Yarbay Ercan Kireçtepe: 'Kafes Eylem Planını Yazan Asker Olamaz, Yarbay Hiç Olamaz'
Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatlara ilişkin açılan davanın tutuklu sanığı Yarbay Ercan Kireçtepe, altında imzasının bulunduğu iddia edilen "Kafes" eylem planının maddi hatalarla dolu olduğunu belirterek, "Bunu yazan asker olamaz, hele yarbay hiç olamaz" dedi
Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmatlara ilişkin açılan davanın tutuklu sanığı Yarbay Ercan Kireçtepe, altında imzasının bulunduğu iddia edilen "Kafes" eylem planının maddi hatalarla dolu olduğunu belirterek, "Bunu yazan asker olamaz, hele yarbay hiç olamaz" dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş'ın avukatları savunmalarını tamamladı. Ardından savunmasına başlayan Yarbay Ercan Kireçtepe, "Bizi Yunanistan'la savaşın eşiğine getiren Kardak krizinde adaya bayrağımızı, burada yargılanan Albay Ali Türkşen ile birlikte diktik. Bu iddianameyi hazırlayanlar bizim kendi aramızdaki konuşmalarımızı farklı farklı yerlerde kullanarak, karmaşıklaştırmaktadırlar. Bu konuşmalar örgütsel irtibat
olarak algılanıyor. Oyda bizler yıllardır beraber görev yapıyor, canımızı birbirimize emanet ediyoruz. Bizim kendi aramızda konuşmamız değil konuşmamamız tuhaf olurdu" şeklinde konuştu.
İmzasız bir ihbar mektubuyla başlayan soruşturmanın ardından 12 aydır tutuklu bulunduğunu kaydeden Kireçtepe, "Her ihbar mektubunda adını değiştiren bu yaratığın ihbarlarına ne kadar inanılmalıdır" dedi. Kireçtepe, her iki ihbar mektubu neticesinde bulunan mühimmatlarla arasında hiçbir maddi delil olmadığını ifade ederek, "Mühimmat üzerinde parmak izi araştırması yapılmış ve bize ait olmadığı ortaya çıkmıştır. Tüm SAT personelinin de parmak izleri karşılaştırılmış ancak izlerin sahipleri bulunamamıştır"
diye konuştu.
Kireçtepe, mühimmat torbalarından iki adet kıl çıktığını da belirterek, "Bunlar 5,5 ve 14,5 santimetredir. Bizler hepimiz askeriz. Uzun saçlı olan hiç kimse aramızda bulunmaktadır" deyip, kafasını gösterdi. Kireçtepe'nin saçsız olan başını göstererek söylediği, "Zaten durumu görüyorsunuz" sözleri mahkeme salonunda gülüşmelere neden oldu.
Ardından savunmasına devam eden Yarbay Ercan Kireçtepe, lav silahlarının tek kullanımlık olduğunu, ikinci kez kullanılamayacağını söyledi. El bombası ve lav silahı envanterlerinde eksik olmadığını vurgulayan Kireçtepe, "Emniyet tarafından bulunan tapalarla bizdekilerin numaraları farklıdır. boş lavları toprağa gömmek aynı zamanda ihbarcıların bize yaptığı bir hakarettir. Boş lavlar eğitimde bile kullanılmaz. Biz bu kadar eğitimsiz miyiz ki boş lav gömelim? Emniyetin raporları bulunan roketlerin çalışır
durumda olduğunu söylemektedir. Polis arkadaşlar sadece bakım talimatnamesini okusalar 19 yıllık bir lav mühimmatının çalışmayacağını öğrenmiş olurlardı" ifadelerini kullandı.
Kireçtepe, "Kafes" eylem planına da değindiği savunmasında, "Altında benim imzamın bulunduğu iddia edilen eylem planı maddi hatalarla doludur. Bunu yazan asker olamaz, hele yarbay hiç olamaz" dedi.
Savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Kireçtepe'ye sanık avukatlarından biri, "Bölgede Amerikalıların olduğuna ilişkin bilginiz var mıydı?" diye sordu. Kireçtepe ise, "Amerikalı askerler 2002 yılına kadar birliğimize gelirlerdi. Ortak eğitimler düzenlenirdi. Ancak 2002 yılındaki teskere krizinin ardından bir daha birliğimize gelmediler" diye yanıt verdi.
Kireçtepe'nin çapraz sorgusu tamamlandıktan sonra da tutuklu sanıklardan Deniz Binbaşı Erme Onat'ın savunmasına geçildi. Kendisine isnat edilen suçların hiçbirini kabul etmediğini vurgulayan Kireçtepe, "Aslı astarı olmayan isimsiz ihbar mektupları yüzünden 1 yıldır tutuklu bulunuyorum. Patlayıcıları gömerken görüldüğüm söyleniyor. Ancak o tarihte yurt dışındaydım. Yurt dışına çıkmak için de bir ay öncesinden komutanlığımdan izin almıştım" şeklinde konuştu.
Deniz Binbaşı Erme Onat, bilgisayarında bulunan 'çürükler' isimli dosyanın da kendisine e-mail aracılığıyla gönderildiğini ifade ederek, "Dosyada 'sahte çürük raporuyla askere gitmeyen yüksek rütbeli subayların yakınlarının isimleri olduğu' iddia ediliyordu. Ancak listenin içindeki isimler arasında askerlik yaptığını bizzat bildiğim isimler de yer aldığı için bu listeye gülüp geçtim. Bu e-mailin bana gönderilmesini engellemem mümkün değil" dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş'ın avukatları savunmalarını tamamladı. Ardından savunmasına başlayan Yarbay Ercan Kireçtepe, "Bizi Yunanistan'la savaşın eşiğine getiren Kardak krizinde adaya bayrağımızı, burada yargılanan Albay Ali Türkşen ile birlikte diktik. Bu iddianameyi hazırlayanlar bizim kendi aramızdaki konuşmalarımızı farklı farklı yerlerde kullanarak, karmaşıklaştırmaktadırlar. Bu konuşmalar örgütsel irtibat
olarak algılanıyor. Oyda bizler yıllardır beraber görev yapıyor, canımızı birbirimize emanet ediyoruz. Bizim kendi aramızda konuşmamız değil konuşmamamız tuhaf olurdu" şeklinde konuştu.
İmzasız bir ihbar mektubuyla başlayan soruşturmanın ardından 12 aydır tutuklu bulunduğunu kaydeden Kireçtepe, "Her ihbar mektubunda adını değiştiren bu yaratığın ihbarlarına ne kadar inanılmalıdır" dedi. Kireçtepe, her iki ihbar mektubu neticesinde bulunan mühimmatlarla arasında hiçbir maddi delil olmadığını ifade ederek, "Mühimmat üzerinde parmak izi araştırması yapılmış ve bize ait olmadığı ortaya çıkmıştır. Tüm SAT personelinin de parmak izleri karşılaştırılmış ancak izlerin sahipleri bulunamamıştır"
diye konuştu.
Kireçtepe, mühimmat torbalarından iki adet kıl çıktığını da belirterek, "Bunlar 5,5 ve 14,5 santimetredir. Bizler hepimiz askeriz. Uzun saçlı olan hiç kimse aramızda bulunmaktadır" deyip, kafasını gösterdi. Kireçtepe'nin saçsız olan başını göstererek söylediği, "Zaten durumu görüyorsunuz" sözleri mahkeme salonunda gülüşmelere neden oldu.
Ardından savunmasına devam eden Yarbay Ercan Kireçtepe, lav silahlarının tek kullanımlık olduğunu, ikinci kez kullanılamayacağını söyledi. El bombası ve lav silahı envanterlerinde eksik olmadığını vurgulayan Kireçtepe, "Emniyet tarafından bulunan tapalarla bizdekilerin numaraları farklıdır. boş lavları toprağa gömmek aynı zamanda ihbarcıların bize yaptığı bir hakarettir. Boş lavlar eğitimde bile kullanılmaz. Biz bu kadar eğitimsiz miyiz ki boş lav gömelim? Emniyetin raporları bulunan roketlerin çalışır
durumda olduğunu söylemektedir. Polis arkadaşlar sadece bakım talimatnamesini okusalar 19 yıllık bir lav mühimmatının çalışmayacağını öğrenmiş olurlardı" ifadelerini kullandı.
Kireçtepe, "Kafes" eylem planına da değindiği savunmasında, "Altında benim imzamın bulunduğu iddia edilen eylem planı maddi hatalarla doludur. Bunu yazan asker olamaz, hele yarbay hiç olamaz" dedi.
Savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Kireçtepe'ye sanık avukatlarından biri, "Bölgede Amerikalıların olduğuna ilişkin bilginiz var mıydı?" diye sordu. Kireçtepe ise, "Amerikalı askerler 2002 yılına kadar birliğimize gelirlerdi. Ortak eğitimler düzenlenirdi. Ancak 2002 yılındaki teskere krizinin ardından bir daha birliğimize gelmediler" diye yanıt verdi.
Kireçtepe'nin çapraz sorgusu tamamlandıktan sonra da tutuklu sanıklardan Deniz Binbaşı Erme Onat'ın savunmasına geçildi. Kendisine isnat edilen suçların hiçbirini kabul etmediğini vurgulayan Kireçtepe, "Aslı astarı olmayan isimsiz ihbar mektupları yüzünden 1 yıldır tutuklu bulunuyorum. Patlayıcıları gömerken görüldüğüm söyleniyor. Ancak o tarihte yurt dışındaydım. Yurt dışına çıkmak için de bir ay öncesinden komutanlığımdan izin almıştım" şeklinde konuştu.
Deniz Binbaşı Erme Onat, bilgisayarında bulunan 'çürükler' isimli dosyanın da kendisine e-mail aracılığıyla gönderildiğini ifade ederek, "Dosyada 'sahte çürük raporuyla askere gitmeyen yüksek rütbeli subayların yakınlarının isimleri olduğu' iddia ediliyordu. Ancak listenin içindeki isimler arasında askerlik yaptığını bizzat bildiğim isimler de yer aldığı için bu listeye gülüp geçtim. Bu e-mailin bana gönderilmesini engellemem mümkün değil" dedi.