Boyner: '(siyasi Partiler Ve Seçim Yasalarında Reform) Bir Demokratikleşme Paketinin Ön Şartı'

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, siyasi partiler ve seçim yasalarında reform isteklerini anımsatarak, "TÜSİAD olarak yıllardır bu konuyu siyasi partilerin gündemine getirmeye çalıştık

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, siyasi partiler ve seçim yasalarında reform isteklerini anımsatarak, "TÜSİAD olarak yıllardır bu konuyu siyasi partilerin gündemine getirmeye çalıştık. Olmuyor" dedi
TÜSİAD'ın yayın organı Görüş Dergisi'nin yayın hayatına yeniden başlaması dolayısıyla düzenlenen kokteylde konuşan TÜSİAD Başkanı Boyner, derginin çıkışında dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı'nın çizdiği "ülkenin sorunlarına ülke çıkarları perspektifinden yaklaşmak" rotasında yoluna devam edeceğini söyledi.
Türkiye'nin son 30 yılda özellikle ekonomik hayatta büyük dönüşümler yaşadığını belirten Boyner şöyle konuştu:
"Ancak ne yazık ki, demokratik standartlarımızda ve siyaset kültürümüzde köklü bir dönüşüm gerçekleştirmek üzere başlattığımız tartışmalarda aynı sonucu alamadık. Bazı mevzi ilerlemeler kaydedebildik ama siyasetin bütününü çağdaş demokratik bir yapıya kavuşturacak değişimi sağlayamadık. Hatta kimi konularda tartışa tartışa başlangıç noktamızın gerilerine düştük, kavramların içini boşalttık.
Bunun en bariz örneğini Anayasa tartışmalarının oluşturduğunu söyleyebiliriz* 80 Anayasası'nın bu ülkeye dar geldiğini kabul etmeyen yok. Özellikle AB'ye uyum sürecinin etkisiyle birçok maddesini değiştirdik de. Ancak bu Anayasa'nın antidemokratik ruhu olduğu gibi yerinde duruyor. Ne zaman Anayasa'da köklü bir değişiklik gerektiğini ortaya atsak, parlamento içi uzlaşmanın sağlanamadığından dem vuruluyor."
Bu uzlaşmazlığın temelinde parlamenter sistemin iki temel unsurundaki zafiyetlerin yattığını kaydeden Boyner bunların, "demokratik standardı son derece tartışmalı bir siyasi partiler yasası" ve "seçmen iradesinin meclise yansımasını tesadüfe bırakan bir seçim yasası" olarak sıraladı.
Görüş Dergisi'nin kapak konusuna "Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında Reform" konusunun ele alındığını anımsatan Boyner, "TÜSİAD olarak yıllardır bu konuyu siyasi partilerin gündemine getirmeye çalıştık. Olmuyor. Herkes Anayasa tartışmalarına kilitlenmişken, biz tekrar kuvvetli bir şekilde kamuoyunun önüne bu konuyu getirmek istiyoruz. Çünkü bu konu, bizce siyaset kurumunun kendisinden beklenen reform yeteneğini kısıtlayan, vasatileştiren, arzu ettiğimiz anayasal ve yasal reform sürecini verimsiz
kılabilecek bir engel niteliğinde. O yüzden bizim açımızdan bir demokratikleşme paketinin en önemli unsuru ve belki de ön şartı" dedi.
Bugünkü siyasi partiler düzenlemesinin lider odaklı olduğunu ifade eden Ümit Boyner, böyle bir yapı içerisinde parti içi demokrasinin gerçekleşmeyeceğini, parlamento içi demokrasinin tesadüfe kalacağını, söyledi.
Boyner şunları söyledi:
"Bu yapı neredeyse hatırlayabildiğimiz geçmişten bu yana hep böyle geldi. Seçmenin tanımadığı ancak liderin çok yakından tanıdığı milletvekillerimiz oldu. Bunun bir iyi yanı oldu, seçmen milletvekilini tanımadığı için peşinden koşamadı, hesap soramadı, milletvekillerimiz de rahat rahat çalışma fırsatı bulabildiler. Böyle bir yapı doğal olarak parlamento içi uzlaşmayı sınırlayan en önemli unsurlardan biri. Son on yılda, kanunlaşan düzenleme taslaklarının yüzde 95'i bakanlar kurulu tasarısı olarak
gerçekleşmiş. Yani yasama sürecinin sahibi milletvekillerinin teklifi ile kanunlaşan kanun taslakların oranı sadece yüzde 5.
Şimdi bu tabloya bir de yönetimde istikrar adına savunulan seçim barajını eklemek istiyorum. Hatırlatalım, aşağı yukarı her konuda referans aldığımız, çağdaş demokrasilerde özellikle AB bölgesinde böyle bir baraj düzeyi yok, hatta demokratik standartları tartışmalı birçok ülkede de maalesef böyle yüksek bir baraj uygulaması yok. Bizde niye yüzde 10 barajı var? Üstelik yüksek baraj uygulaması bir askeri müdahale ürünü de değil* 'Sivil İktidar' döneminde yükseltiliyor Türkiye barajı."
Aynı liderlerin istikrar sözcüğünden bahsettiklerini ifade eden Boyner, "Herhalde kafalarında oluşturdukları bir ideal seçmen tercihi şablonu var. Yüzde 3'lük, 5'lik, 8'lik tercihlerin kayda değer olmadığı kanaatindeler; üstelik parlamentoda bulunmaları durumunda çatlak ses çıkartacaklarını, iç içe geçmiş yasama-yürütme sarmalını bozacaklarını düşünüyorlar. Çağdaş demokrasilerde son derece meşru zemin bulmuş koalisyonların askeri müdahaleyi tetikleyeceği düşüncesine kadar uzanan, sağlıklı olmaktan çok
uzak bazı görüşleri bile duymak mümkün" diye konuştu.
Seçim bölgelerinin bugünkü oluşturulma şekillerinin milletvekilleri ile onları seçenler arasındaki ilişkinin ancak seçimden seçime ve son derece sınırlı biçimde tesis etmeye izin vermesinin demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından ciddi bir problem olduğunu kaydeden Boyner, mevcut sistemin nüfusu düşük illere sağladığı temsil ayrıcalığının bir başka problem olduğunu söyledi.
(CY-CY-E)