6 MİLYAR DOLAR KREDİ
'Başarıya Giden Yollar - Tarımsal Üretim ve Gıda Güvenliğinde Başarı Öyküleri' raporunun Türkiye ile ilgili bölümünde, Türkiye'nin batıdaki komşularına taze ve işlenmiş meyve ve sert kabuklu yemişler ihraç ettiği, tarımsal ürün listesinde binin üzerinde ürün yer aldığı, ülkenin tarımsal ihracat değerinin yılda yaklaşık yüzde 5 oranında büyüdüğü anlatıldı. Türkiye'nin 1990'lı yılların son yarısında makroekonomik stabilitesinin önemli ölçüde sarsıldığı belirtilen, raporda şöyle denildi: ''Ülke önemli reformlar başlattı. Bu sürecin önemli bir bileşeni politik olarak dikkat gerektirmekle birlikte, tarımsal desteklerin tekrar düzenlenmesi yoluyla, desteklerin sektör açısından daha etkin hale getirilmesi ve maliyetlerin azaltılmasını amaçlamaktaydı. Ekonomik iyileşme ve ülkenin ekonomik beklentilerine ulaşmak açısından büyük bir gelişme yaşanmıştır. Bu süreci hızlandıran önemli sebeplerden bir tanesi, tarımsal kredi faizlerinde yapılan dikkate değer indirim olmuştur. 2000 yılında yüzde 59 düzeyinde iken bugüne geldiğimizde bu değer yüzde 17,5 değerlerine kadar gerilemiştir. Bu, kredi kullanımında 16 katlık bir artışla sonuçlanmış ve 2008 yılında 957 bin çiftçiye 5,64 milyar dolar sağlanmıştır.''
TARIM TÜRKİYE'DE GÜÇLÜ BİR SEKTÖR
Raporda, ülkenin gelişim sürecinde önemli bir sütunun tarım ürünü ihracat sektörü olduğu, bu süreçte tarımsal katma değerin GSMH;ye olan katkısının yüzde 10 düzeyinde gerçekleştiği, tarım ürünleri ihracatının, 1999–2001 yılları ve 2005–2007 yılları arasında büyüme değerinin Amerikan Doları üzerinden yıllık yüzde 4,7 düzeyinde olduğu kaydedildi.
Küresel ekonomik bunalımın ortaya çıkarttığı zorluklar karşısında dahi tarım sektörünün 2009 yılının ilk ayında yüzde 4,3 ve ikinci yarısında ise yüzde 6,7 büyüdüğü belirtilen raporda, ''Destekleyici politika önlemleri ve seçimli kamu sektör yatırımlarının bir kombinasyonu yoluyla, Türkiye, aynı zamanda yurtiçi talebin büyük bir kısmını karşılarken, yüksek kıymetli niş ürünler için bölgesel pazarlardan yararlanabilen güçlü ve rekabetçi bir tarım sektörü geliştirmeyi amaçlamaktadır'' denildi.
KADINLARA ÖNCELİK
Kırsal Kalkınma Destek Programı vasıtasıyla en uygun zamanda üretimi başlatarak geliri en yüksek seviyeye çıkarma konusunda çiftçileri yetkin kılan çalışmalar sergilendiği kaydedilen FAO raporunda, Türkiye'de tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması üzerine yönlendirme yapıldığı, 2003 ve 2009 yılları arasında, önceliğin kadınlara verildiği, 175 bin ailenin faydalandığı bin 600;den fazla çiftçi kooperatifinin projesinin desteklendiği kaydedildi. Bugüne kadar bu projeler için 150 milyon dolar sağlandığı, 75 milyon dolarlık hibenin de yeni ekipman ve makine alımına yöneltildiği ifade edildi.
HAVZA MODELİ: BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ÇALIŞMA
''Havza Modeli''nin de övüldüğü raporda, 2009 yılında tarımsal destek programlarının yönetimini geliştirmek amaçlı bir çaba içinde, benzeri görülmemiş ölçekli bir araştırmanın yapıldığı bu kapsamda iklim, toprak, topografya ve arazi sınıflarını kapsayan yaklaşık 527 milyonluk veri parçasının değerlendirildiği kaydedildi.
Raporda, ''Sonuç, 30 Tarım Havzasının belirlenmesidir. Şu anda her bir havza için model geliştiriliyor. Bunların kullanımı, teşviklerin daha etkin hedeflenmesine imkan tanıyarak, kamu kaynakları üzerindeki yükü hafifletecektir. Amaç, eksik olan ve özel sektörün ham materyal talebini karşılayan malların üretiminin artırılmasını sağlamak için destek verilmesini sağlamaktır. Makamlar, verimliliği en üst düzeye çıkarmak amacıyla, çevre ve uygun bölgelere, daha iyi bir şekilde farklı ürün ve canlı hayvan tahsis edebilecektir'' ifadelerine yer verildi.
"TÜRKİYE, 'AVRUPA;NIN KIŞ BAHÇESİ' OLMA POTANSİYELİNİ TAŞIYOR"
Raporun ''Tarımsal Yayım'' bölümünde hükümetin 30 binin üzerindeki köyde çiftçilere ücretsiz danışmanlık vermek üzere 10 bin tarım danışmanını istihdam etmeyi planladığı ve şimdiye kadar bunun 2 bin 500'ünün atandığı bildirildi.''Sigorta'' başlıklı bölümde ise çiftçilerin ürünlerini koruyan tarım sigortaları sisteminin 2006 yılında başlatıldığı ifade edilerek, hükümetin sigortanın yüzde 50'sinin hibe şeklinde ödeneceğini taahhüt ettiği bilgisine yer verildi. Raporun, ''Kırsal alanda insan kaynağının geliştirilmesi'' bölümünde Türkiye Hükümetinin geliştirilmiş eğitim sistemleri ve tarımsal eğitim programları ile yöre halkına yatırım yaptığı, buradaki amacın, girişimcilik ve yenilikçiliği özendirerek Türkiye;nin kırsal alanında daha fazla tarım dışı istihdam fırsatının oluşturulması ve kırsal alanda yaşayan insanların sosyal alandaki motivasyonunu artırmak olduğu belirtildi.
Hükümet suyun etkin kullanımı ve çevrenin korunmasını sağlamak için de damlama ve yağmurlama sulama ile basınçlı sulama sistemleri yatırımlarına faizsiz kredi ve yüzde 50 hibe sunduğu kaydedildi. Çevrenin ve doğal kaynakların korunması amacıyla ilke defa Türkiye'nin Tarım Envanterinin hazırlandığı, ürünlerin doğal gen kaynaklarının koruma altına alındığı ve Türkiye'nin dünyadaki en büyük üçüncü gen bankasına sahip olduğu ifade edildi.
Türkiye'nin, zengin doğal kaynakları ve geniş ekilebilir arazisiyle tarımsal ihracatını artırma konusunda büyük potansiyele sahip olduğu vurgulanan raporda, şöyle denildi: ''Destek politikalarının yeniden yönlendirilmesi aracılığıyla ticari denge bozulmaları önlenmiş ve pazarlar açılmıştır ki bu da tarımsal ihracatın yüzde 185 artışla 2002;de 4 milyarlık bir orandan 11,4 milyarlık düzeye yükselmesi ile sonuçlanmıştır. Avrupalı perakendeciler, Türkiye;nin 'Avrupa;nın kış bahçesi' olma potansiyelini taşıdığı ve AB pazarlarına üretim sezonu dışında turunçgiller, kiraz, üzüm ve domates sağlayabileceği görüşündedir. Türkiye'nin işlenmemiş gıda ihracatı listesinde başı çeken diğer bazı ürünler ise fındık, kuru incir, kayısı, mercimek ve nohuttur. Türkiye'de, tedarik zincirlerini geliştirmek ve iyileştirmek için uzun vadeli öngörü ve bütünsel yaklaşım sahibi, küresel oyuncu olma hedefinde, gelişmiş teknolojiye sahip gıda işleme işletmeleri bulunmaktadır. Sözgelimi, şekerleme ve işlenmiş sebze ihracatı yakın dönemde katsal büyüme göstermiştir. Devlet, üreticilere gıda işleme sektöründe güvenilirliği ve etkinliği artırma konusunda yardımcı olmaya kararlıdır.''