Ak Parti Köy Gezilerini De Sürdürüyor
Ak Parti heyeti, Zonguldak'ın Ereğli ilçesine bağlı belde ve köylerini sürdürüyor.
Ak Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen, Ereğli ilçe başkanı Erol Şahin, İl genel meclis üyeleri ve il yönetim kurulu ile ilçe yönetim kurulu üyeleri Ereğli ilçesine bağlı Şamlar köyü, Ormanlı beldesinde iftar yaptı. Ak Parti Ereğli İlçe Başkanı Erol Şahin, köylüden evet oyu istedi. Şahin, "Bilindiği gibi her yaz dönemlerinde, meclisimizin tatil olmasının ardından vekillerimizle beraber köylerimize çıkıyoruz. Bu yıl Ramazan ayına denk geldiği için sizlerle akşamları iftarlarda bir araya gelmeye çalışıyoruz. Hem sorunlarınızı dinlemeye çalışıyoruz. Ayrıca 12 Eylül tarihinde gerçekleştirilecek olan Anayasa Değişikliği Referandumu için 'evet' oyu istiyoruz. 12 Eylül Referandumu bir parti meselesi değildir. Türkiye'nin daha fazla büyüyüp gelişebilmesi için çağdaş bir anayasaya ihtiyacı bulunuyor. Halkın büyük problemi olan anayasanın güncelliğini yitirmiş olmasından doğan bir tür sıkıntılar vardı. Anayasa değişikliğini 26 madde ile sizlerin önüne getirdik. Bu maddelerin içerisinde ülkenin demokratikleşmesi adına, üstlerin hukuku değil de, hukukun üstünlüğünü ön plana çıkaran, Yargıtay'da düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nde düzenleme, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanması gibi konular yer alıyor" dedi.
Ayrıca Şahin, 12 Eylül'de yapılacak olan anayasa referandumu öncesinde değişiklik paketindeki maddelerin tek tek okunmasını ve içeriğinin araştırılmasını istedi. Şahin, "Anayasa toplumların kendi metnidir. Ve onların yaşamını belirler. Anayasa değişiklik paketindeki maddelerin her birinin içeriğini iyice araştırın. Oyunuzu ona göre atın" dedi.
"DAHA ÇAĞDAŞ BİR ANAYASININ ÖNÜ AÇILIYOR"
Ak Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ise 12 Eylül referandumunda daha çağdaş bir anayasanın önü açılacağını ifade etti. 12 Eylül Referandumu'nun halkın iradesini hâkim kılma meselesi olduğunu ve kurumların hepsinin de bu milletin kurumları olduğunu belirten Türkmen, anayasa değişikliği paketinin kabul görmemesi amacıyla çalışan muhalefet partilerini de eleştirdi. Yeni anayasa paketi ile pozitif ayrımcılığın söz konusu olabileceğin ibelirten Türkmen, pozitif ayrımcılığı ise şöyle anlattı;
"Üzerinde sıkça durulan iki maddeye karşı çıkan muhalefetin de katkıda bulunmalarını beklerdik. Biz hükümet olarak hem sorumlu hem de yetkiliyiz. Biz iktidar olarak, zaman sermayesini iyi kullanmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği bir başlangıçtır ve inanıyorum ki daha demokratik, daha çağdaş bir Türkiye için bunun devamı da gelecektir. Anayasa değişikliği neler mi getiriyor. Kadınlarımıza, Gençlerimize, Özürlülerimize, Şehit ailelerine, dul ve yetimlere anayasada özel haklar vermeye çalışıyoruz. Pozitif ayrımcılık anlamı şudur; insanlarımız öldüğü zaman TTK'da, Erdemir'de veya başka bir yerde kamu kurumlarında şehit olan insanların çocukları dul ve yetimlerin çocukları ve diğer ihtiyacı olan insanlarımız iş yerlerine daha rahat imtihansız girebilmeleridir. Bunu şimdi anlamıyoruz, çünkü şu anki anayasamız bunu engelliyor. Anayasamız diyor ki, insanlar eşittir buna aykırı hareket edemezsin, yani kimseyi kayıramazsın. Dolayısıyla kanunlar bizi engellediği için anayasa bizi engellediği için yapamıyoruz. Şimdi bunu yapabilecek imkâna sahip olacağız İnşallah. 12 Eylülde bu anayasa değişikliğini yaptığımız zaman toplumun ihtiyaç duyulan kesimleri mağdur olan kesimlerini imtihansız oralara alabilme imkânına sahip olacağız."
SENDİKALARA TOPLU SÖZLEŞME HAKKI
Milletvekili Türkmen, anayasa paketi ile sendikalara toplu sözleşme hakkı verildiğini kaydetti. Anayasa Mahkemesi'ni, İnsan Hakları Mahkemesi olarak 2 kurula ayıracaklarını da anlatan Türkmen, "Sendikalarımıza toplu sözleşme hakkı veriyoruz. İşçilerimize başka sendikalara da üye olma hakkı veriyoruz. Eskiden 1 sendikaya üye olabiliniyordu şimdi ise istediği kadar sendikaya üye olma imkânına sahip olacaklar. Ola ki özel sektörde mesela tersaneler bölgesinde, bir sendikaya üye olmalarını istiyor patronlar. 'Evet' ona üye olacak, eğer isterse diğer sendikalara da üye olabilecek. Önünde engelleri kaldırmış oluruz. Bireysel hak dediğimiz insan hakları mahkemesine gidiyoruz. Ve buralara giden bütün vatandaşlarımızda haklı çıkıyor. Trilyonlarca lira tazminat ödüyoruz, aynı zamanda sicilimiz bozuluyor. Şimdi anayasa mahkemesini aynı zamanda insan hakları mahkemesi şeklinde iki kurula ayıracağız. Bir tanesi sadece bunlara bakacak diğer bir tanesi de aynı görevine devam edecek" dedi.
"SUBAYLAR İRTİCA KORKUSUYLA ORDUDAN ATILMAYACAK"
Yaş kararları ile 2 bin 600 subayın ordudan atıldığını anlatan Türkmen, işinden edilen subayların hiçbir mahkeme yolunun bulunmadığını da ifade etti. Subayların hiçbir suçu bulunmamasına rağmen sadece irtica korkusu ile ordudan atıldığını belirten Türkmen, "Yaş kararları vardır. Oturur komutanlar derki; 'işte sen işimize gelmedin, senin eşin türbanlı' gibi mazeretle emekliliği gelmemesine rağmen insanları işten ayırırlar. Askerlik mesleği de, öle bir şey ki, ondan başka bir işte yapamıyorsun.
Kendi görevlerini yaptığından veya yapamadığından değil de bir mahkeme kararı olmadan atabiliyorlardı. Şimdi bunlar mahkemeye gidebilecek ve kimse işten atılamayacak. Şu ana kadar 2600 üzerinde insanımız böyle atılmıştır. Bunun asıl nedeni şu genellikle ürettiğimiz bir irtica meselesi vardır. Yıllarca üretilen bir korku meselesi. Atılan subaylarımızın asıl atılma sebebi irticacı olduğu gerekçesiyledir. Bir suç işlediği için değil. Şunu söylemek lazım biz Anayasada yaptığımız bu değişiklikle daha güzel bir anayasa yapmanın önünü açmış olacağız. Bu ülkede şunu herkes söyler, zenginseniz, nüfuzluysanız adamlarınız varsa hukuk size göre işler. Yıllardır söylenen budur. Torpillinin hukuku kendine göredir. Artık üstünlerin hukuku değil de, hukukun üstünlüğünü, herkese eşit olan hukuku yapmaya çalışıyoruz. Bunun dedikodusunu yapabilirler ama bu iş o kadar basit bir iş değil. Maddelere baktığımız zaman sizde göreceksiniz. Bu ülkede, yönetilemeyen bir ülke vardır. İşlerine geldiği zaman, sabahleyin bir düdük çalarlar. Türkiye'yi her defasında 10 ile15 yıl geriye götürüler. Artık Türk milleti bu gerilemeyi hak etmiyor. Ne Yargıtay, ne Danıştay ne Anayasa mahkemesinde biri suç işlese bunlara hesap soracak, bir kurum yok. Buralara seçilenler emekli oluncaya kadar da orada kalırlar. Ya ölecekler ya 65 yaş olacak, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir kurum yok. Şimdi biz bunları zamana bağlıyoruz. Diyoruz ki Anayasa mahkemesine seçildiğiniz zaman görev süreniz 12 yıl olacak diyoruz. HSYK' ya seçilenler, 4 yıl sonra ayrılacak, yenileri seçilecek kendisi seçilebiliyorsa bir daha aday olabilir. 13 bin hâkim savcı onları seçiyorsa seçilsin" diye konuştu.
Ayrıca Şahin, 12 Eylül'de yapılacak olan anayasa referandumu öncesinde değişiklik paketindeki maddelerin tek tek okunmasını ve içeriğinin araştırılmasını istedi. Şahin, "Anayasa toplumların kendi metnidir. Ve onların yaşamını belirler. Anayasa değişiklik paketindeki maddelerin her birinin içeriğini iyice araştırın. Oyunuzu ona göre atın" dedi.
"DAHA ÇAĞDAŞ BİR ANAYASININ ÖNÜ AÇILIYOR"
Ak Parti Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ise 12 Eylül referandumunda daha çağdaş bir anayasanın önü açılacağını ifade etti. 12 Eylül Referandumu'nun halkın iradesini hâkim kılma meselesi olduğunu ve kurumların hepsinin de bu milletin kurumları olduğunu belirten Türkmen, anayasa değişikliği paketinin kabul görmemesi amacıyla çalışan muhalefet partilerini de eleştirdi. Yeni anayasa paketi ile pozitif ayrımcılığın söz konusu olabileceğin ibelirten Türkmen, pozitif ayrımcılığı ise şöyle anlattı;
"Üzerinde sıkça durulan iki maddeye karşı çıkan muhalefetin de katkıda bulunmalarını beklerdik. Biz hükümet olarak hem sorumlu hem de yetkiliyiz. Biz iktidar olarak, zaman sermayesini iyi kullanmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği bir başlangıçtır ve inanıyorum ki daha demokratik, daha çağdaş bir Türkiye için bunun devamı da gelecektir. Anayasa değişikliği neler mi getiriyor. Kadınlarımıza, Gençlerimize, Özürlülerimize, Şehit ailelerine, dul ve yetimlere anayasada özel haklar vermeye çalışıyoruz. Pozitif ayrımcılık anlamı şudur; insanlarımız öldüğü zaman TTK'da, Erdemir'de veya başka bir yerde kamu kurumlarında şehit olan insanların çocukları dul ve yetimlerin çocukları ve diğer ihtiyacı olan insanlarımız iş yerlerine daha rahat imtihansız girebilmeleridir. Bunu şimdi anlamıyoruz, çünkü şu anki anayasamız bunu engelliyor. Anayasamız diyor ki, insanlar eşittir buna aykırı hareket edemezsin, yani kimseyi kayıramazsın. Dolayısıyla kanunlar bizi engellediği için anayasa bizi engellediği için yapamıyoruz. Şimdi bunu yapabilecek imkâna sahip olacağız İnşallah. 12 Eylülde bu anayasa değişikliğini yaptığımız zaman toplumun ihtiyaç duyulan kesimleri mağdur olan kesimlerini imtihansız oralara alabilme imkânına sahip olacağız."
SENDİKALARA TOPLU SÖZLEŞME HAKKI
Milletvekili Türkmen, anayasa paketi ile sendikalara toplu sözleşme hakkı verildiğini kaydetti. Anayasa Mahkemesi'ni, İnsan Hakları Mahkemesi olarak 2 kurula ayıracaklarını da anlatan Türkmen, "Sendikalarımıza toplu sözleşme hakkı veriyoruz. İşçilerimize başka sendikalara da üye olma hakkı veriyoruz. Eskiden 1 sendikaya üye olabiliniyordu şimdi ise istediği kadar sendikaya üye olma imkânına sahip olacaklar. Ola ki özel sektörde mesela tersaneler bölgesinde, bir sendikaya üye olmalarını istiyor patronlar. 'Evet' ona üye olacak, eğer isterse diğer sendikalara da üye olabilecek. Önünde engelleri kaldırmış oluruz. Bireysel hak dediğimiz insan hakları mahkemesine gidiyoruz. Ve buralara giden bütün vatandaşlarımızda haklı çıkıyor. Trilyonlarca lira tazminat ödüyoruz, aynı zamanda sicilimiz bozuluyor. Şimdi anayasa mahkemesini aynı zamanda insan hakları mahkemesi şeklinde iki kurula ayıracağız. Bir tanesi sadece bunlara bakacak diğer bir tanesi de aynı görevine devam edecek" dedi.
"SUBAYLAR İRTİCA KORKUSUYLA ORDUDAN ATILMAYACAK"
Yaş kararları ile 2 bin 600 subayın ordudan atıldığını anlatan Türkmen, işinden edilen subayların hiçbir mahkeme yolunun bulunmadığını da ifade etti. Subayların hiçbir suçu bulunmamasına rağmen sadece irtica korkusu ile ordudan atıldığını belirten Türkmen, "Yaş kararları vardır. Oturur komutanlar derki; 'işte sen işimize gelmedin, senin eşin türbanlı' gibi mazeretle emekliliği gelmemesine rağmen insanları işten ayırırlar. Askerlik mesleği de, öle bir şey ki, ondan başka bir işte yapamıyorsun.
Kendi görevlerini yaptığından veya yapamadığından değil de bir mahkeme kararı olmadan atabiliyorlardı. Şimdi bunlar mahkemeye gidebilecek ve kimse işten atılamayacak. Şu ana kadar 2600 üzerinde insanımız böyle atılmıştır. Bunun asıl nedeni şu genellikle ürettiğimiz bir irtica meselesi vardır. Yıllarca üretilen bir korku meselesi. Atılan subaylarımızın asıl atılma sebebi irticacı olduğu gerekçesiyledir. Bir suç işlediği için değil. Şunu söylemek lazım biz Anayasada yaptığımız bu değişiklikle daha güzel bir anayasa yapmanın önünü açmış olacağız. Bu ülkede şunu herkes söyler, zenginseniz, nüfuzluysanız adamlarınız varsa hukuk size göre işler. Yıllardır söylenen budur. Torpillinin hukuku kendine göredir. Artık üstünlerin hukuku değil de, hukukun üstünlüğünü, herkese eşit olan hukuku yapmaya çalışıyoruz. Bunun dedikodusunu yapabilirler ama bu iş o kadar basit bir iş değil. Maddelere baktığımız zaman sizde göreceksiniz. Bu ülkede, yönetilemeyen bir ülke vardır. İşlerine geldiği zaman, sabahleyin bir düdük çalarlar. Türkiye'yi her defasında 10 ile15 yıl geriye götürüler. Artık Türk milleti bu gerilemeyi hak etmiyor. Ne Yargıtay, ne Danıştay ne Anayasa mahkemesinde biri suç işlese bunlara hesap soracak, bir kurum yok. Buralara seçilenler emekli oluncaya kadar da orada kalırlar. Ya ölecekler ya 65 yaş olacak, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir kurum yok. Şimdi biz bunları zamana bağlıyoruz. Diyoruz ki Anayasa mahkemesine seçildiğiniz zaman görev süreniz 12 yıl olacak diyoruz. HSYK' ya seçilenler, 4 yıl sonra ayrılacak, yenileri seçilecek kendisi seçilebiliyorsa bir daha aday olabilir. 13 bin hâkim savcı onları seçiyorsa seçilsin" diye konuştu.