Ergenekon davasında AK Parti kapatma davasının dosyası istendi (2)

Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AK Parti aleyhine açılan kapatma davası dosyasının Anayasa Mahkemesi'nden istenmesine karar

Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AK Parti aleyhine açılan kapatma davası dosyasının Anayasa Mahkemesi'nden istenmesine karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan Ergenekon davasının öğleden sonraki bölümünde bazı sanık avukatlarının taleplerinin alınmasından sonra ara verilmişti. Saat 15.00 sıralarında Mahkeme Heyeti duruşma salonuna girdi. Heyet adına alınan karar, Başkan Köksal Şengün'ün tahliye talepleri için karşı oy kullanmaya devam etmesi nedeniyle üye hakim Hüsnü Çalmuk tarafından okundu.

Ara kararda 25'inci sırada yer alan AK Parti'nin kapatma davasına ait dosyanın ve eklerinin Anayasa Mahkemesi'nden istenmesine ilişkin karar oldukça ilgi çekti.

Tutuklu sanıklardan Mustafa Dönmez'in talepleri doğrultusunda Zir Vadisi'nde yapılan kazı çalışmaları sırasında çekilen görüntülerdeki konuşmaların çözümünün yaptırılması için TÜBİTAK'tan bilirkişi tayin edilmesine ve gerekli incelemenin yaptırılmasına karar verildi. Aynı talep doğrultusunda kazı bölgesindeki arama çalışmalarına ilişkin ulusal yayın kuruluşları tarafından naklen yayın yapıldığının belirlendiği belirtilen kararda, bu görüntülerin tespit edilerek kurumlarından istenmesine karar verildi.

Daha önceki ara kararda bütün bilgisayar harddisk imajları, imha tutanakları gibi birçok gizli bilgi ve belgesi istenilen Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı'nın üzerindeki mahkeme incelemesi halen titizlikle sürdürülüyor. Bugünkü duruşmada ise tutuklu sanık Levent Ersöz'ün, Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na kaç yılında atamasının yapıldığı ve kaç yıl görev yaptığı sorulacak.

Ayrıca Sanık Ersöz'ün, son görev yerinden Bilecik Er Eğitim Tugay Komutanı olarak atanmasının normal bir atama olup olmadığı, tedbiren mi yoksa usulüne uygun bir atama mı yapıldığının da sorulmasına karar verildi.

Sorulacak bir diğer konu da Ersöz'ün bir önceki görev yaptığı Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı ile Bilecik Tugay Komutanlığı'nın alt-üst veya eş bir görev olup olmadığının sorulması da karara bağlandı.

Öte yandan sanıklardan Hasan Atilla Uğur, Cihandar Hasanhanoğlu ve Mustafa Koç'un, 2004 yılı Temmuz-Eylül ayları arasında nerelere atandıkları ve bu atamaların normal olup olmadığının sorulması da karara bağlandı.

Ergenekon yargılamalarında sık sık Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'yla JİTEM diye bir kuruluş olup olmadığına ilişkin yapılan yazışmalar benzeri bir ara karar daha verildi. Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'na ayrı ayrı yazı yazılarak Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı Hulusi Sayın'a bağlı olarak Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı bünyesinde görev yapan sanık Arif Doğan'ın yönetiminde Cem Ersever, Abdulkerim Kırcı, Ali Yıldız, Hüseyin kara ve Aytekin Özen isimli subayların da içerisinde bulunduğu, sık sık sınırdışı operasyonlara giden tim veya bir askeri grup olduğu iddialarının bulunduğu belirtilen kararda bu hususların ayrıntılı olarak araştırılıp mahkemeye belgi verilmesi istendi.

Tüm tutuklu sanıklar ile avukatlarının tahliyeye ilişkin talepleri ise oy çokluğuyla reddedildi. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, kimisi için "içinde bulunduğu içtimai durum", kimisi için de "Delilleri karartma ihtimali bulunmadığı" gibi farklı gerekçelerle Tuncay Özkan, Mustafa Balbay; Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu ve Mustafa Özbek gibi isimlerin de arasında bulunduğu 29 tutuklu sanığın tahliye edilmesi gerektiğini ileri sürerek, oy çokluğuyla alınan tahliyeye ilişkin red kararına muhalefet ettiğini belirtti.

Ancak davada bir de oy birliğiyle tahliye talepleri reddedilen 7 tutuklu sanık bulunuyor. Bu sanıkların arasında Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, İbrahim Şahin ve Mustafa Levent Göktaş, Mustafa Dönmez ve Neriman Aydın yer alıyor.

Duruşma sonunda tutuklu sanıklardan Mustafa Balbay, mahkeme heyetine karşı "Bu nasıl adelet? Bunun adına adalet değil atalet derler. Adalet istiyoruz. Her şeye rağmen adaleti beklemeye devam edeceğiz." diye bağırdı. Balbay, daha sonra geri tarafta duruşmayı izlemek için gelen dostları ve yakınlarına doğru yaklaşarak, "Can sıkıntısı ya da bıkkınlıkla söylemedim bunları. Bir şeyler söylemem gerekiyordu kendilerine. Bu nedenle söyledim." şeklinde açıklama yaptı. Duruşma, 2 Eylül 2010 tarihine ertelendi.