Kılıçdaroğlu'nun adaylığını açıklaması, Ergenekon sanık yakınlarını memnun etti

Ergenekon ana davasıyla birleştirilen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGBH) dava dosyasından tutuksuz sanık Taner Ünal'ın çapraz s

Ergenekon ana davasıyla birleştirilen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGBH) dava dosyasından tutuksuz sanık Taner Ünal'ın çapraz sorgusu yarına kaldı. Duruşmanın görüldüğü sırada, bazı sanık yakınları ve sanık avukatları, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığına aday olduğu şeklindeki açıklamasını memnuniyetle karşıladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen Ergenekon ana davasının öğleden sonraki bölümünde, VKGBH'yi emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kurduğu iddiasının gerçeklere aykırı olduğunu savunan sanık Taner Ünal, "Veli Küçük'ü hayatım boyunca hiç görmedim. Derneğimizle ilgili faaliyetlerin arkasında önünde kimse yoktur. Olsaydı zaten iki yıl devam eden dinlemelere ve evimden çıktığım an başlayan görüntülü izlemelere takılırdı." diye konuştu.

Ünal, tutuklu sanık Hüseyin Görüm ve ikinci davada tutuklu bulunan İbahim Özcan'ın da kendilerine yaptıkları başvuruyu kabul etmediklerini anlattı. İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'i şahsen tanımadığını belirten Ünal, İP'nin Diyarbakır'daki bayrak mitinginin başarısız olmaması için çalıştığını, bu nedenle arayıp katılmak istediklerini söylediğini anlattı. Ünal, şunları söyledi: "Doğu Perinçek, duruşmalarda bizim derneğimiz için 'başı bozuk hareket' tabirini kullanmış. Derneğimiz, başıbozuk bir hareket olmamıştır, pırıl pırıldır. Siyasi parti genel başkanlarının sivil toplum kuruluşlarından söz ederken daha insaflı ve vicdanlı olmaları gerekir."

Mersin'deki bayrak yakılması provakasyonuyla derneğinin hiçbir ilgisinin olmadığını belirten sanık Ünal, "Bu iftiralar komplo merkezlerinde birtakım hastalıklı beyinler tarafından oluşturulmakta sonra gizli tanıklara havale edilmektedir. Sayın iddia makamları bu gerçek dışı ifadelerle yanlış bilgilendirilmektedir." dedi.

Gizli Tanık 17'nin ifadelerinin tamamının iftira olduğunu savunan Ünal, VKGB'nin 15 Mayıs 2005'te kurulduğunu, Mersin Şubesi'nin temmuz 2005'te açıldığını anlattı. Ünal, "Halbuki bayrağın hakarete uğraması bu tarihten 17 ay önce 2004 Nevruz gösterileri sırasındadır." diye konuştu.

Savunmasının ardından Taner Ünal'ın emniyet, savcılık ve hakim karşısında verdiği ifadelerinin okunmasına geçildi. İfadeleri okuyan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ifadelerle ilgili açıklama da istedi. İfadelerinin bazı kısımlarını değiştiren Ünal, "Ben kimseyi aklama gayreti içerisinde değilim fakat iftira da atmak istemiyorum." şeklinde konuştu.

"İHTİLALİ DE MUZAFFER TEKİN YAPACAK"

Ergenekon sanığı Fikri Karadağ'ın, "Paşaların kellelerini koparıp çuvala dolduracağız. İhtilal yapacağız. İhtilali de Muzaffer Tekin yapacak. Genelkurmay Başkanımız Alaaddin Parmaksız olacak. Ben de başbakan olacağım" şeklinde ifadeler kullandığı şeklindeki ifadesi okunan Ünal, bu ifadeleri kabul etmediğini söyledi. İfadeyi verdiği zamanlarda paranoya içerisinde olduğunu iddia eden Ünal, "Efendim bunlar benim dengesizliklerimdir" şeklinde konuştu. Bazı beyanları için de latife, şaka mahiyetinde söylenmiş sözler benzetmesini yapan Ünal'a, mahkeme başkanı Şengün, "Hiç latifeye benzemiyor. Bu konuların şakası bile olmaz." şeklinde karşılık verdi.

Cumhur isminde birinin VKGB'e gelip dernekte görev almak istediğini söylemesi üzerine derneğe aldıklarını anlatan Ünal, "Sanırım bu kişi istihbarat için derneğe sokulmuş" dedi. Mahkeme Başkanı Şengün, "Siz ne iş yapıyorsunuz, nasıl bir derneksiniz ki istihbarat çalışması yapılıyor derneğinizde ? Siz kimsiniz ?" şeklinde soru yöneltti. Buna karşın Ünal, "Ben de bilemiyorum efendim" şeklinde karşılık verdi. İfadeleri okunurken araya girip söz alan Ünal, "Ben inşaat mühendisiyim. Birçok insanla görüşmelerim var ancak burada sadece kırk yılın başında yaptığım bazı görüşmeler okunuyor." ifadelerini kullandı. Buna karşılık Başkan Şengün, "Bunlar hiç de kırk yılın başı yapılmış görüşmelere benzemiyor" şeklinde konuştu.

Bu arada, birleşen bu dosyanın, başka suçtan tutuklu sanığı Ahmet Cinali de sabahleyin yanlışlıkla Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirildiği için duruşmaya daha sonra katıldı.

Taner Ünal'ın daha önce alınan ifadelerinin okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ara kararlar doğrultusunda dosyaya gelen cevabi evrakları okudu.

Savcılığın talebi üzerine Danıştay davası sanıklarının olay zamanında üzerlerinden elde edilen Arapça yazılarla ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan cevabi yazı gönderildiği belirtildi.

Makine Kimya Enstitüsü tarafından gönderilen cevabi yazıda da glock marka silahla ilgili açıklayıcı bilgi verildi. Yine gloock marka silahlarla ilgili olarak Danıştay saldırısının yapıldığı döneme ait rayiç değer tespitleri de mahkemeye ulaştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenen tutuklu sanıkların cezaevinde yaptıkları görüşme detayları da mahkemeye geldi.

Mehmet Zekeriya Öztürk'ün talebi üzerine de İçişleri Bakanlığı'ndan gelen yazıda, ''PKK/Kongra-Gel Analiz'' adlı kitabın gönderildiği, Öztürk'ün incelenen dilekçesinde belirttiği konuların kitapta aynen geçtiği, ancak gizli olduğu için kitabın iade edildiği kaydedildi.

Cumhuryet Gazetesi'ne bomba atıldığı gün polisin caddede bulduğu cep telefonunun hangi mağazadan alındığının tespit edildiği, ancak İstanbul'daki sel nedeniyle bu mağazanın kayıtların bulunduğu bölümün zarar gördüğü için istenilen evrakların kaybolduğu belirtildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yazıda da Danıştay saldırısıyla ilgili azmettirici olarak herhangi bir ihbar yapılmadığı, suç duyurusu kaydının yapılmadığı kaydedildi.

Osman Yıldırım ve Alparslan Arslan'ın ifadelerinde geçen Recep Özkan'ın ikamet ettiği yere ilişkin evraklar da mahkemeye ulaştı.

SANIK YAKINLARI KILIÇDAROĞLU'NUN CHP GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINDAN MEMNUN

Öte yandan, bazı sanık yakınları ve sanık avukatları, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel başkan adaylığını açıklamasını kafeteryada bulunan televizyondan izledi. Kılıçdaroğlu'nun adaylığını isabetli bulan sanık yakınları, geç verilmiş bir karar yorumunu yaptılar. Ayrıca, bazı sanıkların da verilen ara sırasında yakınlarıyla konuşmaları sırasında, bu haber karşısında memnuniyetlerini dile getirdikleri gözlendi.