İlhan Selçuk'a piyanolu, sazlı veda

Çoklu organ yetmezliği nedeni ile 85 yaşında yaşamını yitiren Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk için düzenlenen cenaze törenine katılanlar gözyaşlarına hakim olamazken, zaman zaman hükümet protestoları yaşandı.

Çoklu organ yetmezliği nedeni ile 85 yaşında yaşamını yitiren Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk için düzenlenen cenaze törenine katılanlar gözyaşlarına hakim olamazken, zaman zaman hükümet protestoları yaşandı.


İSTANBUL -Selçuk için düzenlenen törende duygusal anlar yaşandı. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Selver Tanilli, töreninde gözyaşlarını tutamadı. Lütfi Kırdar’da bugün 12.00’de düzenlenen tören saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından sevenleri Selçuk’u uzun süre ayakta alkışladı.

-FAZIL SAY’DAN PİYANO, ERDAL ERZİNCAN’DAN SAZ DİNLETİSİ-
Selçuk’un hayatından fotoğraf karelerinin sinevizyonda gösterildiği törende, müzisyen Erdal Erzincan saz, piyanist Fazıl Say piyano dinletisi yaptı. Selçuk’un cenaze törenine sanat ve siyaset dünyasının yoğun ilgi gösterdiği gözlendi. Törene, Genco Erkal, Masum Türker, İlyas Salman, Süheyl Batum. Berhan Şimşek, Orhan Erinç, Meriç Velidedeoğlu, Ülfet Ertel, Ruhan Selçuk, Süleyman Çelebi, Mustafa Sarıgül, Umut Oran, Önder Sav ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı (İSO) Tanıl Küçük ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç katıldı.

Selçuk için düzenlenen törene, Balyoz Soruşturmasından beraat eden Çetin Doğan da, eşiyle birlikte katıldı. Doğan, gazetecilerin soruları üzerine, İlhan Selçuk’la ilgili düşüncelerini dile getirdi. Doğan, Selçuk’un gönlü ve kafasının aydınlık olduğunu, sağlığında bunları insanları aydınlatmak için kullandığını söyledi. Selçuk gibi kendisinin de Ergenekon sürecini yaşadığını dile getiren Doğan, "O süreci yaşadım. İnsanda derin izler bırakıyor. Şairin dediği gibi, "Ben yanmazsam, sen yanmazsan, nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa. Yana yana görevini yaptı. Aydınlanma sürecini ulusumuz tamamlayacak. Vatan sağ olsun diyorum" açıklamasında bulundu.

-VÜCUDU YAPILAN HAKSIZLIKLARA TAHAMMÜL EDEMEDİ-
Törende konuşan gazeteci-yazar Alev Coşkun, Selçuk’un Ergenekon sürecinde gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirerek, şunları söyledi: "2008’in karanlık Mart gecesi, sabaha karşı evini bastılar. İlhan Abiyi aldılar. Seni nezarete koydular. Oysa devlet sana koruma vermişti. Nereye gidip, geldiğin belliydi ama sana bunu reva gördüler. Seni terör örgütünün başı olmakla suçladılar. Ziverbey Köşkü’nden de dayanıklıydın bu olanlara ama yorulmuş vücudun bu son hakaretlere dayanamadı. Sana karşı yapılan bu haksız muameleye vücudun tahammül edemedi. Aramızdan ayrılmanın asıl nedeni budur. Bu yüzden sende basın şehidisin. Vasiyetini yerine getireceğiz. Cumhuriyet Gazetesi çizgisinden ödün vermeden yoluna devam edeceğiz."

-SAV’DAN SELÇUK’A ARİSTO BENZETMESİ-
CHP Genel Başkan Yardımcısı Önder Sav, "Sürekli devrimciliğe dayanan, çağdaşlaşmanın savunucusunu yitirdik. O eşsiz, sürekli eşsiz birisiydi. Mustafa Kemal Atatürk, ‘Devrim güneş kadar parlak, güneş kadar sıcak, güneş kadar bize uzaktır. Ben güneşe bakar, sonra ilerlemek üzere yola koyulurum’ diyordu. İlhan Selçuk böyle bir devrimciydi. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu gibi bir devrimciydi. Tarihi Sivas kongresinin yapıldığı Sivas sokaklarında kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat dedikleri canlar da bu devrim güneşine yürüdüler. Devrimciliğin yükü ağırdır, bedeli vardır. İlhan Selçuk bedel ödeyen devrimcilerden birisidir. Tıpkı asırlar önce bedel ödeyen Aristo gibi. Aristo’yu mahkum eden yargıçları, hiç bir toplum ve insanlık dünyası umursamıyor; ama Aristo’yu anıyor. Bedel ödetenleri kınayacakları bir süreci de yaşayacağız. Nice aydınlarımız, düşündüklerinden dolayı derde uğramayacakları, çağdaş demokrasi ile buluştuğu zaman İlhan Selçuk’un ruhu şad olacaktır" dedi. Sav, sözlerini tamamlamasının ardından uzun süre ayakta alkışlandı.

-"MERHABA İLHAN ABİ"-
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya da şunları söyledi: "Bizim yolculuğumuz uzun bir yolculuktu. Kimi kez hüzün, kimi kez sevinç. Merhaba onurlu ve devrimci yüreğiyle mücadele eden İlhan Abi. Merhaba sözde değil, özde Atatürkçüler, solcular, sosyalistler. Aydınlanma devrimine inanan, Sivas’ta diri diri yakılan aydınların çocukları, eşleri anaları merhaba. Merhaba Mustafa Balbay, merhaba, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek merhaba. Bugünkü yazımda var. İlhan Selçuk’un, Susurluk’taki devlet içindeki "örgütlü silahlı güç" ortaya çıktığı gün yazdığı yazılar... Güneydoğuda faili meçhullerde yazdığı yazılar. Din, dil, mezhep ayrımı gözetmeden laik cumhuriyet çatısında yaşayan İlhan Selçuk merhaba. Bizim uzun yolculuğumuz bitmedi. Bu uzun yolculuğumuz devam edecek. Demokrasi, temel hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunacağız. Emekçilerin yanında olan kimliğimizden çekinmeyeceğiz. Devrimciyiz, sosyalistiz. Özde Atatürkçüyüz. Tarikatçıların şemsiyesi altında Atatürkçülük yapanlardan hiç değiliz. Yunus Nadi, Nadir Nadi’nin çizdiği yolda, ödün vermeden devam edeceğiz. Senin devrimci ruhun bizim yaşam biçimimiz olacaktır."

-EVİNE GELEN POLİSLERE ÇAY-
Süleyman Çelebi ise "ölüm kalleştir ve geri dönülmezdir" sözleriyle konuşmasına başladı. Çelebi, "İlhan Selçuk, yol haritamızı belirlemiş, bu konuda ödün vermemiş, dik durmayı becermiş önemli bir önderimiz. Yaşadığı talihsiz gün, evine gelen polislere çay ısmarlama hümanistliğini de üstlenen birisi. O penceresini sEürekli, emekten, demokrasiden, insan haklarından, laiklikten, Cumhuriyetten yana bize açmıştır. Demokrasi dışı yaklaşımlara karşı mücadele vermiştir. Ziverbey’de bunu sonun kadar savunmuş ve ödün vermemiştir. 12 Eylül hukukuna karşı ödün vermemiştir. Selçuk’a yapılan demokrasi dışı hareket, bu ülkenin ayıbıdır, utan, utan, utan. Biz Cumhuriyet okurları olarak, o pencerede öksüz kaldık ama asla Cumhuriyet kalmayacaktır" diye konuştu.

Orhan Erinç ise İlhan Selçuk ile ilgili düşüncelerini, şu şekilde dile getirdi: "İlhan ağabeyi, gazeteci olarak değerlendirirken, gazetecilik sürecindeki yaşamını örnek almak gerektiğini düşünüyorum. Gazeteciliği özel çıkarlara alet etmemeyi, gazeteciliği bir yaşam biçimi olarak yapılacağının somut bir örneğidir. Cumhuriyet Gazetesi’nin bugüne ulaşmasında Selçuk’un önemli katkıları vardır. Son dönemde İlhan Abi’nin çizdiği yolda yürüme konusunda hem Cumhuriyet çalışanları, hem Cumhuriyet okurlarının ellerinde bir mihenk taşı vardır. O mihenk taşı da İlhan Selçuk’un belirlediği yayın ilkeleridir. Kendisini TGC olarak saygı ile selamlıyorum. Kendisini unutma olanağımız olmadığını da bir kez daha vurguluyorum."

ÇOCUKLAR İLHAN AĞABEY'İN PENCERESİNDEN BAKACAK
DSP Genel Başkanı Masum Türker de İlhan Selçuk ile ilgili olarak, “Son dönemlerde kendisine yapılanlar aslında herkesin ders alması gereken bir süreç yaşattı bize. Kendisine Tanrı'dan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.

Sinema sanatçısı Tarık Akan da “Ülkemin çok önemli çok değerli aydınlarını böyle teker teker kaybetmek ve üstüne basılarak karanlık düşünceler bu güzel insanları yok ediyor ülkemde ve ülkemin geleceğini iyice karartıyor. Ama ben şuna çok inanıyorum ki Türkiye'de laik demokratik çağdaş insanların çocukları da İlhan ağabeyin penceresinde bakacaktır. Onu her zaman yaşatacağız. Işıklar içinde yatsın” diye konuştu.

O PENCEREDE BİR BAYRAK DİREĞİ GİBİ DİMDİKTİ
Kürsüye çıkarak bir konuşma yapan Rutkay Aziz “O'nun ölümsüzlüğüne yakışan birer insan olarak bu hayatı ve Türkiye'yi hak edeceğiz. Bu Ergenekon süreci içinde sabahın erken saatlerinde hoyratça adalete hukuka sığmayan vicdansız bir biçimde alınmakla üzgündü. Onu bir biçimde vurdular ama o pencerede bir bayrak direği gibi dimdikti” dedi. Rutkay Aziz, İlhan Selçuk'un Japon Gülü yazısından bir bölüm de okudu.

VATANDAŞTAN PROTESTO
Erdal Erzincan'ın saz dinletisinin ardından bir kişi salonda ayağa kalkarak, “Kahrolsun Recep Tayyip Erdoğan faşizmi” diye bağırdı. Bağırdıktan sonra yerine oturan vatandaş, salondan bir süre alkış da aldı.

YAZINCA İŞTE BU OLUYOR
Yazar Doğan Hızlan “Gerçekten O'nu seviyorsak O'nun yazdıklarına inanıyorsak o zaman O'nun yazdıklarını sürdürmeliyiz. Düşüncelerimizde ve yaşantımızda onu örnek almalıyız" dedi. Yazar Emre Kongar, “O benim arkamdan konuşacaktı. Beni aldatıyordu. 'Hem konuşurum hem yazarım' diyordu. O Mart sabahı sonun başlangıcı oldu onun için” diye konuştu. Emre Kongar, İlhan Selçuk'un zaman zaman kendine espri yaptığını ve “Yazıyorsun da ne oluyor?” dediğini kendisinin de İlhan Selçuk'a “Siz yazında ne oluyorsa işte o oluyor” dediğini hatırlattı. Kongar Selçuk'un ölümünü hatırlatarak, “Yazınca işte bu oluyor. İşte bu oluyor” dedi.

MUSTAFA BALBAY'DAN MESAJ
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mesaj da okundu. Mustafa Balbay mesajında, “Dışarıya çıktığımız zaman 'İlhan Ağabey'i görecek miyim?' diye düşünüyordum. Elbet bir gün buluşacağız. Bu böyle yarım kalmayacak” dedi.

CUMHURİYET'TE TÖREN
Buradaki törenden sonra İlhan Selçuk'un cenazesi araca konuldu. Cenaze bin kişilik kortej eşliğinden Halaskargazi Caddesi'nden Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesi'ne doğru yola çıkarıldı. Cenaze aracının önüne büyük bir Türk bayrağı açıldı. Bir kişi de Atatürk posteri taşıdı. Korteje katılanlar “Hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz”, “Hükümet istifa”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP hesap verecek”, “Cumhuriyet değil AKP yıkılacak” ve “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan attılar. Yürüyüş sırasında çevredekilerden bazıları geçen korteje alkış tuttu. Bir grup da okur da gazete önünde cenazeyi bekledi. Kortej Cumhuriyet Gazetesi'ne geldikten sonra burada da bir veda töreni düzenlendi. Yağmur yüzünden kısa tutulan konuşmalardan sonra İlhan Selçuk toprağa verileceği Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesine götürülmek üzere cenaze aracına konuldu. (dha, anka)

Radikal