Kültür Bakanı Günay, Cer Modern'in Açılışına Zorla Götürüldüklerini Söyleyen Sanatçılara Yüklendi
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Cer Modern Sanatlar Merkezi'nin açılışına zorla götürüldüklerini savunan sanatçılara tepki göstererek, "Böyle bir sanatçılık olabilir mi? Bunu söyleyen insan sanatçı olabilir mi? Bu insanlar iş yapıyorsa vah bize, vah Türkiye'ye
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Cer Modern Sanatlar Merkezi'nin açılışına zorla götürüldüklerini savunan sanatçılara tepki göstererek, "Böyle bir sanatçılık olabilir mi? Bunu söyleyen insan sanatçı olabilir mi? Bu insanlar iş yapıyorsa vah bize, vah Türkiye'ye. Yani gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin sanatçı kadrolarını bunu söyleyebilecek insanlar işgal edebiliyorsa, ülkem için ve insanlar için, halkım için çok üzüntü duyarım. Türkiye'nin yöneticisi gibi kendini görenler,
Türkiye'yi kendisine mecbur görenler, kendi giyim kuşamlarını, kendi hayat tarzlarını, kendi bakış açılarını, Türkiye'de kendi hakları, başkalarının Türkiye'de yaşamasını da kendi lütufları sananlar var ya, onlar Türkiye'nin sırtından insinler, Türkiye çok iyi yerlere gidecek" diye konuştu.
Bakan Günay, Milli Kütüphane'de düzenlenen 'Kaşgarlı Mahmud'dan Fethi Naci'ye: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 Yayınları Kitap Sergisi' ve '2009 Yılı Yayınlarının Tanıtımı' toplantısına katıldı. Bakan Günay, burada yaptığı konuşmada,
Almanya'da Türk okullarının açılması konusuna da değindi. Almanya'nın 1860'larda Türkiye'de okul açtığını belirten Günay, "Türkiye'de Alman okulları var, Alman kültürü Türkiye'de yaygınlaşsın ve Türkiye ile bağ kursun diye. Ayrıca bazı okullar Almanca eğitim veriyor. Fransızların aynı şekilde Fransız Lisesi var. Amerikan kolejleri Türkiye'nin dört bir tarafında var. Ama Türkiye insanlarını emekçi, işçi diye göndermiş ve onların insan olduğunun farkına varmamış, unutmuş, Almanya'da Türk okulları kurmaktan,
Türkçe, Almanca, İngilizce öğretecek Türk okulları kurmayı Türkiye Cumhuriyeti başbakanı yeni zorluyor. Yani bu Türkiye'nin gündemine 2000'li yıllara kadar girmemiş. Bu inanılmaz bir ihmalkarlık. Şimdi bunu zorlama çalışıyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti başbakanı nihayet Almanya başbakanını bu konuda adım atmak konusunda ikna etmiş görünüyor. Türkiye'nin bunu 50-60 yıldır düşünmemiş olması kabul edilebilir birşey değil" diye konuştu.
"VAY TÜRKİYE'NİN HALİNE"
Cer Modern Sanatlar Merkezi açılışına, bakanlık sanatçılarının zorunlu olarak katıldıklarına ilişkin haberlere de değinen Bakan Günay, bu açıklamaları yapanlara yüklendi. Günay, bugün bazı gazetelerde bakanlık çalışanlarının oraya zorla getirildiklerinin iddia edildiğini kaydeden Günay, şunları söyledi: "Yani Ankara'da 11 bin 500 metrekarelik bir kültür ve sanat merkezi açılıyor ve bazı çalışanlar diyorlar ki, 'bizi oraya genel müdürlükten kalabalık olsun diye gelin dediler, biz oraya zorla gittik'...
Böyle bir sanatçılık olabilir mi? Bunu söyleyen insan, sanatçı olabilir mi? Ne çalarsa çalsın, ne söylerse söylesin. Yani bir mekan açılıyor, bir sanat vahası, bir kültür merkezi açılıyor. 'Buraya zorla götürüldüm' nasıl söyleyebilir? Bu insanlar iş yapıyorsa vah bize, vah Türkiye'ye. Yani gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin sanatçı kadrolarını bunu söyleyebilecek insanlar işgal edebiliyorsa, ülkem için ve insanlar için, halkım için çok üzüntü duyarım. Bunun yakıştırma olduğun sanıyorum. Yani bir
sürçülisan olduğunu sanıyorum. Kendisi koşmamış da arkadaşlarını almamış da Ankara'ya, cumhuriyetin başkentine, Atatürk'ün kentine, iftihar edilecek bir mekan açılıyor. Bu eski batakhane, çürümüş yapı, bir kültür ve sanat merkezine dönüşüyor. 11 tane elçi geldi. Bunlar koşa koşa gelmişler, elçileri zorladık mı? 'Arkadaşlar gidelim' diye çağırmamış da basına bizi şikayet ediyor. Vah bize, eğer böyleyse vah bize gerçekten. Ama bunlar geride kalacak. Çünkü halkın bunların farkında olduğunu
hissediyorum. Siz iyi eser yapıyorsanız, onun alıcısı var. Bu Türkiye'nin yöneticisi gibi kendini görenler, Türkiye'yi kendisine mecbur görenler, kendi giyim kuşamlarını, kendi hayat tarzlarını, kandi bakış açılarını Türkiye'de kendi hakları, başkalarının Türkiye'de yaşamasını da kendi lütufları sananlar
var ya, onlar Türkiye'nin sırtından insinler, Türkiye çok iyi yerlere gidecek. Bu hep böyle oldu. Köy Enstitüleri köy çocuklarının içinden fışkırdı geldi. Şu anda Türkiye'yi yönetecekler de köyün içinden fışkırıp geliyor. Gidin bakın Avrupa üniversitelerinde başarılı olanlara. Anadolu'nun bir köyünden kalkıp gitmiş, anası babası işçi gitmiş ama ikinci, üçüncü kuşakta sanatta, bilimde, kültürde, yazarlıkta, tıpta öyle mesafeler almış ki. Ama bir elit kesim var ki, Ankara'nın İstanbul'un ortasında, hep onlar
geziyorlar ve başkalarına herşeyi yasak ve haram görüyorlar. Bu anlayışların değişmesi gerekiyor.
Cumhuriyet böyle birşey. Mustafa Kemal Atatürk'ün az bilinen ama en güzel sözlerinden birisi, 'Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir'. Bunu yaptığımızda, ulaşamayanlara ulaştığımızda, sesi çıkmayanların sesini duyurmaya çalıştığımız zaman, kabuğunu kurmayanların kabuğunu kırmasına yardım ettiğimiz zaman; işte o zaman, cumhuriyetçi, ilerici, devrimci, Atatürkçü, çağdaş, gerçekçi, Türkiye'yi seven insanlar, asıl o zaman olacağız. Biraz birikmiş galiba."
Bakan Günay'ın konuşmasının ardından ''Kaşgarlı Mahmut'tan Fethi Naci'ye: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 Yılı Yayınları'' tanıtım filmi gösterildi. Günay, daha sonra kitap sergisini gezdi.
(MÜG-EA-Y)
Türkiye'yi kendisine mecbur görenler, kendi giyim kuşamlarını, kendi hayat tarzlarını, kendi bakış açılarını, Türkiye'de kendi hakları, başkalarının Türkiye'de yaşamasını da kendi lütufları sananlar var ya, onlar Türkiye'nin sırtından insinler, Türkiye çok iyi yerlere gidecek" diye konuştu.
Bakan Günay, Milli Kütüphane'de düzenlenen 'Kaşgarlı Mahmud'dan Fethi Naci'ye: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 Yayınları Kitap Sergisi' ve '2009 Yılı Yayınlarının Tanıtımı' toplantısına katıldı. Bakan Günay, burada yaptığı konuşmada,
Almanya'da Türk okullarının açılması konusuna da değindi. Almanya'nın 1860'larda Türkiye'de okul açtığını belirten Günay, "Türkiye'de Alman okulları var, Alman kültürü Türkiye'de yaygınlaşsın ve Türkiye ile bağ kursun diye. Ayrıca bazı okullar Almanca eğitim veriyor. Fransızların aynı şekilde Fransız Lisesi var. Amerikan kolejleri Türkiye'nin dört bir tarafında var. Ama Türkiye insanlarını emekçi, işçi diye göndermiş ve onların insan olduğunun farkına varmamış, unutmuş, Almanya'da Türk okulları kurmaktan,
Türkçe, Almanca, İngilizce öğretecek Türk okulları kurmayı Türkiye Cumhuriyeti başbakanı yeni zorluyor. Yani bu Türkiye'nin gündemine 2000'li yıllara kadar girmemiş. Bu inanılmaz bir ihmalkarlık. Şimdi bunu zorlama çalışıyoruz ve Türkiye Cumhuriyeti başbakanı nihayet Almanya başbakanını bu konuda adım atmak konusunda ikna etmiş görünüyor. Türkiye'nin bunu 50-60 yıldır düşünmemiş olması kabul edilebilir birşey değil" diye konuştu.
"VAY TÜRKİYE'NİN HALİNE"
Cer Modern Sanatlar Merkezi açılışına, bakanlık sanatçılarının zorunlu olarak katıldıklarına ilişkin haberlere de değinen Bakan Günay, bu açıklamaları yapanlara yüklendi. Günay, bugün bazı gazetelerde bakanlık çalışanlarının oraya zorla getirildiklerinin iddia edildiğini kaydeden Günay, şunları söyledi: "Yani Ankara'da 11 bin 500 metrekarelik bir kültür ve sanat merkezi açılıyor ve bazı çalışanlar diyorlar ki, 'bizi oraya genel müdürlükten kalabalık olsun diye gelin dediler, biz oraya zorla gittik'...
Böyle bir sanatçılık olabilir mi? Bunu söyleyen insan, sanatçı olabilir mi? Ne çalarsa çalsın, ne söylerse söylesin. Yani bir mekan açılıyor, bir sanat vahası, bir kültür merkezi açılıyor. 'Buraya zorla götürüldüm' nasıl söyleyebilir? Bu insanlar iş yapıyorsa vah bize, vah Türkiye'ye. Yani gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin sanatçı kadrolarını bunu söyleyebilecek insanlar işgal edebiliyorsa, ülkem için ve insanlar için, halkım için çok üzüntü duyarım. Bunun yakıştırma olduğun sanıyorum. Yani bir
sürçülisan olduğunu sanıyorum. Kendisi koşmamış da arkadaşlarını almamış da Ankara'ya, cumhuriyetin başkentine, Atatürk'ün kentine, iftihar edilecek bir mekan açılıyor. Bu eski batakhane, çürümüş yapı, bir kültür ve sanat merkezine dönüşüyor. 11 tane elçi geldi. Bunlar koşa koşa gelmişler, elçileri zorladık mı? 'Arkadaşlar gidelim' diye çağırmamış da basına bizi şikayet ediyor. Vah bize, eğer böyleyse vah bize gerçekten. Ama bunlar geride kalacak. Çünkü halkın bunların farkında olduğunu
hissediyorum. Siz iyi eser yapıyorsanız, onun alıcısı var. Bu Türkiye'nin yöneticisi gibi kendini görenler, Türkiye'yi kendisine mecbur görenler, kendi giyim kuşamlarını, kendi hayat tarzlarını, kandi bakış açılarını Türkiye'de kendi hakları, başkalarının Türkiye'de yaşamasını da kendi lütufları sananlar
var ya, onlar Türkiye'nin sırtından insinler, Türkiye çok iyi yerlere gidecek. Bu hep böyle oldu. Köy Enstitüleri köy çocuklarının içinden fışkırdı geldi. Şu anda Türkiye'yi yönetecekler de köyün içinden fışkırıp geliyor. Gidin bakın Avrupa üniversitelerinde başarılı olanlara. Anadolu'nun bir köyünden kalkıp gitmiş, anası babası işçi gitmiş ama ikinci, üçüncü kuşakta sanatta, bilimde, kültürde, yazarlıkta, tıpta öyle mesafeler almış ki. Ama bir elit kesim var ki, Ankara'nın İstanbul'un ortasında, hep onlar
geziyorlar ve başkalarına herşeyi yasak ve haram görüyorlar. Bu anlayışların değişmesi gerekiyor.
Cumhuriyet böyle birşey. Mustafa Kemal Atatürk'ün az bilinen ama en güzel sözlerinden birisi, 'Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir'. Bunu yaptığımızda, ulaşamayanlara ulaştığımızda, sesi çıkmayanların sesini duyurmaya çalıştığımız zaman, kabuğunu kurmayanların kabuğunu kırmasına yardım ettiğimiz zaman; işte o zaman, cumhuriyetçi, ilerici, devrimci, Atatürkçü, çağdaş, gerçekçi, Türkiye'yi seven insanlar, asıl o zaman olacağız. Biraz birikmiş galiba."
Bakan Günay'ın konuşmasının ardından ''Kaşgarlı Mahmut'tan Fethi Naci'ye: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009 Yılı Yayınları'' tanıtım filmi gösterildi. Günay, daha sonra kitap sergisini gezdi.
(MÜG-EA-Y)