Bölge Gezisini Sürdüren Chp Heyetinden Diyarbakır'da Açıklamalar
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1989 tarihli 'Kürt Raporu'nu güncellemek için çıktıkları Güneydoğu ve Doğu Anadolu gezisi kapsamında Mardin'in ardından Diyarbakır'a gelen CHP heyeti inceleme ve temaslarına devam etti
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1989 tarihli 'Kürt Raporu'nu güncellemek için çıktıkları Güneydoğu ve Doğu Anadolu gezisi kapsamında Mardin'in ardından Diyarbakır'a gelen CHP heyeti inceleme ve temaslarına devam etti.
Heyette yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Diyarbakır'da partiye katılanlara rozet takma töreninde Başbakan Erdoğan'ın dün Meclis Grup toplantısındaki duygusal açıklamalarına değindi. Koç, "12 Eylül'de insanlar asılırken, sen söğüt gölgesinde oturup futbol oynuyordun. Şimdi de kalkmış televizyonlarda gözyaşı dökerek o insanların çektiği eziyet üzerinden siyaset yapmaya kalkıyor. Sırf bu yüzden bile Anayasaya 'Hayır' demek gerekir" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ve beraberindeki 7 kişilik heyet CHP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda rozet takma törenine katıldı. DSP Hani İlçe Teşkilatı'nın CHP'ye katılması dolayısıyla rozet takma töreni düzenlenirken, tören sonrası Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç bir konuşma yaptı. Koç, her türlü kimliğe ve kültüre saygı duyduklarını belirterek, "Ben kimliğimi yaşamak istiyorum. Bölgede çok ciddi bir sıkıntı var. 1989'da hazırladığımız Kürt raporunu tekrar bölgede insanlarımız ve sivil toplum
kuruluşları (STK) ile görüşerek tekrar derliyoruz. Ankara'da masa başında oturup değişik araştırmacıların hazırladığı tezlerle değil, bölgedeki insanlarla ve temsilcilerle görüşerek derliyoruz. 1989 yılında hazırladığımız rapor vardı, bu raporu 3 aylık bir süre içinde bölgedeki bütün illerde halkla, partililerimiz ile, STK'larla konuşup tekrar siyaset sahnesine sunmayı düşünüyoruz. Bu sorun yakıcı bir sorundur, çok aktörü var. Kendi kimliğini ve inancını yaşamak isteyen herkesin başımızın üstünde yeri var.
İnsanın insan olmaktan olan en temel hakkı budur. Hiç kimse annesinin, babasının veya doğduğunda inancının ne olacağını seçme şansı yok. O insanı o şekliyle kabul etmek ve bağrına basması gerekiyor. Sen şu inançtasın, sen bu inançtasın diye ayrıştırmaya kalkarsak, bu, topluma huzur getirmez. Ben kimliğimi yaşamak istiyorum kardeşim. Kimliğimin bana verdiği özellikleri, kültürü, örfü adetimi yaşamak istiyorum. Terörle şiddetle bu olmuyor. Şiddet ve terör, siyaseti rehin almasın. Bin yıldır beraber yaşadık
yine yaşamak istiyoruz. Kaderimiz ortak. Günün birinde birisi bir düdük çalıyor, benim bütün haklarımı alıyor. CHP olarak sizlerden biraz uzak kaldık, bizler de siyaset olarak zor dönemler geçirdik, ama bundan sonra her yerde buluşmak zorundayız. 12 Eylül'de emekçiler çalışanlar, üniversitedekiler, düşünen insanlar zindanlarda ezilirken, dar ağaçlarında asılırken, Sayın Başbakan söğüt gölgesinde oturup futbol oynuyordu. Şimdi de kalkmış dün televizyonda ağlamaya kalkıyor, o insanların çektiği eziyet
üzerinden siyaset yapmak istiyor, işte onun için sırf bunun için bile anayasaya 'Hayır' demek gerekir" ifadelerini kullandı.
"KAHVELERDE KÖYLERDE ANLATIN BUNLAR UCUBE DEĞİL DİYE"
Koç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a yaptığı benzetmeye de değinerek, "Sen gerçekten siyasete girdiğinde, yoksullukla mücadele edeceğini, çalışanın hakkını koruyacağını söyledin meydanlarda. Aradan 8 yıl geçti o meydanlarda konuşan Tayyip Bey gitmiş yerine çoluğu çocuğu yakınındaki Bakanların tümünü zenginleştirdin. O zaman senin adın Tayyip Bey değil siyaset ile zenginleşen Recep Bey'dir. Tümümüz birbirimize sahip çıkalım ki kalabalığın içinden bizi birer birer alıp Başbakan'ın
insafına terk etmesinler. Tekel işçilerinin yaşadıkları sıkıntıları biliyorum. Bundan sonra arkadaşlarımızın yaşadığı bütün sorunları çözmek için hem yasal hem de siyasal bütün desteği vereceğiz. Siyasette ya bir partiyi ya öbür partiyi seçmek zorunda değilsiniz, insanı konuyu insana oturtan ve insanın tüm sorunlarını konu alan sosyal demokrat çözümler üreten ve Kemal Kılıçdaroğlu ile de inanılmaz bir dalga yakalayan CHP'ye gelin bir dalga da Diyarbakır'da sağlayalım. Gelin hep beraber her kimliğe her,
ne ezenin ne ezilenin siyasetini kuralım. Kimse ölmesin, kimse ayrışmasın, hep beraber kardeşçe yaşayacak bir halk iktidarı kuralım. Kahvelerde köylerde anlatın, bu insanlar ucube değil, bizi kimliğimiz üzerinden sömürmüyorlar deyin" diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından Hani'de istifa ederek CHP'ye geçen DSP yönetimine rozet takılarak tören sona ererken heyet Ergani ilçesinde yapılacak rozet törenine katılmak üzere yola çıktı.
Heyette yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Diyarbakır'da partiye katılanlara rozet takma töreninde Başbakan Erdoğan'ın dün Meclis Grup toplantısındaki duygusal açıklamalarına değindi. Koç, "12 Eylül'de insanlar asılırken, sen söğüt gölgesinde oturup futbol oynuyordun. Şimdi de kalkmış televizyonlarda gözyaşı dökerek o insanların çektiği eziyet üzerinden siyaset yapmaya kalkıyor. Sırf bu yüzden bile Anayasaya 'Hayır' demek gerekir" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ve beraberindeki 7 kişilik heyet CHP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda rozet takma törenine katıldı. DSP Hani İlçe Teşkilatı'nın CHP'ye katılması dolayısıyla rozet takma töreni düzenlenirken, tören sonrası Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç bir konuşma yaptı. Koç, her türlü kimliğe ve kültüre saygı duyduklarını belirterek, "Ben kimliğimi yaşamak istiyorum. Bölgede çok ciddi bir sıkıntı var. 1989'da hazırladığımız Kürt raporunu tekrar bölgede insanlarımız ve sivil toplum
kuruluşları (STK) ile görüşerek tekrar derliyoruz. Ankara'da masa başında oturup değişik araştırmacıların hazırladığı tezlerle değil, bölgedeki insanlarla ve temsilcilerle görüşerek derliyoruz. 1989 yılında hazırladığımız rapor vardı, bu raporu 3 aylık bir süre içinde bölgedeki bütün illerde halkla, partililerimiz ile, STK'larla konuşup tekrar siyaset sahnesine sunmayı düşünüyoruz. Bu sorun yakıcı bir sorundur, çok aktörü var. Kendi kimliğini ve inancını yaşamak isteyen herkesin başımızın üstünde yeri var.
İnsanın insan olmaktan olan en temel hakkı budur. Hiç kimse annesinin, babasının veya doğduğunda inancının ne olacağını seçme şansı yok. O insanı o şekliyle kabul etmek ve bağrına basması gerekiyor. Sen şu inançtasın, sen bu inançtasın diye ayrıştırmaya kalkarsak, bu, topluma huzur getirmez. Ben kimliğimi yaşamak istiyorum kardeşim. Kimliğimin bana verdiği özellikleri, kültürü, örfü adetimi yaşamak istiyorum. Terörle şiddetle bu olmuyor. Şiddet ve terör, siyaseti rehin almasın. Bin yıldır beraber yaşadık
yine yaşamak istiyoruz. Kaderimiz ortak. Günün birinde birisi bir düdük çalıyor, benim bütün haklarımı alıyor. CHP olarak sizlerden biraz uzak kaldık, bizler de siyaset olarak zor dönemler geçirdik, ama bundan sonra her yerde buluşmak zorundayız. 12 Eylül'de emekçiler çalışanlar, üniversitedekiler, düşünen insanlar zindanlarda ezilirken, dar ağaçlarında asılırken, Sayın Başbakan söğüt gölgesinde oturup futbol oynuyordu. Şimdi de kalkmış dün televizyonda ağlamaya kalkıyor, o insanların çektiği eziyet
üzerinden siyaset yapmak istiyor, işte onun için sırf bunun için bile anayasaya 'Hayır' demek gerekir" ifadelerini kullandı.
"KAHVELERDE KÖYLERDE ANLATIN BUNLAR UCUBE DEĞİL DİYE"
Koç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a yaptığı benzetmeye de değinerek, "Sen gerçekten siyasete girdiğinde, yoksullukla mücadele edeceğini, çalışanın hakkını koruyacağını söyledin meydanlarda. Aradan 8 yıl geçti o meydanlarda konuşan Tayyip Bey gitmiş yerine çoluğu çocuğu yakınındaki Bakanların tümünü zenginleştirdin. O zaman senin adın Tayyip Bey değil siyaset ile zenginleşen Recep Bey'dir. Tümümüz birbirimize sahip çıkalım ki kalabalığın içinden bizi birer birer alıp Başbakan'ın
insafına terk etmesinler. Tekel işçilerinin yaşadıkları sıkıntıları biliyorum. Bundan sonra arkadaşlarımızın yaşadığı bütün sorunları çözmek için hem yasal hem de siyasal bütün desteği vereceğiz. Siyasette ya bir partiyi ya öbür partiyi seçmek zorunda değilsiniz, insanı konuyu insana oturtan ve insanın tüm sorunlarını konu alan sosyal demokrat çözümler üreten ve Kemal Kılıçdaroğlu ile de inanılmaz bir dalga yakalayan CHP'ye gelin bir dalga da Diyarbakır'da sağlayalım. Gelin hep beraber her kimliğe her,
ne ezenin ne ezilenin siyasetini kuralım. Kimse ölmesin, kimse ayrışmasın, hep beraber kardeşçe yaşayacak bir halk iktidarı kuralım. Kahvelerde köylerde anlatın, bu insanlar ucube değil, bizi kimliğimiz üzerinden sömürmüyorlar deyin" diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından Hani'de istifa ederek CHP'ye geçen DSP yönetimine rozet takılarak tören sona ererken heyet Ergani ilçesinde yapılacak rozet törenine katılmak üzere yola çıktı.