Nene Hatun Destanı Yeniden Yazılıyor
Erzurum'daki Aziziye Tabyaları'nda tarihte "93 Harbi" olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında yaşanan olayları ve 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'nı anlatan 'Aziziye' isimli filmin başrolün de ünlü oyuncu Açelya Elmas, Türk kahramanı "Nene Hatun'u" canlandırıyor
Erzurum'daki Aziziye Tabyaları'nda tarihte "93 Harbi" olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında yaşanan olayları ve 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'nı anlatan 'Aziziye' isimli filmin başrolün de ünlü oyuncu Açelya Elmas, Türk kahramanı "Nene Hatun'u" canlandırıyor.
"En zor zamanlar en büyük zaferlerin başladığı noktadır" sloganıyla yola çıkan, başrollerini Açelya Elmas, Zeki Alasya, Levent Ülgen, Turgay Tanülkü, Betül Şahin, Yılmaz Köksal gibi ünlü isimlerin paylaştığı Nene Hatun'un hikayesinin anlatıldığı filmin çekimleri Erzurum'da sürüyor. Oyuncu Naz Elmas'ın ablası olan ve son olarak Kanımdaki Barut filminde oynayan Açelya Elmas, Türk tarihin de destan yazan Nene Hatun'u canlandırıyor. Avni Kütükoğlu'nun yazıp yönettiği filmin çekimleri Erzurum'un merkez
Aziziye ilçesinde yapılıyor. 93 harbinin yaşandığı döneme uygun olarak Nene Hatun'un köyü plato olarak yeniden inşa ediliyor. Zorlu şartlarda kazanılan bir zaferi ve genç bir kadının o dönemdeki büyük direnişini anlatan yapımda Nene Hatun'u ünlü oyuncu Açelya Elmas canlandırıyor.
Açelya Elmas, Türk tarihine kahramanlığıyla ismini şanla şöhretle yazdıran Nene Hatun, rolünü canlandırmanın gururunu yaşadığını belirterek, "Film teklifi ilk geldiğinde 10 dakika Avni Kütükoğlu'ndan müsaade istedim. Daha sonra internetten Nene Hatun kimdir diye baktım. Tarihimiz de kahramanlığıyla adını yazdıran bir Türk kadını olduğunu öğrenince rolü kabul ettim. Çekimlerimiz sürüyor. Tarihi adeta yeniden yaşıyoruz sanki bu filmi çekende. Çok gurur verici benim için" dedi.
FİLM ÇEKİMLERİNDE KAZA
Filmin bazı sahnelerinin Palandöken'in zirvelerinde çekildiğini belirten Açelya Elmas, doğanın güç şartların da kazalara da maruz kaldıklarını belirtti. Önceki gün Palandöken'deki çekimler sırasında kar üstü aracıyla çıkarken aracın devrilmesi sonucu büyük bir kaza atlattıklarını ve film ekibinden bir kişinin ayağının kırıldığını belirten Elmas, "Zor şartlarda meşakkatli çalışıyoruz. Soğuk nedeniyle birçok arkadaşımızın dudakları çatladı. Bir sahnede az kalsın ben uçuyordum. Uçurum kenarında çekilen
sahnede uçmama ramak kaldı. Kağnı sahnesini çekerken de yorgunluktan o zirve de kağnıya kullandığımız öküzler bile bizden önce bayıldı" diye konuştu.
FİLM 29 EKİM'DE VİZYON'DA
Güçlü kadro ve başarılı senaryosu ile dikkat çeken yapım Erzurum'da büyük heyecana neden oldu. Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, Erzurum Valiliği, Erzurum Belediye Başkanlığı ve Kültür Bakanlığı da filme büyük katkıda bulunuyor. Filmin 29 Ekim'de vizyona girmesi planlanıyor.
NENE HATUN KİMDİR ?
"93 Harbi olarak da anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran Türk kadınıdır. Aziziye savunmasına 20 yaşlarında genç bir gelinken, küçük yaştaki oğlunu ve 3 aylık kızını evde bırakarak katılmıştır. Nene Hatun 1857 yılında Erzurum'da doğdu. 1877 yılında 8 Kasım'ı 9 Kasım'a bağlayan gece, Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini
uykuda yakalayıp kılıçtan geçirdiler. Bu sırada arkadan gelen Rus askerleri ise hiçbir zorlukla karşılaşmadan tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulan bir er haberi Erzurumlulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra "Moskof askeri Aziziye Tabyası'nı ele geçirdi" şeklinde minarelerden Erzurum halkına haber verildi. Bu haberin ardından Erzurum halkından silahı olan silahını, olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladılar.
Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan Nene Hatun da vardı. Ağabeyi Hasan bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti. Nene Hatun üç aylık bebeğini emzirdikten sonra, "Seni bana Allah verdi. Ben de Ona emanet ediyorum." diyerek vedalaştıktan sonra bir kaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alarak sokağa fırlamıştı. Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön
sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Göğüs göğüse bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla donanmış Rus ordusu, baltalı-tırpanlı, taşlı-sopalı halk karşısında yarım saat tutunabildi. 2300'e yakın Rus askeri öldürülüp, Tabya geri alınmıştır. Türk tarafında ise 1000 kadar şehit verilmiştir.
Nene Hatun o günleri özetle şöyle anlatmıştır: Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden 'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diyeiçtim. Yavrumu Allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk.
Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu. Tabya'nın geri alınmasının ardından, aralarında Nene Hatun'un da bulunduğu yaralıların tedavisine başlandı. Fakat bu sırada Nene Hatun yaralı olmasına rağmen diğer yaralıların tedavisini yapmak için çalışmıştır. Nene Hatun bu özverisiyle tanınıp, saygı ile sevilmiştir. Nene Hatun'un vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan
kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hatun'un ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların da payı vardı. Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden NATO'da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna: "Ben o zaman gereken şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım" cevabını vermişti. 1955 yılında yılın annesi
seçilmiştir. 98 sene yaşadığı Erzurum'da 22 Mayıs 1955'de zatürre hastalığından dolayı 98 yaşında vefat etmiştir. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Tabyası'na defnedilmiştir. Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden 3 ay önce yılın annesi seçilmiştir."
"En zor zamanlar en büyük zaferlerin başladığı noktadır" sloganıyla yola çıkan, başrollerini Açelya Elmas, Zeki Alasya, Levent Ülgen, Turgay Tanülkü, Betül Şahin, Yılmaz Köksal gibi ünlü isimlerin paylaştığı Nene Hatun'un hikayesinin anlatıldığı filmin çekimleri Erzurum'da sürüyor. Oyuncu Naz Elmas'ın ablası olan ve son olarak Kanımdaki Barut filminde oynayan Açelya Elmas, Türk tarihin de destan yazan Nene Hatun'u canlandırıyor. Avni Kütükoğlu'nun yazıp yönettiği filmin çekimleri Erzurum'un merkez
Aziziye ilçesinde yapılıyor. 93 harbinin yaşandığı döneme uygun olarak Nene Hatun'un köyü plato olarak yeniden inşa ediliyor. Zorlu şartlarda kazanılan bir zaferi ve genç bir kadının o dönemdeki büyük direnişini anlatan yapımda Nene Hatun'u ünlü oyuncu Açelya Elmas canlandırıyor.
Açelya Elmas, Türk tarihine kahramanlığıyla ismini şanla şöhretle yazdıran Nene Hatun, rolünü canlandırmanın gururunu yaşadığını belirterek, "Film teklifi ilk geldiğinde 10 dakika Avni Kütükoğlu'ndan müsaade istedim. Daha sonra internetten Nene Hatun kimdir diye baktım. Tarihimiz de kahramanlığıyla adını yazdıran bir Türk kadını olduğunu öğrenince rolü kabul ettim. Çekimlerimiz sürüyor. Tarihi adeta yeniden yaşıyoruz sanki bu filmi çekende. Çok gurur verici benim için" dedi.
FİLM ÇEKİMLERİNDE KAZA
Filmin bazı sahnelerinin Palandöken'in zirvelerinde çekildiğini belirten Açelya Elmas, doğanın güç şartların da kazalara da maruz kaldıklarını belirtti. Önceki gün Palandöken'deki çekimler sırasında kar üstü aracıyla çıkarken aracın devrilmesi sonucu büyük bir kaza atlattıklarını ve film ekibinden bir kişinin ayağının kırıldığını belirten Elmas, "Zor şartlarda meşakkatli çalışıyoruz. Soğuk nedeniyle birçok arkadaşımızın dudakları çatladı. Bir sahnede az kalsın ben uçuyordum. Uçurum kenarında çekilen
sahnede uçmama ramak kaldı. Kağnı sahnesini çekerken de yorgunluktan o zirve de kağnıya kullandığımız öküzler bile bizden önce bayıldı" diye konuştu.
FİLM 29 EKİM'DE VİZYON'DA
Güçlü kadro ve başarılı senaryosu ile dikkat çeken yapım Erzurum'da büyük heyecana neden oldu. Aziziye Belediye Başkanı Fatih Cengiz, Erzurum Valiliği, Erzurum Belediye Başkanlığı ve Kültür Bakanlığı da filme büyük katkıda bulunuyor. Filmin 29 Ekim'de vizyona girmesi planlanıyor.
NENE HATUN KİMDİR ?
"93 Harbi olarak da anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum'daki Aziziye Tabyası'nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran Türk kadınıdır. Aziziye savunmasına 20 yaşlarında genç bir gelinken, küçük yaştaki oğlunu ve 3 aylık kızını evde bırakarak katılmıştır. Nene Hatun 1857 yılında Erzurum'da doğdu. 1877 yılında 8 Kasım'ı 9 Kasım'a bağlayan gece, Osmanlı vatandaşı olan Ermeni çeteleri Erzurum'un Aziziye Tabyası'na girmeyi başarmışlardı. Tabyayı koruyan Türk askerlerini
uykuda yakalayıp kılıçtan geçirdiler. Bu sırada arkadan gelen Rus askerleri ise hiçbir zorlukla karşılaşmadan tabyayı ele geçirdiler. Baskından yaralı olarak kurtulan bir er haberi Erzurumlulara ulaştırdı. Sabah ezanından hemen sonra "Moskof askeri Aziziye Tabyası'nı ele geçirdi" şeklinde minarelerden Erzurum halkına haber verildi. Bu haberin ardından Erzurum halkından silahı olan silahını, olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladılar.
Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan Nene Hatun da vardı. Ağabeyi Hasan bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti. Nene Hatun üç aylık bebeğini emzirdikten sonra, "Seni bana Allah verdi. Ben de Ona emanet ediyorum." diyerek vedalaştıktan sonra bir kaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alarak sokağa fırlamıştı. Erzurumlular, ölüme gittiklerini bildikleri halde, Aziziye Tabyası'na doğru koşuyordu. Tabyaya yerleşmiş olan Rus askerleri, gelenlere yaylım ateşi açtı. Ön
sıradakiler o anda şehit oldular. Arkadakiler, geri çekilmek yerine daha bir kararlı ve hızlı olarak ileri atıldılar. Demir kapılar kırılıp içeri girildi. Göğüs göğüse bir savaş başladı. Mükemmel silahlarla donanmış Rus ordusu, baltalı-tırpanlı, taşlı-sopalı halk karşısında yarım saat tutunabildi. 2300'e yakın Rus askeri öldürülüp, Tabya geri alınmıştır. Türk tarafında ise 1000 kadar şehit verilmiştir.
Nene Hatun o günleri özetle şöyle anlatmıştır: Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden 'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diyeiçtim. Yavrumu Allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye'ye akıyorduk.
Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu. Tabya'nın geri alınmasının ardından, aralarında Nene Hatun'un da bulunduğu yaralıların tedavisine başlandı. Fakat bu sırada Nene Hatun yaralı olmasına rağmen diğer yaralıların tedavisini yapmak için çalışmıştır. Nene Hatun bu özverisiyle tanınıp, saygı ile sevilmiştir. Nene Hatun'un vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum'dan
kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum'un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmet Muhtar Paşa'nın zaferinde Nene Hatun'un ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların da payı vardı. Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden NATO'da görevli Amerikalı subayın bir sorusuna: "Ben o zaman gereken şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım" cevabını vermişti. 1955 yılında yılın annesi
seçilmiştir. 98 sene yaşadığı Erzurum'da 22 Mayıs 1955'de zatürre hastalığından dolayı 98 yaşında vefat etmiştir. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Tabyası'na defnedilmiştir. Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden 3 ay önce yılın annesi seçilmiştir."