34 yıldır sit mağduru olan Madenşehri köylüleri taşınmak istiyor

Karaman'ın merkezi bir köyünde, sit alanı nedeniyle yerleşim yerlerinde yaşam standartlarının çok gerisinde bir hayat süren Madenşehri köylüleri yeni

Karaman'ın merkezi bir köyünde, sit alanı nedeniyle yerleşim yerlerinde yaşam standartlarının çok gerisinde bir hayat süren Madenşehri köylüleri yeni bir alana taşınmak istiyor. 34 yıldır bir çivi bile çakamadıklarını belirten köylüler çok zor şartlarda yaşadıklarını dile getiriyor.

70 haneli köyde, hayvancılıkla geçimlerini sürdüren köylüler, tarihi kilise, örenyerleri, darphane ve kalelere gözü gibi bakıyor. Köylüler, tarihi dokularla iç içe yaşamaktan haz duymakla birlikte oturdukları evlerine sahip olamamanın ise hüznünü yaşıyor. 1976 yılında köylerinin sit alanı ilan edilmesi nedeniyle yıllardır köylerinde yapım yasağı bulunan Madenşehri köyü halkı, yaşam standartlarının dayanılmaz hale gelmesi nedeniyle yavaş yavaş göç ediyor. Evlerine tadilat ve bakım bile yaptıramayan köylüler, ikişer odada iki, üç hatta 4 aile bireyleri ile birlikte zorunlu olarak yaşam mücadelesi veriyor. Köylüler bir yer gösterilmesi halinde taşınmak istiyor.

"ÇOCUKLARIMIZI EVLENDİREMİYORUZ, YERİMİZ YOK"

Ne mutfakları ne de banyoları bulunduğunu söyleyen köy kadınları,

"Bu köyde hiç düzenimiz yok. Evimize misafir alamıyoruz. Tuvalet yapamıyoruz. Banyo yeri yapamıyoruz. Oğlan everemiyoruz. 3 oğlum var, üst üste yatıyoruz. Böyle olmaz. Ama mecburuz." diye yakındı.

Madenşehri köyü muhtarı Osman Kondu da çektikleri sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: "Çok sıkıntılıyız. Çünkü köyümüze 76 yılından bu yana, ne bir ev yapabiliyoruz ne bir banyoluk yapabiliyoruz ne de bir tuvalet çukuru kazabiliyoruz. Benim vatandaşım ne yapacak? Valimiz, İl Özel İdaremiz, Bayındırlık Müdürlüğümüz yardımcı oluyorlar, ama bu iş onları da aşıyor. Bize tek çare Ankara'dan olacak. Bizim başka çaremiz yok. Biz taşınacak bir yer istiyoruz. Bize yer göstersinler. Daha önceki muhtar arkadaşım döneminde bir yer göstermişler, ama orası da dere yatağı ve zemin yumuşaklığından iptal edilmiş. Benim dönemimde de ben bir kez dilekçe verdim. Orası da masraflı istimlak çok yoğun olduğundan dolayı şu anda çaresiz bir durumdayız. Artık bu köyün kaderi 34 yıllık çilesi bitmesi sona gelmesi lazım. Muhtar olarak vatandaşlardan duyduğum laf ağrıma gidiyor. Bir gün bu köyü terk edip gideceğim nerdeyse, o duruma geldim yani. Vali bey de bize destek veriyor ama Vali beyi de aşıyor bu konu. Milletvekillerim ve Başbakanıma sesleniyorum. Köyümüzde yaşantımız sıfır düzeyde. Gelsinler görsünler."

Köy bekçisi Mustafa Basmaz, köyün rutubet içinde olduğu için çocukların sık hastalandığını anlatarak, "Biz daha ne yapalım. Modern çağda Karaman'ımızın özellikle merkezi köyünde maalesef durumu içler acısı. Buna yetkili kişilerin el atıp, sorunlarımızı gidermelerini istiyoruz. Köyümüz güzel bir yere kaldırılsın ya da köyde iki kilise var, orayı sit içine alıp köyün yapım serbestliğini verecekse onu versinler. Bizim şu an tapuda önceden kesilmiş geçici tapularımız var. Ama vermiyorlar. Sit alanı olduğu için 1976'dan beri alındı. Mezarlarımızı bile onaramıyoruz. Atalarımızın mezarlarına bile sahip çıkamayacaksak biz daha ne yapacağız? Şu an biz Karamana göçelim desek açız. Hayvancılık desteğinden de faydalanamıyoruz. Çünkü ahır göstermemiz lazım. Ahırımız yok. Onun da da yapım izni yok, yasak. Bu coğrafyada atalarımız var. Koruma altında ne güzel. Köyümüzde tarihi eserler var. Koruma altında ne güzel. Peki bizi kim koruyacak?" diye sordu.

Köyde çobanlık yapan Mehmet Yatır, "Yıllardır herhangi bir yetkililerin köyümüzün bu sorunu çömesi için umut edip duruyoruz. Ve bu umutla bu günlere geldik. Ben bir çobanım. Koyunlarımızın sorumluluğunu taşıyorum. Bir dakika bile koyunumun başından ayrılamıyorum. Koyunumu kurt yiyecek diye. Çok merak ediyorum. Bizim vekillerimiz, acaba senelerdir bizim koyunumuza, sürümüze ne oldu diyerekten bir gün düşündüler mi? Ya da gelip köyümüzün yaşam şartlarını Avrupa Birliği'ne girmeye uğraştığımız bu yıllarda hiç sordular mu nasıl yaşıyorsunuz diye. Gelsinler köyümüzü görsünler ve artık bir çare bulsunlar." diye yetkililere çağrıda bulundu.