Haluk Şahin: Büyüme sırası Kıbrıs Rumlarında

Radikal gazetesi yazarlarından Haluk Şahin bugünkü köşesinde Kıbrıs'ta Pazar günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi.

İşte Haluk Şahin’in köşe yazısı;

Büyüme sırası Kıbrıs Rumlarında
Seçimlerden sonra hep ‘Seçmen kime ne mesaj verdi?’ tartışması yapılır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığını kazanması, daha doğrusu
Mehmet Ali Talat’ın Cumhurbaşkanlığı kaybetmesiyle sonuçlanan seçimlerde Türk seçmenlerin asıl mesajının Güney Kıbrıslılara olduğunu söyleyebiliriz.
Bence o mesaj şöyle:
“Şımarıklığı bırakın ve büyüyün! Gerçekleri kabul etme sırası size geldi!”
Şöyle düşünmüş olmalılar: Şans, çözüm için kapınızı iki kez çaldı, ikisinde de açmadınız. Üçüncü kez çalmadı işte. Her zaman papaz pilav yemez!
Birinci çalış, Annan Planı’nın 2004 yılında halkoyuna götürülmesiydi. Plan büyük ölçüde kendilerinden yana olduğu halde, ellerinin tersiyle ittiler.
İkinci çalış ise, M. Ali Talat’ın 2005’te Cumhurbaşkanı seçilmesiydi. Hristofyas’ın ‘yoldaşı’ Talat’ın verilebilecek tavizlerin maksimumunu verdiğini ve böyle bir ‘ikili’nin bir daha bulunamayacağını bildikleri halde kapıyı gene açmamakta direndiler.
Şimdi melul mahzun bakınıyor, Eroğlu’nun dışlanacağı uluslararası konferans filan gibi
olmayacak rüyalarla avunuyorlar.
Evet, AB’nin kendilerini tam üyeliğe kabul etmesiyle uzun bir şımarıklık dönemi yaşayan Güney Kıbrıs yönetiminin koşulların değiştiğini ve kartların yeniden dağıtılmakta olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Kıbrıs Türklerine tepeden bakan, küçük gören kibirli tutumlarıyla artık gidecekleri yer kalmadı.
Artık zaman aleyhlerine çalışıyor.
Birkaç hafta sonra Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la Atina’da buluşacak olan
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu bile onlara Türkleri küçük görmemelerini, uzlaşmak için daha açık fikirli davranmalarını söyledi.
Kıbrıslı Rumlar, Türk Başbakanı Erdoğan’ın Eroğlu’nun koluna bükeceğini umuyorlarmış.
Gelin görün ki, Atina’daki buluşmadan sonra kolu daha fazla bükülen Güney Kıbrıs olabilir. Çünkü ‘büyüme’ sırası onlarda.
Evet, Türkiye’ye ‘muhtaç’ bir Eroğlu’nun Ankara’nın isteklerini görmezden gelmesi kolay değildir ama, açılım yorgunu AKP hükümetinin kendisini sıkıştıran milliyetçilerle bir de Kıbrıs Türkleri üzerinden kavgaya tutuşması da kolay değildir. Hele seçimler yaklaşırken.
Eroğlu’nun görüşmelerde daha dirençli olması halinde Türkiye’nin AB’ye giriş şansının azalacağını söylemenin, bunu bir tehdit gibi dillendirmenin ise, artık olsa olsa mizahi bir değeri olabilir!
Efendim, Güney Kıbrıs, Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi’nin daimi beş üyesi, Avrupa Birliği ve garantör ülkelerin (Türkiye, İngiltere, Yunanistan) katılacağı uluslararası konferansa Eroğlu’nun katılmasına tüm Kıbrıs’ı temsil ettiğini iddia eden Hristofyas izin vermeyecekmiş ve Erdoğan onun adına da konuşarak, işi çözecekmiş!
Çocukça hayaller! Şımarıklığı bırakıp büyümek derken işte tam böyle şeyleri kastediyorum.