Said Nursi Diyarbakır'da Sempozyumla Anıldı
Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 50. yılı münasebetiyle Diyarbakır'da düzenlenen uluslararası sempozyumla anıldı.
Bediüzzaman Said Nursi'nin vefatının 50. yılı münasebetiyle Nübihar Dergisi tarafından organize edilen sempozyum Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce çeviriler ile yapıldı. Sempozyuma ilginin oldukça yoğun olduğu görülürken, salon tıklım tıklım doldu. Sempozyuma konuşmacı olarak katılan Yazar Altan Tan, "Bediüzzaman'ın hayatı ile ilgili çok şey konuşuluyor. Bediüzzaman'ı tasvip edenler eski Said ve yeni Said diye ikiye ayırırlar. Fakat ben şahsen
Cumhuriyet'ten önceki eski Said sonraki yeni Said bir de ayrı olarak Demokrat Parti döneminin de ayrı irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Eski Cumhuriyet dönemi öncesinde onun neler yaptığı birçok teşkilat kurum cemaatte görev aldığı anlatılmıştır ve ben bunlara girmek istemiyorum. Cumhuriyet döneminden sonra artık bu politik kısır çekişmelerin bir sonuç vermeyeceğini toplumun halkın çok daha büyük sorunları olduğunu, iman hakikatlerinin büyük bir tehlike altında olduğunu Pozitivizm'in adeta bir dozer gibi
bütün yapıları yakıp yıktığını görmüş ve yeni dönemde iman hakikatleri yönünde bir tablo belirlemiş. Demokrat Parti döneminde de lakayt dediğimiz yani sadece bir dönüp bakma oldu. Daha sonra Demokrat Parti'yi destekledi mi, desteklemedi mi, desteklediyse niye destekledi gibi konulara girmeyeceğim. 1951 yılında Celal Bayar ve Adnan Menderes'e yazdığı bir mektup var. Ben kendi kitabıma da yazdım, orada da yine yeni dönemle ilgili kendi düşüncelerini, bakış açısını çok nazik ve ince bir dil ile ifade edilmiş.
Ama dikkatlice okunduğu vakit o mektubun içinde genel bir değerlendirme ve bakış açısı görürüz" dedi.
Cumhuriyet'ten önceki eski Said sonraki yeni Said bir de ayrı olarak Demokrat Parti döneminin de ayrı irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Eski Cumhuriyet dönemi öncesinde onun neler yaptığı birçok teşkilat kurum cemaatte görev aldığı anlatılmıştır ve ben bunlara girmek istemiyorum. Cumhuriyet döneminden sonra artık bu politik kısır çekişmelerin bir sonuç vermeyeceğini toplumun halkın çok daha büyük sorunları olduğunu, iman hakikatlerinin büyük bir tehlike altında olduğunu Pozitivizm'in adeta bir dozer gibi
bütün yapıları yakıp yıktığını görmüş ve yeni dönemde iman hakikatleri yönünde bir tablo belirlemiş. Demokrat Parti döneminde de lakayt dediğimiz yani sadece bir dönüp bakma oldu. Daha sonra Demokrat Parti'yi destekledi mi, desteklemedi mi, desteklediyse niye destekledi gibi konulara girmeyeceğim. 1951 yılında Celal Bayar ve Adnan Menderes'e yazdığı bir mektup var. Ben kendi kitabıma da yazdım, orada da yine yeni dönemle ilgili kendi düşüncelerini, bakış açısını çok nazik ve ince bir dil ile ifade edilmiş.
Ama dikkatlice okunduğu vakit o mektubun içinde genel bir değerlendirme ve bakış açısı görürüz" dedi.