Gediz'de Ortak Basın Açıklaması Yapan Sendika Temsilcileri:
Kütahya'nın Gediz ilçesinde, sağlık çalışanlarına yapılan haksızlıklara karşı ortak bir basın açıklaması yapan sendika temsilcileri zulüm yapanlardan hesap sorulacağını söylediler.
Gediz Devlet Hastanesi önünde yapılan ortak basın açıklamasına Türk Sağlık-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kürşat Atmaca, Kamu-Sen Kütahya İl Temsilcisi Mehmet Karabekir, Türk Sağlık-Sen Kütahya Şube Başkanı Hüseyin Karakurt, Türk Tarım Orman-Sen Kütahya Şube Başkanı Ömer Bulut, Cumhuriyet Halk Partisi Gediz İlçe Başkanı Avukat Şeref Han, Milliyetçi Hareket Partisi Gediz İlçe Başkanı Yücel Apaydın, MHP eski Belediye Başkanı İsmail Şenol, sendika yöneticileri ve üyeler katıldı.
Türk Sağlık-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kürşat Atmaca tarafından okunan basın bildirisi şöyle denildi: Bu gün burada ağızlarını her açtıklarında adaletten, haktan hukuktan bahsedenlerin gerçek yüzlerini bir kez daha herkese göstermek için bulunuyoruz. "Üstünlerin Hukukundan Hukukun Üstünlüğüne" sloganı ile Anayasa değişikliğine evet denmesi için meydanlarda nara atanların kendi düzenlerinde nasıl hak hukuk tanımadıklarının şahidi olacaksınız.Bugün Kütahya'da hukuksuzluk, adaletsizlik yaşanmaktadır. Vazifesi sadece devletin verdiği görev ile milletine hizmet etmek olan bir kamu çalışanına zulüm yapılmaktadır. 2007 yılında Gediz Devlet Hastanesi Müdürü olan Önder Kıcıroğlu genel seçimlerde milletvekili adayı olmak için görevinden ayrılmış fakat aday listesinde yer almadığı için tekrar görevine dönmek istemiştir. Yaptığı sadece demokratik bir hakkını kullanarak aday olmaktır. Fakat kendisi gibi düşünmeyen herkese kin ve öfke duyan, ona zulüm yapmayı adeta görev sayan iktidardaki zihniyet ve onun şakşakçıları Önder Beyi eski görevine atamamak için Gediz'e geçici bir müdür atayarak dolu göstermişler ve onu Altıntaş İlçesi Devlet Hastanesine müdür olarak atamışlardır. Bir insanın evini düzenini yıkan onu başka bir yere tayine mahkum eden bu zihniyetin adalet anlayışı budur. Bu yapılanlar onların haysiyet ve karakter dereceleri içinde çok önemli bir ölçü olmuştur. Devletin verdiği gücü kendi menfaati ve keyfiyetine göre kullanan valiyi Hz. Ömer çoban yaparak cezalandırmıştı. Şimdi bu adalet anlayışından eser yok ama bunları yapanların yanına bırakılmayacağını herkes iyi bilmelidir. Biz çalışanların temsilcileri olarak bu hesabın sorulması için tüm gücümüzle uğraşacağız.Bu zalim atama kararına karşı Önder Bey eş durumunda tayin talebinde bulunmuş, sadece ailesinin birliğini korumak istemiştir. Ailesi ile birlikte olması bile çok görülerek bu talep reddedilmiştir. Ağızlarını açtıklarında Hz. Ömer adaletinden dem vuranlar, kendilerini herkesten daha demokrat ve haktan yana sayanlar insanların ailelerinden ayrı kalmasını keyiflenerek izlemişler, kendileri gibi düşünmeyenlerin ailelerini bile parçalamaktan asla çekinmemişlerdir.
Bu insafsız tutuma ancak yargı dur demiş, Danıştay Önder Beyin eiş durumu tayin talebini haklı bularak Gediz'e dönmesini sağlamıştır. Fakat bu zihniyet bundan sonrada durmamıştır. Danıştay kararından sonra adeta hafiyeliğe soyunanlar Önder Beyin özel hayatını bile didiklemek gibi bir haysiyetsizliğin içine girmişlerdir. Allah'tan korkusu kuldan utanması olmayanlar Önder Beyin bir sosyal paylaşım sitesindeki kişisel sayfasındaki bir linkten medet umarak bunu Başbakanlığa ve Sağlık Bakanlığına göndermişler, yeni ve kirli bir tezgahı sahnelemişlerdir. Bu kirli tezgahla Önder Beyin tayininin Domaniç'e ayniyat saymanı olarak yaptırmışlardır. Gediz'den bir insanı Domaniç'e gönderenler nasıl bir vicdan sahibidir merak ediyorum. Bu tayini yapanlar görevlerini yaparak Kütahya'ya hizmet etmeyi öncelik haline getirselerdi hayırlı bir iş yapmış olurlardı.Bu tezgahı kuranlar ise insanlıktan nasibini almayan, vicdan ve izan sahibi olmayanlardır. Bir insanı ailesinden ayırmak için kirli tezgah kuranlar, hafiyelik yaparak oraya buraya şikayet edenlerin nasıl bir karaktere sahip olduklarını çok fazla da anlatmaya gerek yoktur. Zulüm ile geleceklerini şekillendirenlerin sonunun berbat olacağı açıktır. Buradan açıkça ilan ediyorum. Üyelerimize ve çalışanlara zulüm yapanlardan hesap soracağız. Hak, hukuk tanımayanlar bunu bedelini elbette ki ödeyeceklerdir. Önder Beyin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz. Gediz'de de Domaniç'te de görev yaparız. Çünkü biz işimizi ve ülkemizi seviyoruz. Ama haksızlığa gelemeyiz. Uysal bir koyun gibi başımızı uzatmayız. Zalimi ve zulmü sevemeyiz. Herkes bunu iyice hafızasına kazısın. Hak için yürüttüğümüz mücadelede hakkı sonuna kadar savunacağız. Bir tane üyemizin hakkını hiç kimsede bırakmayacağız. Önder Bey için gerekli tüm girişimlerde bulunacağız. Onu sağa sola şikayet eden kraldan çok kralcı kesilen şakşakçılarla ilgili de suç duyuruları yapacağız. Onlarında adalet önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Hiç kimsenin yaptığını yanına bırakmayacağız."
Türk Sağlık-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Kürşat Atmaca tarafından okunan basın bildirisi şöyle denildi: Bu gün burada ağızlarını her açtıklarında adaletten, haktan hukuktan bahsedenlerin gerçek yüzlerini bir kez daha herkese göstermek için bulunuyoruz. "Üstünlerin Hukukundan Hukukun Üstünlüğüne" sloganı ile Anayasa değişikliğine evet denmesi için meydanlarda nara atanların kendi düzenlerinde nasıl hak hukuk tanımadıklarının şahidi olacaksınız.Bugün Kütahya'da hukuksuzluk, adaletsizlik yaşanmaktadır. Vazifesi sadece devletin verdiği görev ile milletine hizmet etmek olan bir kamu çalışanına zulüm yapılmaktadır. 2007 yılında Gediz Devlet Hastanesi Müdürü olan Önder Kıcıroğlu genel seçimlerde milletvekili adayı olmak için görevinden ayrılmış fakat aday listesinde yer almadığı için tekrar görevine dönmek istemiştir. Yaptığı sadece demokratik bir hakkını kullanarak aday olmaktır. Fakat kendisi gibi düşünmeyen herkese kin ve öfke duyan, ona zulüm yapmayı adeta görev sayan iktidardaki zihniyet ve onun şakşakçıları Önder Beyi eski görevine atamamak için Gediz'e geçici bir müdür atayarak dolu göstermişler ve onu Altıntaş İlçesi Devlet Hastanesine müdür olarak atamışlardır. Bir insanın evini düzenini yıkan onu başka bir yere tayine mahkum eden bu zihniyetin adalet anlayışı budur. Bu yapılanlar onların haysiyet ve karakter dereceleri içinde çok önemli bir ölçü olmuştur. Devletin verdiği gücü kendi menfaati ve keyfiyetine göre kullanan valiyi Hz. Ömer çoban yaparak cezalandırmıştı. Şimdi bu adalet anlayışından eser yok ama bunları yapanların yanına bırakılmayacağını herkes iyi bilmelidir. Biz çalışanların temsilcileri olarak bu hesabın sorulması için tüm gücümüzle uğraşacağız.Bu zalim atama kararına karşı Önder Bey eş durumunda tayin talebinde bulunmuş, sadece ailesinin birliğini korumak istemiştir. Ailesi ile birlikte olması bile çok görülerek bu talep reddedilmiştir. Ağızlarını açtıklarında Hz. Ömer adaletinden dem vuranlar, kendilerini herkesten daha demokrat ve haktan yana sayanlar insanların ailelerinden ayrı kalmasını keyiflenerek izlemişler, kendileri gibi düşünmeyenlerin ailelerini bile parçalamaktan asla çekinmemişlerdir.
Bu insafsız tutuma ancak yargı dur demiş, Danıştay Önder Beyin eiş durumu tayin talebini haklı bularak Gediz'e dönmesini sağlamıştır. Fakat bu zihniyet bundan sonrada durmamıştır. Danıştay kararından sonra adeta hafiyeliğe soyunanlar Önder Beyin özel hayatını bile didiklemek gibi bir haysiyetsizliğin içine girmişlerdir. Allah'tan korkusu kuldan utanması olmayanlar Önder Beyin bir sosyal paylaşım sitesindeki kişisel sayfasındaki bir linkten medet umarak bunu Başbakanlığa ve Sağlık Bakanlığına göndermişler, yeni ve kirli bir tezgahı sahnelemişlerdir. Bu kirli tezgahla Önder Beyin tayininin Domaniç'e ayniyat saymanı olarak yaptırmışlardır. Gediz'den bir insanı Domaniç'e gönderenler nasıl bir vicdan sahibidir merak ediyorum. Bu tayini yapanlar görevlerini yaparak Kütahya'ya hizmet etmeyi öncelik haline getirselerdi hayırlı bir iş yapmış olurlardı.Bu tezgahı kuranlar ise insanlıktan nasibini almayan, vicdan ve izan sahibi olmayanlardır. Bir insanı ailesinden ayırmak için kirli tezgah kuranlar, hafiyelik yaparak oraya buraya şikayet edenlerin nasıl bir karaktere sahip olduklarını çok fazla da anlatmaya gerek yoktur. Zulüm ile geleceklerini şekillendirenlerin sonunun berbat olacağı açıktır. Buradan açıkça ilan ediyorum. Üyelerimize ve çalışanlara zulüm yapanlardan hesap soracağız. Hak, hukuk tanımayanlar bunu bedelini elbette ki ödeyeceklerdir. Önder Beyin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz. Gediz'de de Domaniç'te de görev yaparız. Çünkü biz işimizi ve ülkemizi seviyoruz. Ama haksızlığa gelemeyiz. Uysal bir koyun gibi başımızı uzatmayız. Zalimi ve zulmü sevemeyiz. Herkes bunu iyice hafızasına kazısın. Hak için yürüttüğümüz mücadelede hakkı sonuna kadar savunacağız. Bir tane üyemizin hakkını hiç kimsede bırakmayacağız. Önder Bey için gerekli tüm girişimlerde bulunacağız. Onu sağa sola şikayet eden kraldan çok kralcı kesilen şakşakçılarla ilgili de suç duyuruları yapacağız. Onlarında adalet önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Hiç kimsenin yaptığını yanına bırakmayacağız."