Türkiye'de Esnafın 'Adı' Yok
Mersin Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (MESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, bugün Türkiye genelinde yaklaşık 3 milyon esnaf olmasına karşın, yasal mevzuatlarda esnafın adının dahi olmadığını öne sürdü
Mersin Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (MESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, bugün Türkiye genelinde yaklaşık 3 milyon esnaf olmasına karşın, yasal mevzuatlarda esnafın adının dahi olmadığını öne sürdü. Esnaf ve sanatkarların bir ülkenin dinamosu olduğunu kaydeden Dinçer, yaşanan süreçte esnafın rekabet edebilmesi için babadan kalma yöntemlerden vazgeçip, kendisini geliştirip değişime de ayak uydurmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi.
MESOB 21. Olağan Genel Kurulu, Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştiriliyor. 575 üyesi bulunan ve mevcut başkan Talat Dinçer'in hazırlamış olduğu tek listeyle gidilen kongrede Divan Başkanlığı'nı ise; Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanvekili Uğur Bektaş üstlendi. Yoğun ilginin gösterildiği genel kurula; MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş, Türkiye Ayakkabıcılar Federasyon Genel Başkanı Fatih Özcan, Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Mustafa Yıldız, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü
Mükremin Sürücü, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, KOGEB Mersin İl Müdürü Ali Çelik de katıldı.
Burada konuşan Talat Dinçer, bugün Türkiye genelinde 3 bin 124 esnaf ve sanatkar odası ve bu odalara üye yaklaşık 3 milyon esnaf olduğuna dikkat çekerek, Mersin'deki esnaf sayısının da 60 bin olduğu bilgisini verdi. Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 98'inin küçük ve ortaboy işletmeler olduğuna dikkat çeken Dinçer, ülkedeki toplam istihdamın yüzde 60'ını esnaf ve sanatkarların üstlenirken, üretimin de yüzde 37'sini de söz konusu işletmelerin yerine getirdiğini anlattı. Türkiye'deki
yatırımların yüzde 26'lık bir bölümünün esnaf ve sanatkarlar tarafından yapıldığını kaydeden Dinçer, buna rağmen kredi ve teşviklerden alınan payınsa sadece yüzde 2.5 olduğunun altını çizdi.
"ÖNÜMÜZE ENGEL KONULDUĞUNDA SIRTIMIZDAKİ YÜKÜ TAŞIYAMIYORUZ"
Dinçer, bugün gelinen noktada esnafın gereken desteği alamadığı için oldukça zor günler geçirdiğini ifade ederek, "Esnaf ve sanatkarımız fazla bir şey istemiyor. İstediğimiz tek şey; insan onuruna yaraşır bir yaşam. Hiçbir esnafımız devletin kapısına gidip de; 'Bana para ver' demez. Bugüne kadar hep önümüzdeki engellerin kaldırılması için mücadele ettik. Çünkü biz bize yetiyoruz ama önümüze engel konulduğundaysa sırtımızdaki yükü kaldıramıyoruz. İşte tüm sorun da bu zaten" dedi. Esnafın sırtındaki vergi
yükünün çok ağır olduğunu savunan Dinçer, sadece elde edilen kazanç üzerinden vergi verilmesine razı olduklarını ancak bugünkü şartlarda böylesi bir tablodan söz edilmesininse mümkün olmadığını, esnaftan da 'fiks vergi' alındığını öne sürdü ve adil bir vergilendirme sisteminin hayata geçirilmesini istedi.
13 yıldan bu yana büyük alışveriş merkezleriyle ilgili hazırlanan yasanın hayata geçirilmesini beklediklerini kaydeden Dinçer, tasarının 7 kez gündeme gelmesine karşın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilemediğini vurguladı. Hazırlanan tasarının yasalaşıp, yürürlüğe girmesi için mücadele ettiklerini anlatan Dinçer, bugüne kadar kendilerine hükümet nezdinde verilen sözlerinse yerine getirilmediğini, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zafer Çağlayan tarafından hazırlanan tasarınınsa
bugüne kadar hazırlanan en geniş kapsamlı ve en iyi tasarı olduğunu belirtti. Dinçer, iki bölümden oluşan tasarının sorunu çözeceği gibi esnaf ve sanatkarlar açısından da önemli avantajlar sunduğunu ifade etti.
"ESNAF HALA 'SIRTINDA YÜK TAŞIYAN KİŞİ' OLARAK TARİF EDİLİYOR"
Esnaf ve sanatkarların en önemli sorununun; 'kuralsızlık' olduğunu kaydeden Dinçer, "Herkes istediği işi yine istediği yerde yapabiliyor. Böylesi bir düzende esnafın ayakta kalma şansı yok. 2006 yılından bu yana aradan geçen 4 yıllık zaman diliminde sadece Mersin'de 16 522 işletmenin sicil kaydı yapılırken, 11 bin 972 esnafınsa kaydını Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden sildirmiş. Eğer biz yılda yaklaşık 12 bin esnafımızı kaybediyorsak burada yanlış yapılan şeyler var demektir. Buradaki yanlışsa
kuralsızlıktır. Ne yazık ki, yaşadığımız kendi planlayamıyoruz. Eğer Sayın Çağlayan'ın döneminde hazırlanan tasarı yürürlüğe girseydi; benim oda başkanım hangi mahalleye ne açılacak, hangi sokakta kaç terzi, kaç bakkal, kaç berber açılacak buna kendisi karar verecekti. Ama maalesef o tasarı kadük oldu. Yeni tasarınınsa işi bomboş" diye konuştu.
Esnaf ve sanatkarların bir ülkenin dinamosu olduğuna işaret eden Dinçer, eğer bir ülkede esnaf ve sanatkar yoksa söz konusu ülkede hayatın felç olacağını öne sürdü. Yaşanan süreçte esnafın kendisini geliştirip, değişime ayak uydurmasının bir zorunluluk olduğunu savunan Dinçer, babadan kalma yöntemlerden vazgeçilerek, rekabet koşullarına ayak uydurabilecek bir konuma gelmesi bir başka ifadeyle de kendisini yenilemesi gerektiğini söyledi.
Tüm bunların yapılabilmesi için de esnafın desteklenmesi, teşvik edilmesi ve önünün açılması gerektiğinin altını çizen Dinçer, bu noktada da hükümetin gerekli adımları atması gerektiğini belirtti. Bugün Türkiye'de esnafın adı dahi olmadığını, yasal mevzuatlardaysa esnaf ve sanatkarların adının dahi konulmadığını iddia eden Dinçer, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "1957 yılında çıkartılan Türk Ticaret Kanunu'na konulan maddede esnaf; 'seyyar olarak omzunda yük taşıyan kişi' olarak tarif ediliyor ve bugün de
aynı tarif geçerli sayılıyor. İşte bu nedenle teşvik ve desteklerden yararlanamıyoruz. Bu nedenle önce adımızın konulması gerekiyor."
MESOB 21. Olağan Genel Kurulu, Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştiriliyor. 575 üyesi bulunan ve mevcut başkan Talat Dinçer'in hazırlamış olduğu tek listeyle gidilen kongrede Divan Başkanlığı'nı ise; Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanvekili Uğur Bektaş üstlendi. Yoğun ilginin gösterildiği genel kurula; MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş, Türkiye Ayakkabıcılar Federasyon Genel Başkanı Fatih Özcan, Sanayi ve Ticaret İl Müdürü Mustafa Yıldız, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü
Mükremin Sürücü, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, KOGEB Mersin İl Müdürü Ali Çelik de katıldı.
Burada konuşan Talat Dinçer, bugün Türkiye genelinde 3 bin 124 esnaf ve sanatkar odası ve bu odalara üye yaklaşık 3 milyon esnaf olduğuna dikkat çekerek, Mersin'deki esnaf sayısının da 60 bin olduğu bilgisini verdi. Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 98'inin küçük ve ortaboy işletmeler olduğuna dikkat çeken Dinçer, ülkedeki toplam istihdamın yüzde 60'ını esnaf ve sanatkarların üstlenirken, üretimin de yüzde 37'sini de söz konusu işletmelerin yerine getirdiğini anlattı. Türkiye'deki
yatırımların yüzde 26'lık bir bölümünün esnaf ve sanatkarlar tarafından yapıldığını kaydeden Dinçer, buna rağmen kredi ve teşviklerden alınan payınsa sadece yüzde 2.5 olduğunun altını çizdi.
"ÖNÜMÜZE ENGEL KONULDUĞUNDA SIRTIMIZDAKİ YÜKÜ TAŞIYAMIYORUZ"
Dinçer, bugün gelinen noktada esnafın gereken desteği alamadığı için oldukça zor günler geçirdiğini ifade ederek, "Esnaf ve sanatkarımız fazla bir şey istemiyor. İstediğimiz tek şey; insan onuruna yaraşır bir yaşam. Hiçbir esnafımız devletin kapısına gidip de; 'Bana para ver' demez. Bugüne kadar hep önümüzdeki engellerin kaldırılması için mücadele ettik. Çünkü biz bize yetiyoruz ama önümüze engel konulduğundaysa sırtımızdaki yükü kaldıramıyoruz. İşte tüm sorun da bu zaten" dedi. Esnafın sırtındaki vergi
yükünün çok ağır olduğunu savunan Dinçer, sadece elde edilen kazanç üzerinden vergi verilmesine razı olduklarını ancak bugünkü şartlarda böylesi bir tablodan söz edilmesininse mümkün olmadığını, esnaftan da 'fiks vergi' alındığını öne sürdü ve adil bir vergilendirme sisteminin hayata geçirilmesini istedi.
13 yıldan bu yana büyük alışveriş merkezleriyle ilgili hazırlanan yasanın hayata geçirilmesini beklediklerini kaydeden Dinçer, tasarının 7 kez gündeme gelmesine karşın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirilemediğini vurguladı. Hazırlanan tasarının yasalaşıp, yürürlüğe girmesi için mücadele ettiklerini anlatan Dinçer, bugüne kadar kendilerine hükümet nezdinde verilen sözlerinse yerine getirilmediğini, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zafer Çağlayan tarafından hazırlanan tasarınınsa
bugüne kadar hazırlanan en geniş kapsamlı ve en iyi tasarı olduğunu belirtti. Dinçer, iki bölümden oluşan tasarının sorunu çözeceği gibi esnaf ve sanatkarlar açısından da önemli avantajlar sunduğunu ifade etti.
"ESNAF HALA 'SIRTINDA YÜK TAŞIYAN KİŞİ' OLARAK TARİF EDİLİYOR"
Esnaf ve sanatkarların en önemli sorununun; 'kuralsızlık' olduğunu kaydeden Dinçer, "Herkes istediği işi yine istediği yerde yapabiliyor. Böylesi bir düzende esnafın ayakta kalma şansı yok. 2006 yılından bu yana aradan geçen 4 yıllık zaman diliminde sadece Mersin'de 16 522 işletmenin sicil kaydı yapılırken, 11 bin 972 esnafınsa kaydını Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden sildirmiş. Eğer biz yılda yaklaşık 12 bin esnafımızı kaybediyorsak burada yanlış yapılan şeyler var demektir. Buradaki yanlışsa
kuralsızlıktır. Ne yazık ki, yaşadığımız kendi planlayamıyoruz. Eğer Sayın Çağlayan'ın döneminde hazırlanan tasarı yürürlüğe girseydi; benim oda başkanım hangi mahalleye ne açılacak, hangi sokakta kaç terzi, kaç bakkal, kaç berber açılacak buna kendisi karar verecekti. Ama maalesef o tasarı kadük oldu. Yeni tasarınınsa işi bomboş" diye konuştu.
Esnaf ve sanatkarların bir ülkenin dinamosu olduğuna işaret eden Dinçer, eğer bir ülkede esnaf ve sanatkar yoksa söz konusu ülkede hayatın felç olacağını öne sürdü. Yaşanan süreçte esnafın kendisini geliştirip, değişime ayak uydurmasının bir zorunluluk olduğunu savunan Dinçer, babadan kalma yöntemlerden vazgeçilerek, rekabet koşullarına ayak uydurabilecek bir konuma gelmesi bir başka ifadeyle de kendisini yenilemesi gerektiğini söyledi.
Tüm bunların yapılabilmesi için de esnafın desteklenmesi, teşvik edilmesi ve önünün açılması gerektiğinin altını çizen Dinçer, bu noktada da hükümetin gerekli adımları atması gerektiğini belirtti. Bugün Türkiye'de esnafın adı dahi olmadığını, yasal mevzuatlardaysa esnaf ve sanatkarların adının dahi konulmadığını iddia eden Dinçer, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "1957 yılında çıkartılan Türk Ticaret Kanunu'na konulan maddede esnaf; 'seyyar olarak omzunda yük taşıyan kişi' olarak tarif ediliyor ve bugün de
aynı tarif geçerli sayılıyor. İşte bu nedenle teşvik ve desteklerden yararlanamıyoruz. Bu nedenle önce adımızın konulması gerekiyor."