Atıf Bir: İsmail Cem için Mustafa Akaydın'ı kutlarım
Bugün gazetesi köşe yazarı Mehmet Ali Atıf Bir bugünkü köşesinde İsmail Cem Televizyon ödüllerini değerlendirdi.
"İsmail Cem Televizyon Ödülleri" fikri için Antalya Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın'ı kutlarım. "
Antalya'da zaten bir film festivali düzenleniyor. İkinci bir etkinliğe ne gerek var" eleştirilerine aldırmadan böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak büyük cesaret.
Ama sonunda kazanan Antalya olacak hep birlikte göreceğiz. Ne dediğimi anlamak isteyen Cannes'ın her yıl kaç adet ödül etkinliğine ev sahipliği yaptığına dikkat etsin.
Fayda Ajans Başkanı İlyas Başsoy'u da fikri büyük bir ustalıkla kısa sürede hayata geçirdiği için kutlarım. O kadar dizi insanını, bu medya kutuplaşması ortamında bir araya getirmek, yedirmek, içirmek, ağırlamak, sonra da tarafsız bir şekilde haberin kapsanmasını sağlamak o kadar kolay iş değil.
Tabii ki bir ilk gerçekleştirildiği için birtakım hatalar oldu. Organizasyonda oldu, ödül verilişinde oldu, ödül sayısında oldu, işin şov kısmında oldu, konuşmalarda oldu. En önemlisi şu: Ödül enflasyonu, verilen ödülün değerini düşürür bunu gözden kaçırmamak lazım.
Organizasyon hatalarına bağlı olarak da Kanaltürk'ün canlı yayınında bazı hatalar gözlendi. Ancak yiğidin de hakkını vermek lazım. Her türlü organizasyon aksaklığına rağmen İpek Medya Grubu Başkanı Fatih Karaca'yı ve yayını üstlenen arkadaşlarımızı başarılı yayınları için kutlarım.
İşleri nedeniyle geceye katılamayan bizler onlar sayesinde bu güzel törenin tanığı olduk. Başka kutlanması gereken bir konu da İpek Medya Grubu'nun böyle bir sektörel organizasyona canla başla el vermesi. Bu davranış da İpek Medya Grubu'nun medya işini artık iyice ana iştigal konusu olarak görmeye başladığının göstergesi. Yani korkun!
Televizyonda töreni izlerken beni en etkileyen kısım törene müthiş önem verdiklerini gözlediğim dizi çalışanları oldu. Kazananı, kazanmayanı, adayı, aday olmayanı giyinmiş, kuşanmış, takmış takıştırmış, ödül gecesi salonda yerini almıştı. Hem de büyük bir heyecan içinde. Hem de kazanana, kazanmaya büyük bir saygı duyarak.
13 bölüm bir dizide "bekleme" çilesi çekmiş biri olarak dizi çalışanlarının her türlü takdiri hak ettiklerini belirtmek isterim. Hangi ödül verilirse verilsin hakları. Alınlarının terleriyle çalışıyorlar, her reyting puanı da kan ter ve gözyaşı ürünü. Bu nedenle İsmail Cem TV Ödülleri'ni önemsiyorum.
Gecenin en kötü sürprizi Güneri Civaoğlu'nun uzun ve siyasi bir konuşma yapması idi. İsmail Cem TV Ödülleri'ne yapılacak en büyük kötülük, töreni bir siyasi mesaj platformuna dönüştürmek. Bu tavır Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ı da sıkıntıya sokar. İsmail Cem TV Ödülleri'ne de gölge düşürür.
Güneri Civaoğlu'na artık biri "Kredin bitti" demeli. Duayen olabilir, gazete dünyasına çok emeği geçmiş olabilir ancak ona verilen birtakım hakları, değeri kötüye kullanarak ayıp ediyor.
Yıllarca önce Hürriyet'te herkese kırık not veren yazar vardı. Bu yazar çok iyi bir yazardı ama Hürriyet'in sektörle yaptığı toplantılara sürekli alkollü giderdi. Sonunda bıçak kemiğe dayandı ve yukarılardan biri ipini çekti.
Umarım ipini çektirmeden Güneri Civaoğlu birtakım gerçeklerin farkına varır. Bencilliğin dozu biraz kaçıyor gibi. Benden uyarması.
Çekirgelik
"Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir." (Atasözü)
Antalya'da zaten bir film festivali düzenleniyor. İkinci bir etkinliğe ne gerek var" eleştirilerine aldırmadan böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak büyük cesaret.
Ama sonunda kazanan Antalya olacak hep birlikte göreceğiz. Ne dediğimi anlamak isteyen Cannes'ın her yıl kaç adet ödül etkinliğine ev sahipliği yaptığına dikkat etsin.
Fayda Ajans Başkanı İlyas Başsoy'u da fikri büyük bir ustalıkla kısa sürede hayata geçirdiği için kutlarım. O kadar dizi insanını, bu medya kutuplaşması ortamında bir araya getirmek, yedirmek, içirmek, ağırlamak, sonra da tarafsız bir şekilde haberin kapsanmasını sağlamak o kadar kolay iş değil.
Tabii ki bir ilk gerçekleştirildiği için birtakım hatalar oldu. Organizasyonda oldu, ödül verilişinde oldu, ödül sayısında oldu, işin şov kısmında oldu, konuşmalarda oldu. En önemlisi şu: Ödül enflasyonu, verilen ödülün değerini düşürür bunu gözden kaçırmamak lazım.
Organizasyon hatalarına bağlı olarak da Kanaltürk'ün canlı yayınında bazı hatalar gözlendi. Ancak yiğidin de hakkını vermek lazım. Her türlü organizasyon aksaklığına rağmen İpek Medya Grubu Başkanı Fatih Karaca'yı ve yayını üstlenen arkadaşlarımızı başarılı yayınları için kutlarım.
İşleri nedeniyle geceye katılamayan bizler onlar sayesinde bu güzel törenin tanığı olduk. Başka kutlanması gereken bir konu da İpek Medya Grubu'nun böyle bir sektörel organizasyona canla başla el vermesi. Bu davranış da İpek Medya Grubu'nun medya işini artık iyice ana iştigal konusu olarak görmeye başladığının göstergesi. Yani korkun!
Televizyonda töreni izlerken beni en etkileyen kısım törene müthiş önem verdiklerini gözlediğim dizi çalışanları oldu. Kazananı, kazanmayanı, adayı, aday olmayanı giyinmiş, kuşanmış, takmış takıştırmış, ödül gecesi salonda yerini almıştı. Hem de büyük bir heyecan içinde. Hem de kazanana, kazanmaya büyük bir saygı duyarak.
13 bölüm bir dizide "bekleme" çilesi çekmiş biri olarak dizi çalışanlarının her türlü takdiri hak ettiklerini belirtmek isterim. Hangi ödül verilirse verilsin hakları. Alınlarının terleriyle çalışıyorlar, her reyting puanı da kan ter ve gözyaşı ürünü. Bu nedenle İsmail Cem TV Ödülleri'ni önemsiyorum.
Gecenin en kötü sürprizi Güneri Civaoğlu'nun uzun ve siyasi bir konuşma yapması idi. İsmail Cem TV Ödülleri'ne yapılacak en büyük kötülük, töreni bir siyasi mesaj platformuna dönüştürmek. Bu tavır Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ı da sıkıntıya sokar. İsmail Cem TV Ödülleri'ne de gölge düşürür.
Güneri Civaoğlu'na artık biri "Kredin bitti" demeli. Duayen olabilir, gazete dünyasına çok emeği geçmiş olabilir ancak ona verilen birtakım hakları, değeri kötüye kullanarak ayıp ediyor.
Yıllarca önce Hürriyet'te herkese kırık not veren yazar vardı. Bu yazar çok iyi bir yazardı ama Hürriyet'in sektörle yaptığı toplantılara sürekli alkollü giderdi. Sonunda bıçak kemiğe dayandı ve yukarılardan biri ipini çekti.
Umarım ipini çektirmeden Güneri Civaoğlu birtakım gerçeklerin farkına varır. Bencilliğin dozu biraz kaçıyor gibi. Benden uyarması.
Çekirgelik
"Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir." (Atasözü)