Kütahyalı: Deniz Baykal istifa etmedi
Baykal'ın istifa kararını açıkladığı andan itibaren bir politik illüzyon yaşıyor Türkiye. En baştan söyleyeyim; Deniz Baykal'ın istifası çakma bir istifadır.
Baykal'ın istifa kararını açıkladığı andan itibaren bir politik illüzyon yaşıyor Türkiye. En baştan söyleyeyim; Deniz Baykal'ın istifası çakma bir istifadır. Deniz Baykal CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmemiştir. Deniz Baykal kendisine karşı yapılmak istenen operasyona bir karşı-operasyon hamlesiyle cevap vermeye girişmiştir...
Pazartesi herkes anaakım medyanın başına kilitlendi. Ben bir yandan o medyayı izledim, bir yandan da CHP'nin resmî yayın organı olan Halk TV'yi. CHP kanalının tüm yayını Baykal'ın "onurlu istifası"nı destanlaştırmak ve tüm CHP tabanının Baykal'ı ne kadar sevip benimsediğini ifade etmek üzere dizayn edilmişti. Deniz Baykal'ın istifa edeceği çok açıktı. Baykal istifa konuşmasını yaparken "mücadeleyi bırakmayacağına dair" öyle sözler söyledi ki anaakım medyada "Baykal bırakmıyor" kj'leri girmeye başladı, oysa birazdan istifa edeceğini söyleyeceği belliydi, salondaki CHP'liler konuşmanın başında ağlamaya başlamıştı. Sonrasında sistematik olarak tüm CHP teşkilatı üyeleri "Bu zor günde bizi bırakamazsın Baykal" sözleri etmeye başladı. CHP kanalında 81 vilayetin CHP yöneticileri "Kurultayda boş kâğıda Baykal yazıp atacağız, önümüzdeki seçim Başbakan Baykal olacak" diye tek bir ağızdan konuşmaya başladılar...
Baykal, karşı-operasyonu başlatmıştı. Önce Baykal istifa edecek, belli bir süre eve kapanacak, zaten Baykal tarafından kılcal damarlarına kadar formatlanmış olan tüm CHP teşkilatları Ankara'ya gelecek, Baykal'ın evinin önünde kamp kuracak, hatta açlık grevleri yapılacak ve sonunda Baykal "Taban çok istediği için görevden kaçamayacak" hale gelecek ve genel başkanlığa daha güçlü biçimde geri dönecek... Ve gelir gelmez hatta gelmeden önce de CHP içinden kendisine bu komplo operasyonunu düzenleyenleri ve bu komplodan yarar umanları tasfiye edecek. Deniz Baykal'ın kafasındaki plan bu. Dün bu plan yürürlüğe kondu, politik bir yanılsama ortamı yaratıldı ve medyanın çok büyük bölümü de bu illüzyonu afiyetle yedi.
Öte yandan belirtmeliyim ki Deniz Baykal'ın bu karşı-operasyonu kendi içinde haklı ve tutarlı bir operasyondur. Deniz Baykal'a alçakça ve kalleşçe bir komplo düzenlenmiştir. Baykal'ın da bildiği üzere bu komployu düzenleyenler ve bu komplodan yarar umanlar CHP içinden kişilerdir. Bir kısmı da Baykal'a yakın olarak bilinen isimlerdir. Timsah gözyaşları içinde "Genel Başkanımm bizi bırakmaa..." diyen ve bir kısım CHP-yandaşı medyanın da desteğini alan kimileri de bu operasyonun içindedir ya da bu operasyondan çok memnundur. İşte Baykal şimdi bu isimlere karşı-operasyon hazırlığı içinde... Mustafa Özyürek'in "Partiyi ikinci cumhuriyetçi&liberal bir parti haline kimse getiremez" derken kastettiği isimler de bellidir.
Deniz Baykal'ın niyeti, amacı ve yapacağı karşı-operasyon yukarıda yazdığım gibi. Peki, "Baykal'ı indirme planı" bir derin devlet ya da devletin derin operasyonu mudur? Bu soruya özgürlükçü-demokrat kalemlerin çoğu "Evet" diyor. Yasemin Çongar ve Ahmet Altan da bu görüşte...
Bana göre bu analiz baştan sona yanlış. Baykal'a komplo operasyonu kesinlikle bir devlet/ derin yapılanma/ asker operasyonu değildir. Bu olay CHP içi kimi güçlerin kendince yapmak istedikleri bir kendini derin zanneden "sığ" operasyondur. Tam aksine bu çevreler Genelkurmay'a, devletin derinlerine Baykal'dan daha uzak çevrelerdir. Devlet, Baykal'a bunlardan çok daha fazla güven duymaktadır. Devletin derinlerinin "CHP'yi yumuşatma, liberalleştirme" gibi bir planı olduğu da yanlış analizdir. Dahası bu yumuşamayı da yapacaksa zaten en iyi Baykal yapacaktır. Baykal zaten yapı itibariyle "hardcore Kemalist" bir isim değil. Fakat mevcut konjonktürde yürüttüğü politika itibariyle öyle davranıyor. Dikkat edilirse şu an tüm CHP-yandaşı kalemler "Baykal istifa etti, iyi oldu" demiyor. Baykal'a Kemalist çizgisi daha belirgin olan CHP-yandaşı kalemler sahip çıkıyor. CHP-yandaşı ama sözde daha "ılımlı, merkez" isimler Baykal'ın istifasını istiyor. Zaten "Baykal gitse, CHP uçar" fikrine sahip çevreler de bunlar. Daha evvel Baykal'ın en yakın adamlarından biri olan Sevigen'e dair yolsuzluk haberlerini (yine bir iç-operasyon neticesinde) ayyuka çıkartan da aynı çevreler. Bir gazetenin merkezinde yer aldığı (Aynı gazete bu alçak komplonun başarıya ulaşması için de her türlü belaltı çalışmaya devam ediyor) "Baykal giderse, CHP şahlanır" lobisi mevcut.
Oysa bu fikir gerçek-dışı ve zırva bir fikir. Deniz Baykal'ın gitmesi demek, mevcut CHP teşkilat yapısının paramparça olması demektir. Kısa vadede Baykalsız bir CHP şahlanmaz, çöker. Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir zaman CHP'ye genel başkan olamaz, "derin devlet" esas buna izin vermez. Baykal bunu bildiği için de Kılıçdaroğlu'nun önünü açmıştı... "Baykal'ı bitirme planı" ile "İsmail Cem'e parti kurdurarak iktidar yapma planı" aynı çevrelerin elinden çıktı, o gecekondu partinin akıbeti ne olduysa bu da aynı olacak, fos çıkacak... Ama son tahlilde CHP daha da yıpranacak. Bu kimi CHP-yandaşları bu kadar sığ ve salak işte...
CHP GENEL BAŞKANLIĞI'NA KİM GELSİN?
ANKETE KATILMAK İÇİN TIKLAYIN
BAYKAL’A YAPILAN OPERASYON MU?
Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen 'in yazısını okumak için tıklayın
Pazartesi herkes anaakım medyanın başına kilitlendi. Ben bir yandan o medyayı izledim, bir yandan da CHP'nin resmî yayın organı olan Halk TV'yi. CHP kanalının tüm yayını Baykal'ın "onurlu istifası"nı destanlaştırmak ve tüm CHP tabanının Baykal'ı ne kadar sevip benimsediğini ifade etmek üzere dizayn edilmişti. Deniz Baykal'ın istifa edeceği çok açıktı. Baykal istifa konuşmasını yaparken "mücadeleyi bırakmayacağına dair" öyle sözler söyledi ki anaakım medyada "Baykal bırakmıyor" kj'leri girmeye başladı, oysa birazdan istifa edeceğini söyleyeceği belliydi, salondaki CHP'liler konuşmanın başında ağlamaya başlamıştı. Sonrasında sistematik olarak tüm CHP teşkilatı üyeleri "Bu zor günde bizi bırakamazsın Baykal" sözleri etmeye başladı. CHP kanalında 81 vilayetin CHP yöneticileri "Kurultayda boş kâğıda Baykal yazıp atacağız, önümüzdeki seçim Başbakan Baykal olacak" diye tek bir ağızdan konuşmaya başladılar...
Baykal, karşı-operasyonu başlatmıştı. Önce Baykal istifa edecek, belli bir süre eve kapanacak, zaten Baykal tarafından kılcal damarlarına kadar formatlanmış olan tüm CHP teşkilatları Ankara'ya gelecek, Baykal'ın evinin önünde kamp kuracak, hatta açlık grevleri yapılacak ve sonunda Baykal "Taban çok istediği için görevden kaçamayacak" hale gelecek ve genel başkanlığa daha güçlü biçimde geri dönecek... Ve gelir gelmez hatta gelmeden önce de CHP içinden kendisine bu komplo operasyonunu düzenleyenleri ve bu komplodan yarar umanları tasfiye edecek. Deniz Baykal'ın kafasındaki plan bu. Dün bu plan yürürlüğe kondu, politik bir yanılsama ortamı yaratıldı ve medyanın çok büyük bölümü de bu illüzyonu afiyetle yedi.
Öte yandan belirtmeliyim ki Deniz Baykal'ın bu karşı-operasyonu kendi içinde haklı ve tutarlı bir operasyondur. Deniz Baykal'a alçakça ve kalleşçe bir komplo düzenlenmiştir. Baykal'ın da bildiği üzere bu komployu düzenleyenler ve bu komplodan yarar umanlar CHP içinden kişilerdir. Bir kısmı da Baykal'a yakın olarak bilinen isimlerdir. Timsah gözyaşları içinde "Genel Başkanımm bizi bırakmaa..." diyen ve bir kısım CHP-yandaşı medyanın da desteğini alan kimileri de bu operasyonun içindedir ya da bu operasyondan çok memnundur. İşte Baykal şimdi bu isimlere karşı-operasyon hazırlığı içinde... Mustafa Özyürek'in "Partiyi ikinci cumhuriyetçi&liberal bir parti haline kimse getiremez" derken kastettiği isimler de bellidir.
Deniz Baykal'ın niyeti, amacı ve yapacağı karşı-operasyon yukarıda yazdığım gibi. Peki, "Baykal'ı indirme planı" bir derin devlet ya da devletin derin operasyonu mudur? Bu soruya özgürlükçü-demokrat kalemlerin çoğu "Evet" diyor. Yasemin Çongar ve Ahmet Altan da bu görüşte...
Bana göre bu analiz baştan sona yanlış. Baykal'a komplo operasyonu kesinlikle bir devlet/ derin yapılanma/ asker operasyonu değildir. Bu olay CHP içi kimi güçlerin kendince yapmak istedikleri bir kendini derin zanneden "sığ" operasyondur. Tam aksine bu çevreler Genelkurmay'a, devletin derinlerine Baykal'dan daha uzak çevrelerdir. Devlet, Baykal'a bunlardan çok daha fazla güven duymaktadır. Devletin derinlerinin "CHP'yi yumuşatma, liberalleştirme" gibi bir planı olduğu da yanlış analizdir. Dahası bu yumuşamayı da yapacaksa zaten en iyi Baykal yapacaktır. Baykal zaten yapı itibariyle "hardcore Kemalist" bir isim değil. Fakat mevcut konjonktürde yürüttüğü politika itibariyle öyle davranıyor. Dikkat edilirse şu an tüm CHP-yandaşı kalemler "Baykal istifa etti, iyi oldu" demiyor. Baykal'a Kemalist çizgisi daha belirgin olan CHP-yandaşı kalemler sahip çıkıyor. CHP-yandaşı ama sözde daha "ılımlı, merkez" isimler Baykal'ın istifasını istiyor. Zaten "Baykal gitse, CHP uçar" fikrine sahip çevreler de bunlar. Daha evvel Baykal'ın en yakın adamlarından biri olan Sevigen'e dair yolsuzluk haberlerini (yine bir iç-operasyon neticesinde) ayyuka çıkartan da aynı çevreler. Bir gazetenin merkezinde yer aldığı (Aynı gazete bu alçak komplonun başarıya ulaşması için de her türlü belaltı çalışmaya devam ediyor) "Baykal giderse, CHP şahlanır" lobisi mevcut.
Oysa bu fikir gerçek-dışı ve zırva bir fikir. Deniz Baykal'ın gitmesi demek, mevcut CHP teşkilat yapısının paramparça olması demektir. Kısa vadede Baykalsız bir CHP şahlanmaz, çöker. Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir zaman CHP'ye genel başkan olamaz, "derin devlet" esas buna izin vermez. Baykal bunu bildiği için de Kılıçdaroğlu'nun önünü açmıştı... "Baykal'ı bitirme planı" ile "İsmail Cem'e parti kurdurarak iktidar yapma planı" aynı çevrelerin elinden çıktı, o gecekondu partinin akıbeti ne olduysa bu da aynı olacak, fos çıkacak... Ama son tahlilde CHP daha da yıpranacak. Bu kimi CHP-yandaşları bu kadar sığ ve salak işte...
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ
CHP GENEL BAŞKANLIĞI'NA KİM GELSİN?
ANKETE KATILMAK İÇİN TIKLAYIN
BAYKAL’A YAPILAN OPERASYON MU?
Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen 'in yazısını okumak için tıklayın