Bilge Köyü katliamında ölenler mevlitle anılacak

Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde meydana gelen katliamda hayatını kaybeden 7'si çocuk 44 kişi, ölümlerinin yıldönümünde köylüler tarafı

Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde meydana gelen katliamda hayatını kaybeden 7'si çocuk 44 kişi, ölümlerinin yıldönümünde köylüler tarafından 5 bin kişinin katılacağı mevlitle anılacak.

Mardin'e yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta yer alan ve coğrafi güzelliğiyle bölgedeki diğer köylere göre farklılık gösteren Bilge köyü, geçen yıl 4 Mayıs akşamı Sevgi Çelebi ile Habip Arı'nın nişan töreni için biraya gelenlerin bulunduğu köy muhtarı Hacı Halim Çelebi uzun namlulu silahlarla taranmış, saldırıda adeta katliam yapılmıştı.

Katliamın yaralarını bir yıl olmasına rağmen daha tam olarak saramadıklarını anlatan köy muhtarı Abdurrahman Çelebi, katliamda eşi, çocuğu ve kardeşinin aralarında bulunduğu 15 yakınını kaybettiğini hatırlatarak bu acıyı bu köyde yaşayan insanların kıyamete kadar hiçbir zaman unutamayacaklarını söyledi. Bir süre önce Çorum'da karara bağlanan mahkeme sonucundan memnun olmadıklarını, ama adalete ve devlete olan güvenmeye devam edeceklerini anlatan Çelebi geleceğe umutla baktıklarını belirterek şöyle konuştu:

"Bu karar biraz olsun bu köyde yakınlarını kaybeden insanların yüreğine su serpti, ancak verilen bu ceza bize göre çok azdır. O insanlar buradaki 44 insanın hayatını katletti. Onların hepsinin idam edilmesi gerekiyordu. Ama bizler hem devletin adaletine, hem de ilahi adalete olan güvenimizden dolayı her şeyi Allah'a ve devlete havale ediyoruz. Kimse de tedirgin olmasın biz kesinlikle kan davası güdecek değiliz. Bizler 2010 yılında yaşıyoruz. Ve nasıl ki yakınlarımızı toprağa gömdüysek bu çağda bu zihniyeti de toprağa gömdük. Hiçbir zaman o insanların ailelerine karşı ne kin, ne nefret, ne de kan davası beslemeyeceğiz. Ve buna karşı da olacağım. Bundan sonra artık ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekiyor. Dünyanın en kötü olayını yaşadık. Buna kader diyelim, yaşadığımız doğal afetti. Başımıza gelen 4 Mayıs felaketi bizi yıktı. Buna düşmanlık demek yanlış olur. Bize verilen moral desteği bizi ayakta tuttu. Diyarbakır'daki özel bir okulda beden eğitimi öğretmeni 3 ay köyde kaldı ve çocuklara sportif faaliyetler yaptırdı. Hepimizin hayatı değişti. Ben bile bu yaşta ve yaşam tecrübesine rağmen artık yaşamak istemiyordum. Fakat Nuri Batır hocamız çocuklara kucak açıp onların dünyasını değiştirdi. Yeni bir proje başlattık. Öksüz ve yetim çocuklarımıza ev yapacağız. Kampanya yeni başlamasına rağmen şimdiden çok sayıda hayırsever iş adamı destekte bulunacağını söyledi. Köyde çocuklar için kendilerine ait birer odaları ve banyoları olacak şekilde evler yapacağız. Ben de köyün muhtarı olarak ilk olarak bir kamyon tuğla aldım. Köyde 16 hanede 121 kişi var, bunların 61'i öksüz ve yetim çocuklardan oluşuyor. Amacımız çocuklarımızı eğitim almış birer iyi vatandaş olarak yetiştirmektir."

BAŞBAKAN'A BİR MEKTUP YAZDIK, ARTIK BİZE SICAK EKMEK PİŞİYOR

Köydeki acı olaydan sonra herkesin adeta kendileri için seferber olduğunu söyleyen Çelebi, kendisinin olaydan hemen sonra ilk olarak bir okul yaptırılması için devletten istekte bulunduğunu kaydetti. Her şeyin cehaletten ve eğitimsizlikten yaşandığını çok iyi bildiğini ifade eden Çelebi açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

"Herkes gibi devlet bizim için seferber oldu. Yolumuzu, okulumuzu yaptı. Başbakan'a bir mektup yazmıştım o mektup sonunda bize her gün sıcak ekmek pişiyor. Hayırsever insanlarımız da buralara kadar gelip hem bize moral verdiler, hem de bize yardımcı oldular. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, devlet büyüklerimiz, sanatçılarımız, sporcularımız bizleri yalnız bırakmadılar. Mesela Gülben Ergen ve Hakan Şükür çocuklarımız için güzel bir moral oldu. Süleyman Bölünmez sağların yanında ölüleri de unutmadığını mezarlığın bütün masraflarını üstlenerek gösterdi. Allah hepsilerinden razı olsun. Köyümüzün güvenliği 24 saat boyunca köyde kurulan jandarma karakolundan sağlanıyor. Üzerimizdeki o acıyı unutmasak bile yavaş yavaş günlük işlerimize dönmeye başladık. Devletimden tek isteğim bu yıl da bize sıcak yemek versinler. Ondan sonraki yıl artık biz kendimiz bu köyün bütün ihtiyaçlarını karşılayacağız."

Katliamda hayatını kaybedenleri, yarın 5 bin kişinin katılacağı mevlitle anacaklarını anlatan muhtar Çelebi, bütün bölge insanını katliamdan ders almaları için yarın saat 17.00 'de başlayacak mevlit programına davet etti.

Nedeni henüz tam olarak anlaşılamayan katliamda 7'si çocuk, köy muhtarı Hacı Halim Çelebi, gelin Sevgi Çelebi ile imam Hacı Kazım Ozan'ın da aralarında bulunduğu 44 kişi ölmüştü. Ölenlerin ardından birçok kişi dul, 61 çocuk da öksüz ve yetim kaldı.

Olayda anne ve babalarını kaybeden çocukların devam ettiği Bilge Köyü İlköğretim Okulu Öğretmeni Sadık Akbulut, köydeki çocuklara verdikleri rehabilitasyon eğitiminin yanında sosyal etkinliklerle çocukları çok kısa bir sürede yeniden hayata kazandırdıklarını söyledi. Birinci sınıfa giden öğrencilerinin başarısından bahseden Öğretmen Akbulut, "5 yıldan beri bu köyde öğretmenlik yapıyorum. İlk defa birinci sınıfa giden bütün öğrenciler hep birlikte ve çok kısa bir sürede okuma yazmayı öğrendi. Buradaki çocuklarımız dışarından gelen insanlarla konuştukca ufukları açılıyor. Onları İstanbul ve Ankara gezilerine götürmüştük. Bunun da çok büyük etkileri oldu. Çocuklarımıza daha önce Türkçe'yi öğretiyorduk sonra okuma yazmayı. Şimdi artık kendileri bu etkileşimden dolayı direk Türkçe'yi öğrendikleri için hemen okuma ve yazmayı kavradılar." dedi.

Katliamda annesi Zekiye, babası Ali, kardeşleri Abdulkadir ve Salih Çelebi'yi kaybeden Mekiye Çelebi ise katliamın yaşandığı evde yaşamını devam ettirmeye çalışıyor. Mekiye Çelebi acıyı her zaman yaşadıklarını anlatarak, çocuklarının geleceği için mecubran hayata döndüklerini söyledi. Mekiye Çelebi'nin eşi Burhan Çelebi ise katliamın yaşandığı evin babası muhtar Cemil Çelebi'ye ait olduğunu belirterek o acıyı hiçbir zaman unutmamak için katliamın yaşandığı evi onararak oraya taşındıklarını belirtti.

6 KİŞİYE 44 KEZ MÜEBBET

Saldırının ardından sanıklar hakkında iddianame hazırlayan Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir ilde yapılması için Adalet Bakanlığı aracılığıyla Yargıtaya talepte bulundu. Talebin kabul edilmesinin ardından yargılamanın güvenlik gerekçesiyle Çorum Ağır Ceza Mahkemesinde yapılması kararlaştırılırken ilk duruşma 2 Eylül 2009 tarihinde gerçekleştirildi. 8 duruşmanın ardından, 26 Nisan 2010 tarihinde dava sona ererken 8'i tutuklu 13 sanık hakkında açılan davada 6 kişiye 44 kez ağırlaştırılmış müebbet, yaşı küçük olan 1 sanığa 44 kez 15 yıl, evinde silah bulunduran 1 kişiye 15 yıl, havaya ateş açtığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan kişiye 6 ay hapis cezası verildi. Tutuksuz yargılanan 4 kişi ise beraat etti.

SALDIRGANLARIN YAKINLARI BAŞKA YERE TAŞINDI

Saldırıyı düzenleyenlerin yakınları olan 58'i çocuk, 18'i kadın 84 kişi, olayın ardından güvenlik güçlerince alınan önlem sayesinde köyden çıkarılarak ilk olarak Mazıdağı Fosfat Tesisleri'ne, ardından Mardin'den yaklaşık 2 bin kilometre uzaklıkta Kırklareli'nde kendileri için satın alınan 32 konuta yerleştirildi. Bu ailelerin okul çağındaki çocukları Kırklareli'ndeki okullara yerleştirilerek eğitim yoksun bırakılmadı. Kırklareli Milli Eğitim Müdürlüğü'nce yetişkinler için 1. derece okuma yazma ve biçki dikiş kursları açıldı. Bunun yanı sıra Mardin'den gelen ailelerin Kırklareli'nde kendilerini yalnız hissetmemeleri için valilik başta olmak üzere tüm kuruluşlarca 84 kişiye her türlü destek verildi.