Minaredeki Yabancı'nın 18 yıllık öyküsü kitaplaştı

"Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı'dan başka yoktur tapacak." sesleriyle uyandı 18 yıl boyunca Türk insanı. Ve bu alışılmadık ses günde 5 defa minarel

"Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı'dan başka yoktur tapacak." sesleriyle uyandı 18 yıl boyunca Türk insanı. Ve bu alışılmadık ses günde 5 defa minarelerden yankılanmaya devam etti. Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan, bu 'yabancı sesi'n hikayesini, "Türkçe Ezan Minaredeki Yabancı" isimli kitabında kaleme aldı.

Türkiye'de ezanın Türkçe okunduğu yıllarda yaşananlara farklı bir bakış açısı getiren, tarihten tanıklar ve gazete kupürleriyle de desteklenen kitapta, Türkçe ezan okumamak için deli raporu alanlardan, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan, son Osmanlı müezzinlerinden Tahir Çağıran'a, Bediüzzaman Said Nursi'nin talebesi Mehmet Kırkıncı'dan Çorum'un Alaca ilçesinden "46 Demokratı" Mustafa Kağızman'a, ezan Arapça okunduğunda bu haberin Ordu'da un helvasıyla kutlandığını hatırlayan emekli Yarbay Cemal Yıldız'a kadar onlarca tanığın dilinden ezanın bilinmeyen gerçekleri bu sözlü tarih çalışmasıyla ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

İsmet İnönü döneminin en tartışılan icraatlarından birisi "Türkçe Ezan" ve o dönemde yaşananlar tarihçi-yazar Mustafa Armağan'ın "Türkçe Ezan, Minaredeki Yabancı" kitabıyla gün yüzüne çıkıyor.

Kitabında, "Türkiye'de tam 18 yıl boyunca minarelerden bu yabancı ses yükseldi. Adına "Türkçe ezan" denilmişti. Halbuki Türkçe, Farsça, İngilizce... ezan diye bir şey yoktur. Ezan bir tanedir ve o da Bilal-i Habeşî'nin ilk okuduğu ezandır. Biz ona "Ezân-ı Muhammedî" diyoruz, yani "Peygamber Efendimiz'in (sav) Ezanı". 1932 Ocak'ında başlayan gereksiz bir maceradan ve onun 1950 Mayıs'ındaki görkemli bitişinden söz ediyor bu kitap. Ezanı Türkçeleştirenler, bu sayede halkın ezanda ne denildiğini anlayacağını ve o zaman 'daha iyi Müslüman' olacaklarını ileri sürdüler. Oysa ezan zaten "Türkçe"ydi. Onu anlamayan tek bir kişi bile gösterilemezdi." sözlerine yer veren Armağan, Arapça ezana alışık ve her kelimesini son derece iyi anlayan vatandaşın, Türkçe Ezan'a ne kadar yabancı ve uzak kaldığını tarihten tanıkların diliyle getiriyor.

14 Mayıs seçimlerinde "Yeter! Söz Milletin" sloganıyla yola çıkan Demokrat Parti, ezici bir zafer kazanarak Türk insanının bir türlü kabul edemediği uygulamaya son verdi.

Mustafa Armağan, Türkçe Ezan ve Menderes'le sözlü tarihin kapılarını çalmanın ne denli bereketli bir emeğe dönüşebileceğini gösteriyor. Başında bulunduğu gönüllü bir grupla Türkçe ezanın okunduğu günleri ve ezanın Arapça okunmasının serbest bırakıldığı 16 Haziran 1950 gününü yaşayanları bulup konuşturmuş ve o büyük günün tek bir kare fotoğrafını çekmeyi denemiş. Armağan'ın tarihi yeniden aydınlatan kitabında Tek beslenme kaynağı ezan olan bir felçli hastanın Türkçe ezan okununca hayat damarlarının nasıl kuruyup üçüncü gününde aniden öldüğünden, ağlamaktan ezan okuyamayan müezzinlerden tutun da Arapça ezan okumak için deli raporu olmaya razı olanlara kadar bir çok hayat hikayesi yer alıyor.

Özetle Türkçe Ezan ve Menderes, ezan yasağının kaldırılışının 60. yılında tarihin tozlu perdelerini başarılı bir şekilde havalandırıyor.