Romanya, Medeniyetler İttifakı eylem planını resmen açıkladı

2005 yılında, Türkiye ve İspanya hükümetlerinin öncülüğünde başlatılan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hayata geçirilen Medeniyetler İttifakı (

2005 yılında, Türkiye ve İspanya hükümetlerinin öncülüğünde başlatılan ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hayata geçirilen Medeniyetler İttifakı (Alliance of Civilizations) projesine destek veren Romanya, ulusal eylem planını resmen açıkladı. 5 yıl içinde 100 ülkenin 'dostlar grubu' kapsamında iştirak ettiği proje, Romanya'nın dahil olarak eylem planını açıklamasıyla ülke 101 ülkeye yayılmış oldu.

Medeniyetler İttifakı ulusal eylem planı dün Çavuşesku Sarayı'nda düzenlenen ve Romanya'da yaşaran farklı din ve etnik köken temsilcilerinin katılımıyla yapılan törenle tanıtıldı. Toplantının açılışında konuşan Parlamento Başkanı Roberta Alma Anastase, girişimin hem uluslararası hem de ulusal düzeyde farklı etnik, dini ve kültürel kesimlerin birbirine saygılı olmaları ve önyargısız yaklaşmaları açısından önemine vurgu yaptı. "Bu girişim, dinlerarası diyalog, kültürler arası ve etnik işbirliği ortamının sağlanması yolunda atılmış çok önemli ilk adımdır." diyen Anastase, Romanya'nın bu alanda sahip olduğu anlayışı daha da ileri götüreceğini kaydetti. Romanya Senato Başkan Yardımcısı Anca Boagiu, Romanya'da yaşayan farklı inanış ve etnik kökene sahip vatandaşların haklarının anayasa ile güvence altına alındığını hatırlattığı kısa konuşmasında, eylem planıyla bu hakların daha geniş bir kesimi kapsayacağını ifade etti.

BÜYÜKELÇİ SİNİRLİOĞLU: AYRUMCILIĞA MEYDAN OKUMALIYIZ

Moderatörlüğünü Macar asıllı hükümet bünyesindeki azınlıklar dairesi Müsteşarı Attila Marko'nun yaptığı toplantıda, Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Ayşe Sinirlioğlu da bir konuşma yaptı. Medeniyetler İttifakı projesinin kısa sürede geniş destek aldığını hatırlatan Sinirlioğlu, bunun sebebini 'milli değerlerde, insan haklarında, demokraside, etnik dil ve din farklılıkları üzerinde ortak noktaların bulunmasına vurgu yapılması' olarak açıkladı. 21. yüzyılın kritik bir dönem olduğunu belirten Büyükelçi Sinirlioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Modern dünya yeni politik atraksiyonlar getirdi. Eski ideolojiler birbirlerini etkileyerek son buldu. Bu yüzyılda zıtlıkları bir kenara bırakıp, zenginliklere ve farklılıklara ihtiyacımız olduğunu görmeliyiz. Bizim sorumluluklarımız, kültürler arası toleransa katkıda bulunmanın yanında, ayrımcılığa karşı meydan okumaktır. Aksi halde farklı kültürler arasında yeni çatışma risklerine kapı açılabilir."

"DİN MENSUPLARI ARASINDAKİ DİYALOG HEPSİNDEN ÖNEMLİ"

Konuşmasında, diyaloğun çeşitli kültür ve medeniyetler arasındaki problemlerin çözülmesinde önemli bir unsur olduğuna vurgu yapan İslam dünyası araştırmacısı Prof. Dr George Grigore, "Diyalog, çatışmalardan, kuşkulardan, uzak kalmak isteyen bütün insanlık için vazgeçilmez bir gerekliliktir. Aynı zamanda birbirimizi tanıma, milletler arasında barış içinde yaşama, işbirlikleri kurabilmek için de gereklidir." ifadelerini kullandı.

Kendi tecrübeleriyle, farklı dinlerin mensupları arasındaki diyaloğun daha önemli olduğu sonucuna vardığını belirten Grigore, bu sayede başkasının haklarına saygının anlaşılabileceği, kültürel ve dini çoğulculuğun korunabileceği vurgusu yaptı.

Çeşitli dini topluluklar arasındaki diyalog fikirlerinin, uzun zamandır tazeliğini koruduğuna işaret eden Profesör Grigore, "Fakat bu diyaloğa dahil olan herkes, ciddi ve dürüst olmalı. Ancak bu şekilde barış içinde bir hayat sürdürülebilir ve dünyaya korku salan 'medeniyetler çatışması' fikrinin önüne geçilebilir." ifadelerini kullandı.

Din mensupları arasındaki diyalog sürecinden verim alınmasını, misyonerlik ve propaganda amacı güdülmemesine bağlayan İslam dünyası araştırmacısı George Grigore, dinler arası diyaloğu "Diğerini dinleme ve onun yaşam biçimini kavrayabilmek için dini değerlerini anlamaya çalışmak" olarak niteledi. Konuşmasında İslam alimlerinin sözlerinden yer yer alıntılar yapan Grigore, sözlerini İbni Arabi'nin, "Sevgi benim dinim ve inancımdır." sözüyle tamamladı.

"ROMANYA'DAKİ AZINLIKLAR KÜLTÜRLERİNİ YAŞIYOR"

BM ve UNESCO yetkilileri tarafından da desteklenen toplantı ile ilgili bir değerlendirme yapan BM Kalkınma Teşkilatı Romanya Temsilcisi Yeşim Oruç, Medeniyetler İttifakı eylem planı nedeniyle Romanya'yı kutladı. Romanya'nın birçok kültür ve azınlığın bir arada yaşadığı bir ülke olmasının bu eylem planını daha da önemli kıldığını vurgulayan Yeşim Oruc, konuyla ilgili şu tespiti yaptı: "Geçenlerde Dobruca bölgesinde bazı temas ve incelemelerde bulundum. Orada farklı azınlıkların, değişik dinden grupların özellikle Türk - Tatar toplulukların kendi kültürlerini kendi dinlerini rahatlıkla yaşayabildiklerini gördüm. Burada üç önemli unsur müşaahade ettim; Bunlar; azınlıklara sağlanan siyasi garanti, yani anayasal garantiler; ikincisi parlamentoda temsil hakkı; Üçüncüsü de finansal destekler. Bütçeden ayrılan bütçeler. Hem dini hem de kültürel hayatın mümkün mertebe özgür açık olmasına katkıda bulunmuş. Bunu da BM olarak tespit ettik ve Romanya'yı tebrik ettik."

GRİGORE: TÜRKİYE DİYALOĞUN ÖNCÜSÜ

Toplantı sonunda özel açıklamalar yapan İslam araştırmacısı Profesör George Grigore,

İspanya ile medeniyetler ittifakı projesini başlatan Türkiye'de diyalog anlayışında fazlasıyla mesafe alındığını kaydetti. Türkiye'nin çok zengin bir kültüre ve medeniyet alanında geniş bir tecrübeye sahip olduğuna değinen Grigore, "Bugünkü konuşmalarda Azınlıkların diyaloğuna örnek olarak Dobruca bölgesindeki mozaik yapı örnek gösterildi. Halbuki bana göre bu toleransın kaynağı, eski zamanda Osmanlı İmparatorluğu içinde var olan ve dahilindeki bütün azınlıklara karşı yapılan hoşgörüye uzanıyor." ifadelerini kullandı.

İslam medeniyeti uzmanı olarak Müslüman düşünürlerin eserlerini Romanya'da tanıtmaya devam edeceğini anlatan Grigore sözlerini, "İslam dünyasına yaptığım gezilerle dağarcığımı zenginleştirmeye çalışıyorum. Yıllardan beri tatillerimi Siirt ve Mardin gibi bölgelerde geçiriyorum." şeklinde tamamladı

ROMANYA TÜRKİYE'Yİ ÖRNEK ALACAK

Medeniyetler İttifakı Romanya Koordinatörü Petru Dumitru da takip edilecek eylem planı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hazırladıkları planı sadece hükümet değil, aynı zamanda parlamento ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte yürüteceklerini vurgulayan Dumitru, bu konuda Türkiye'nin deneyimlerinin kendilerine örnek olacağını söyledi.

Medeniyetler İttifakının Romanya eylem planı çerçevesinde ilk olarak ilköğretim okullarında, ardından da yüksek okul düzeyinde eğitim kurumlarında çoğulculuk alanında birtakım eğitim programlarının geliştirilmesi ve müfredattaki ayrımcı ifadelerin çıkarılması benimsendi. Her azınlık tarihi, medeniyeti ve kültürü ile ilgili bilgiler yine o azınlık tarafından oluşturulan uzmanlar tarafından yazılıp kontrol edilecek. Farklılıklara saygı anlayışının benimsetilmesi konusunda hem eğitim kurumlarında hem de medyada çeşitli programlar gerçekleştirilecek.

Aralarında Türk-Tatar soydaş azınlık temsilcilerinin yanı sıra resmen kabul edilen ülkedeki 19 azınlık temsilcileri ile parlamentodaki milletvekilleri ve çok sayıda akademisyen, sivil toplum teşkilatı temsilcilerinin 'Medeniyetler İttifakı Sözleşmesi'ne imza koyduğu toplantıda, ulusal ve bölgesel düzeyde hayata geçirilecek uygulamalara ilişkin yol haritası okundu. Farklı kültür, din ve milliyetten insanlar arasında karşılıklı saygı ve diyalog ortamının sağlanması konusunda çalışmalar yapılması kararlaştırıldı. Projenin eğitim, medya ve merkezi ve yerel kurumlarda nasıl uygulanacağı konusunda görüşler dile getirildi.

Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü'nde imzalanan sözleşmede, her bir imza sahibi şu hususları üstlenmiş sayılıyor: Kültürler, azınlıklar ve dinler arası diyalogun geliştirilmesi hedefi; Medeniyetler İttifakı Eylem Planının hayata geçirilmesini üstlenilmesi; Devlet ve Sivil Toplum Kuruluşları'nın bu projeye katılması için teşvik edilmesi; Romanya'daki dini ve kültürel çeşitliliğin uluslararası alanda tanıtılması.