2009 Türk Patent Ödülleri Töreni...(2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, değişimi, Türkiye'nin her alanda eş zamanlı ilerlemesi gerektiğine işaret ederek, ''Demokratik reformları erteleyelim, ekonomiye yoğunlaşalım' diyemeyiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, değişimi, Türkiye'nin her alanda eş zamanlı ilerlemesi gerektiğine işaret ederek, "'Demokratik reformları erteleyelim, ekonomiye yoğunlaşalım' diyemeyiz. 'Şimdi dış politika zamanı ekonomi geride dursun' diyemeyiz. 'İçerde meseleler var, dışarıyı ihmal edelim' diyemeyiz. Ekonomide, hukukta, demokraside, sosyal meselelerde aynı anda ele alınmak, aynı anda gelişmek durumunda. Birini ihmal ettiğimiz zaman diğerlerinde gelişme sağlamamız mümkün değil" dedi.
Başbakan Erdoğan, Sheraton Otel'de gerçekleştirilen 2009 Türk Patent Ödülleri Töreni'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Türkiye'de taş üstüne taş koyanın başlarının üzerinde yeri olduğunu belirterek, "Özellikle bu ülke için bilgi üreten, teknoloji geliştiren, marka oluşturan ve özgün tasarımlar ortaya koyan herkes bizim başımızın tacıdır" dedi.
Son derece zengin, bereketli ve potansiyeli son derece yüksek topraklar üzerinden yaşadığımızı dile getiren Erdoğan, coğrafi konum ve tarihi birikim bir yana, genç, dinamik, üretken ve girişken nüfusuyla Türkiye'nin gelecek adına çok önemli, değerli bir potansiyel barındırdığını kaydetti. Erdoğan, "Dünya küçülüyor fakat Türkiye büyüyor. Küreselleşme, bilgi teknolojileri dünyayı küresel bir köye dönüştürürken, Türkiye bu küresel köyde ekonomisiyle, dış politikasıyla, vizyonuyla her geçen gün büyüyor ve
ağırlık kazanıyor. Bilginin artık çok büyük bir değer ihtiva ettiği, hızın artık çok büyük önem arz ettiği bir süreçten de geçiyor" diye konuştu.
Dünyada, 'durduğunuz anda dengenizi kaybedip düşeceğiniz, yarışta geride kalacağınız, rekabette gücünüzü kaybedeceğiniz bir sistem'in söz konusu olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin, kurumları ve tek tek fertlerin bu süreci iyi analiz etmesi ve bunun gereğini de hakkıyla yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bu zihniyet dönüşümünü başarmak durumundayız. Sosyal ve siyasi yapımızı, ekonomik hedeflerimizle uyumlu hale getirmeliyiz" dedi.
İş dünyasının, bilim dünyasının, ekonomi dünyasının ihtiyaç duyduğu alt yapının oluşturulması gerektiğine de vurgu yapan Erdoğan, şunları söyledi:
"Unutmayalım ki reel sektörümüzü ileriye taşıyacak, küresel rekabet gücümüzü artıracak, katma değeri yüksek ürünlere geçişimizi sağlayacak ve sanayimizin üzerinde yükseleceği alt yapıyı oluşturacak en önemli unsurlar eğitim, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerdir. Bugün öyle firmalar var ki, isimleri tüm dünyada biliniyor. Birçok ülkenin GSYH'dan büyük sermayeye sahipler. Bu şirketlerin, sadece marka veya ürün formülleri bu şirketlerin üretim tesislerinden, gayri menkullerinden ve stoklarından çok
daha fazla değerli hale gelmiş durumda."
Türkiye'nin, tüm dünyada tanınan markalara ve dünyada tercih edilen ürünlere ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye, dünyada lider ülke olma iddiasını taşıyorsa, sadece dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip eden bir ülke olmakla yetinemez" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bilgi ve teknoloji üreten bir ülke olması gerektiğini ifade eden Erdoğan, bu nedenle göreve geldikleri ilk günden itibaren AR-GE'yi desteklemeyi öncelikli politikalarından biri olarak belirlediklerini söyledi. Araştırma personelindeki artış hızında son yıllarda sürekli olarak dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alınmasına rağmen, henüz gelişmiş ülke standartlarına ulaşılamadığına değinen Erdoğan, 2010 yılı için 40 bin araştırmacı hedefine 2006 yılında ulaşıldığını da bildirdi. Erdoğan,
2013 yılı için de 150 bin AR-GE personeli hedeflendiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, 2008 yılında fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında stratejiler belirlemek için bir koordinasyon kurulduğunu hatırlatarak, eylem planlarında yer alan Türk Tasarım Danışma Konseyi'ni de geçen Eylül ayında kurduklarını bildirdi. Erdoğan, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren bu konseyin, Türk tasarımlarının dünya pazarında tercih edilir konuma getirilmesini ve dünyada Türk tasarımı imajının oluşmasını ve gelişmesini sağlayacağını söyledi. Erdoğan, sınai mülkiyet
mevzuatının kapsamı vizyonu çerçevesinde, marka, tasarım ve coğrafi işaret kanun tasarılarını da Meclis'e sevk ettiklerini kaydetti.

ÖZGÜVENİN ÖNEMİ
Özgüvenin önemine de vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "Bu ülkenin her bir ferdi tam bir öz güven içinde, kendine güvenerek geleceğe yönelmeli, bugüne de, geleceğe de öz güvenle bakmalı. Şunu görmek durumundayız bizler, tarih boyunca bilime, sanata çok değerli katkılar sunmuş bir medeniyetin mensuplarıyız. Astronomiden matematiğe, kimyadan tıbba, felsefeden psikolojiye kadar birçok bilim dalında temeller bu topraklar üzerinde atıldı. Bugün batı ile özdeşleşmiş birçok bilimsel gelişmenin kökeninde, bu
coğrafyanın izlerini, hatta kilit önemdeki katkılarını göreceksiniz. O gün nasıl yaptıysak, inanın bugün de yaparız; bu, önce inanmakla, yapacağına, yapabileceğine inanmakla, bu öz güvene sahip olmakla başlıyor" diye konuştu.
Türkiye içinde ya da yurt dışında bir çok Türk akademisyen ve araştırmacının önemli araştırmalara imza attığını anlatan Erdoğan, trafik lambalarının yanındaki sayaçlar, Türk kahvesi pişirme cihazı, eğim ölçer, prizmatik dikey merdiven, biyolojik mayın tespit cihazının Türk araştırmacılar tarafından icat edildiğini söyledi. Sporda, sanatta ve edebiyatta da Türkiye'nin artık uluslararası boyutta kendisinden söz ettirdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bakın burada kendisiyle gurur duyduğumuz üç arkadaşımıza ödül sunuyoruz; Sayın Ertuğrul Sağlam, Sayın Yılmaz Erdoğan ve Sayın İskender Pala. Onlar ülke içinde değil, küresel ölçekte başarılar elde ettiler ve bu ülkenin gururu oldular. Onlar azimle, kararlılıkla, cesaretle çalıştılar, çabaladılar ve sınırları aşarak daha geniş kitlelere ulaşma başarısını gösterdiler. Şu anda birçok Ortadoğu ülkesinde dizilerimiz çok büyük bir beğeniyle izleniyor. Bu diziler sadece eğlence sektörüne değil, dış ticarete
tanıtıma, turizme de doğrudan katkı sağlıyorlar. Çok daha fazlasını yapabiliriz. Yeter ki kendimize güvenelim, yeter ki öz güvenimiz tam olsun. Bugün Türkiye'nin her alanda elde ettiği başarılar da gösteriyor ki artık Türkiye kabına sığmıyor, kabını da, kabuğunu da zorluyor. Bu gidişin önünü olabildiğince açmak zorundayız."

"ÜLKE HER ALANDA EŞ ZAMANLI İLERLEMELİ"
Modası çoktan geçmiş tartışmalarla, artık tedavülden kalkması gereken sorunlarla Türkiye'nin dünya ile rekabet edebilecek bir güce asla ulaşamayacağına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkenin her alanda eş zamanlı ilerlemesi gerekmektedir. 'Demokratik reformları erteleyelim, ekonomiye yoğunlaşalım' diyemeyiz. 'Şimdi dış politika zamanı ekonomi geride dursun' diyemeyiz. 'İçerde meseleler var, dışarıyı ihmal edelim' diyemeyiz. Ekonomide, hukukta, demokraside, sosyal meselelerde aynı anda ele alınmak, aynı anda gelişmek durumunda. Birini ihmal ettiğimiz zaman diğerlerinde gelişme sağlamamız mümkün değil. Nitekim yakın geçmişimiz bunun acı tecrübeleriyle dolu. Her alanda birbirinden güçlü
atılım iradesini ortaya koymalıyız. Bunun arkasında da cesaretle durmalıyız."
Başbakan konuşmasının ardından, ödül alan kişi ve kurumlara ödüllerini verdi. Erdoğan daha sonra toplantının yapıldığı salon fuayesinde kurulan pişmaniye ve baklava standlarını da ziyaret etti. Basın mensuplarına da baklava ve fıstık ezmesi ikram eden Erdoğan'ın kameralara arkasını dönerek baklava ve fıstık ezmesi yemesi de dikkat çekti.