Türkiye'nin Makroekonomik Görünümünde Olumlu Sinyaller
Okan Üniversitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (OKFRAM) Müdürü Doç
Okan Üniversitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi ( OKFRAM ) Müdürü Doç . Dr . Dilek Teker , Türkiye ' nin makroekonomik görünümünde kademeli bir toparlanma yaşandığına dikkat çekerek , reel sektörün de ekonomik canlanma içinde olduğunu belirtti .
OKFRAM Müdürü Teker , Para Piyasası Kurulu ' nun 13 Nisan 2010 tarihinde faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceğini açıklamasının ardından gecelik borçlanma faizinin yüzde 6 , 5 seviyesinde kaldığını hatırlattı .
Piyasalara asıl olumlu sinyallerin ise 14 Nisan 2010 tarihinde Merkez Bankası ' nın yaptığı " Krizden Çıkış Stratejileri " açıklamasıyla geldiğini belirten Teker şöyle konuştu :
" Merkez Bankası ' nın Ekim 2008 tarihinden beri piyasalarda likidite miktarını arttırıcı çeşitli politikalar geliştirmiş , zorunlu karşılık oranlarında indirime gitmiş , repo ihaleleri açmış ve krizin etkisiyle iç talepteki daralmaya bağlı olarak enflasyonun düşeceği öngörüsüyle faiz oranlarını düşürmüştür . Tüm bu politikaların temel nedeni piyasalara likidite aşılamak ve makroekonomik görünümdeki sancıları hafifletmek olarak gözlenmektedir . Türkiye ' nin özellikle 2010 yılı ilk çeyreğinde açıklanan sanayi
üretim endeksi , ihracat rakamları ve büyüme verileri incelendiğinde , her ne kadar kriz öncesi dönem kabul edilen 2007 yılının gerisinde bir seyir izlense de Türkiye ' nin makroekonomik görünümünde kademeli bir toparlanma yaşandığı gözlenmektedir . Reel Kesim Güven Endeksi , toplam sipariş miktarları ve ihracat sipariş miktarları özellikle 2010 yılının ilk çeyreğinde olumlu sinyaller vermekte . 2009 yılı bankacılık sektörü kredi hacmindeki artış , hem hanehalkı harcamalarının hem de reel sektörün ekonomik
canlanma içinde olduğunu gösteriyor . "
Açıklanan bütçe rakamlarının da 2010 yılı ilk çeyreğinde bütçe gelirlerinin yüzde 21 ve vergi gelirlerinin yüzde 26 artmasının da reel sektörde üretimde hareketliliği destekler nitelikte olduğuna işaret eden Dilek Teker , " Ekonominin hanehalkı ayağı incelendiğinde ise , tüketici güven endeksinde de 2010 yılının ilk çeyreğinde psikolojik rahatlama gözlenmekte . Tüm bu gelişmeler piyasalara olumlu sinyaller verse ve resesyondan çıkışta önemli bir yol alındığını ifade etse de sevinmek için henüz erken . Merkez
Bankası 14 Nisan ' da açıkladığı krizden çıkış stratejileri incelendiğinde Ekim 2008 tarihinden beri süregelen likiditeyi arttırıcı politikaların biraz daha sıkılaştırılacağı gözlenmekte . Merkez Bankası ' nın piyasalarda algıladığı normalleşme hareketliliği içinde öncelikle açık piyasa işlemleriyle , repo ihalelerinde düzenlemeye gidileceği ve zorunlu karşılık oranlarında bir artış stratejisiyle piyasadaki likidite pozisyonunun kontrol altına alınacağı söylenebilir . Faiz oranlarında bir müddet daha değişiklik
beklenmese de , iç talebin artması ve enflasyonist hareketlenme doğrultusunda , Merkez Bankası ' nın özellikle 2010 yılının ikinci çeyrek rakamları açıklandıktan sonra faizlerde 100-150 baz puanlık bir artışa gitmesi beklenebilir " dedi .
OKFRAM Müdürü Teker , Para Piyasası Kurulu ' nun 13 Nisan 2010 tarihinde faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceğini açıklamasının ardından gecelik borçlanma faizinin yüzde 6 , 5 seviyesinde kaldığını hatırlattı .
Piyasalara asıl olumlu sinyallerin ise 14 Nisan 2010 tarihinde Merkez Bankası ' nın yaptığı " Krizden Çıkış Stratejileri " açıklamasıyla geldiğini belirten Teker şöyle konuştu :
" Merkez Bankası ' nın Ekim 2008 tarihinden beri piyasalarda likidite miktarını arttırıcı çeşitli politikalar geliştirmiş , zorunlu karşılık oranlarında indirime gitmiş , repo ihaleleri açmış ve krizin etkisiyle iç talepteki daralmaya bağlı olarak enflasyonun düşeceği öngörüsüyle faiz oranlarını düşürmüştür . Tüm bu politikaların temel nedeni piyasalara likidite aşılamak ve makroekonomik görünümdeki sancıları hafifletmek olarak gözlenmektedir . Türkiye ' nin özellikle 2010 yılı ilk çeyreğinde açıklanan sanayi
üretim endeksi , ihracat rakamları ve büyüme verileri incelendiğinde , her ne kadar kriz öncesi dönem kabul edilen 2007 yılının gerisinde bir seyir izlense de Türkiye ' nin makroekonomik görünümünde kademeli bir toparlanma yaşandığı gözlenmektedir . Reel Kesim Güven Endeksi , toplam sipariş miktarları ve ihracat sipariş miktarları özellikle 2010 yılının ilk çeyreğinde olumlu sinyaller vermekte . 2009 yılı bankacılık sektörü kredi hacmindeki artış , hem hanehalkı harcamalarının hem de reel sektörün ekonomik
canlanma içinde olduğunu gösteriyor . "
Açıklanan bütçe rakamlarının da 2010 yılı ilk çeyreğinde bütçe gelirlerinin yüzde 21 ve vergi gelirlerinin yüzde 26 artmasının da reel sektörde üretimde hareketliliği destekler nitelikte olduğuna işaret eden Dilek Teker , " Ekonominin hanehalkı ayağı incelendiğinde ise , tüketici güven endeksinde de 2010 yılının ilk çeyreğinde psikolojik rahatlama gözlenmekte . Tüm bu gelişmeler piyasalara olumlu sinyaller verse ve resesyondan çıkışta önemli bir yol alındığını ifade etse de sevinmek için henüz erken . Merkez
Bankası 14 Nisan ' da açıkladığı krizden çıkış stratejileri incelendiğinde Ekim 2008 tarihinden beri süregelen likiditeyi arttırıcı politikaların biraz daha sıkılaştırılacağı gözlenmekte . Merkez Bankası ' nın piyasalarda algıladığı normalleşme hareketliliği içinde öncelikle açık piyasa işlemleriyle , repo ihalelerinde düzenlemeye gidileceği ve zorunlu karşılık oranlarında bir artış stratejisiyle piyasadaki likidite pozisyonunun kontrol altına alınacağı söylenebilir . Faiz oranlarında bir müddet daha değişiklik
beklenmese de , iç talebin artması ve enflasyonist hareketlenme doğrultusunda , Merkez Bankası ' nın özellikle 2010 yılının ikinci çeyrek rakamları açıklandıktan sonra faizlerde 100-150 baz puanlık bir artışa gitmesi beklenebilir " dedi .