Ak Parti İzmir İl Teşkilatından Bir Yıllık Büyükşehir Değerlendirmesi
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yerel seçimlerden sonra geçen bir yılını değerlendirdi
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömür Kabak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yerel seçimlerden sonra geçen bir yılını değerlendirdi. AK Parti İl binasında düzenlenen toplantıda konuşan Kabak, "29 Mart 2009 belediye seçimleri üzerinden tam bir yıl geçti. İzmir'in belediyecilik açısından bir yılının daha boşa gittiğine tanık olduk" dedi.
Kabak, ortaya konulan bir eserin ve İzmir için yapılmış bir hizmetin olmadığını üzülerek gördüklerini belirterek şunları söyledi: "Bu nedenle, İzmir yararına yapılmış belediye icraatlarıyla ilgili tuttuğumuz kırmızı klasörümüzün içinin boş olduğunu söylemek zorundayım. İzmir yararına yapılan bir iş olmadığı için hizmetler ve eserler konusunda hiçbir şey söyleyemiyoruz. Ancak, büyükşehir başkanımızın bir konuda çok başarılı olduğunu söylemek zorundayız. O da, başarısızlığına mazeret bulma, bahane üretme
ve başkalarını suçlama konusundaki başarısıdır. Geçen bir yıl içinde, Hükümetten başlayıp Valiliği, AK Parti İl Başkanından başlayıp CHP'li ilçe belediye başkanlarını, üst düzey bürokratlardan başlayıp kapıdaki bekçiye kadar suçlamadığı hiç kimse kalmadı. Halbuki aynaya baksa, İzmir için bir vizyonu olmayan ve liderlik yapamayan gerçek sorumluyu görecekti."
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden yeni bir eser ve proje beklentisinden vazgeçtiklerini belirten Kabak, Büyükşehir'in klasik belediye hizmetlerini hakkınca yapmasını istediklerini söyledi. Sıradan belediye hizmetlerinin dahi artık yapılmadığını ifade eden Kabak, şehir içi ulaşımı bir felaket olduğunu ve metro konusunda konuşmama kararlarının yıl sonuna kadar devam edeceğini bildirdi. Ağırlıklı olarak AK Parti Hükümetinin yaptığı ve açılışını bu yıl içinde Ulaştırma Bakanı'nın yapacağı Aliağa-Menderes
Hafif Raylı Sistemine sanki tek başına yapıyormuş gibi Sayın Aziz Kocaoğlu'nun sahip çıktığını belirten Kabak, şunları söyledi: "Kendi sorumluluğundaki Üçyol - Üçkuyular ile Ege Üniversitesi - Evka 3 - Bornova Merkez arasındaki metro fiyaskosunu unutturmak için apayrı bir proje olan ve ağırlıklı olarak Merkezi Hükümetin yürüttüğü Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistemini tek başına yapıyormuş gibi lanse etmek ve bu işin bu yıl bitecek olması nedeniyle işte metroyu 2010 yılı içinde tamamladım demek ne derece
dürüstlükle bağdaşır İzmir kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
Aziz Kocaoğlu'nun, Merkezi Hükümetin, İzmir Büyükşehir Belediyesine para göndermediği ve fazla kesinti yaptığı konusundaki iddialarına, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından alınan resmi bilgilerle cevap veren Kabak, şöyle konuştu: "AK Parti'nin iktidara geldiği günden 2008 yılı sonuna kadar, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin genel bütçe vergi gelirlerindeki payı yüzde 494 oranında artmıştır. Buna karşın, İstanbul'un payı yüzde 301, Ankara'nın payı sadece yüzde 202 artmıştır. 2009 yılında,
belediyelerin, il sınırları içinde toplanan genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları pay oranı İzmir için yüzde 5,4 iken, İstanbul için yüzde 4,7 ve Ankara için yüzde 5,2 olarak gerçekleşmiştir."
Merkezi hükümetten gönderilen kaynakların kanunla belirlendiğini anlatan Kabak, sözlerine şöyle devam etti: "Buna göre, büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamının yüzde 5'i büyükşehir belediyeleri arasında paylaştırılmaktadır. Bu miktarın yüzde 70'i doğrudan ilgili büyükşehir belediyesine, yüzde 30'u büyükşehir belediyeleri arasında nüfus esasına göre dağıtılmaktadır. İller Bankası payları da yine nüfus esasına göre dağıtılmaktadır. Bu yasal kuralları
bile bile, İzmir'e para gönderilmiyor demek başarısızlığa bahane bulma konusunda söylenmiş haksız ve kötü niyetli sözlerdir."
AK Parti'nin, hizmet esasına göre kurulmuş ve insanı merkeze alan bir parti olduğunu anlatan Kabak, tüm karar ve işlemleri adalet ilkesine göre verildiğini ve 72 milyon insanın tüm bölgelere eşit hizmet götürdüğünü söyledi. Verilen oylara göre ayrımcılık yapmak Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) bir geleneği olduğunu savunan Kabak, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu geleneği sürdürdüğünü söyledi. Menederes'e bağlı Küner köyünün buna güzel bir örnek olduğunu ifade eden Kabak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neredeyse tamamı AK Parti'ye oy veren bu köy, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından cezalandırılmakta ve hizmet götürülmemektedir. Civardaki tüm köylerin yolu büyükşehir tarafından yapılmışken Küner köyünün yolları ısrarla yapılmamaktadır. Aynı şekilde, içme suyu şebekesi iki yıldan bu yana İZSU tarafından yapılmamakta ve adeta AK Parti'ye oy verdiğiniz için su şebekeniz yapılmıyor denmektedir."
İDDİALAR
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mali kaynaklarını verimsiz ve partizanca kullandığını öne süren Kabak, İtfaiye Müdürlüğü ile ilgili olarak iddialar ortaya koydu. Kabak'ın ortaya koyduğu iddialar şöyle: "2006 yılından bu yana her ay hizmet alımı yoluyla ve bir belediye şirketi olan İzelman kanalıyla 400 ve üstünde eleman itfaiye hizmetleri için istihdam ediliyor. Ancak, bunların sadece 250'si İtfaiye Müdürlüğünde çalışıyor. Geriye kalan 150-160 kişi ise İtfaiye Müdürlüğünde hiç çalışmamasına ve oradaki
personel tarafından tanınmamasına rağmen İtfaiye Müdürlüğünden düzenli maaş alıyor. İtfaiye Daire Başkanlığı, her ay İzelman A.Ş.'den 400 kişilik hizmet almış gibi hak ediş düzenliyor ve ödeme yapıyor. Kadrolu itfaiyeci ihtiyacı olarak işe alınanlardan iki kişi, CHP'li bir ilçe belediye başkanının ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görevli üst düzey bir bürokratın birinci dereceden akrabasıdır. Bunların nasıl işe alındıklarının açıklanmasını istiyoruz. Daha vahimi ise bu iki kişi itfaiyeci kadrosundan işe
alınmalarına rağmen partizanca bir tutumla hiçbir zaman itfaiyeci olarak çalıştırılmadılar. Belediye sarayında büro işlerinde istihdam ediliyorlar."
İtfaiye müdürlüğüne alınan sekiz adet merdiven ekipmanlı aracın merdiven ekipmanlarının çalışmadığını belirten Kabak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu nedenle bu araçlar işe çıkarılmamak ve gözden uzak tutulmak üzere Foça, Urla, Bayındır, Torbalı, Menemen, Aliağa, Kemalpaşa gibi ilçelere gönderilmiştir. Her biri 810.711,16 lira ile 822.158,57 lira değerindeki bu araçları İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne satan firma ihaleden beş ay sonra kapanmış ve kayıplara karışmıştır. Garanti süresi içinde olmasına rağmen
muhatap bulunamadığından tamirleri yapılamamaktadır. Bu araçlar işe yaramaz bir şekilde ve atıl bir vaziyette tutulmaktadır."
Kabak, son olarak dört gün önce Tahtalı Havzası içinde çektikleri kanalizasyon sularının Tahtalı Gölüne karıştığını iddia ettiği fotoğrafları basın mensuplarına gösterdi.
Kabak, ortaya konulan bir eserin ve İzmir için yapılmış bir hizmetin olmadığını üzülerek gördüklerini belirterek şunları söyledi: "Bu nedenle, İzmir yararına yapılmış belediye icraatlarıyla ilgili tuttuğumuz kırmızı klasörümüzün içinin boş olduğunu söylemek zorundayım. İzmir yararına yapılan bir iş olmadığı için hizmetler ve eserler konusunda hiçbir şey söyleyemiyoruz. Ancak, büyükşehir başkanımızın bir konuda çok başarılı olduğunu söylemek zorundayız. O da, başarısızlığına mazeret bulma, bahane üretme
ve başkalarını suçlama konusundaki başarısıdır. Geçen bir yıl içinde, Hükümetten başlayıp Valiliği, AK Parti İl Başkanından başlayıp CHP'li ilçe belediye başkanlarını, üst düzey bürokratlardan başlayıp kapıdaki bekçiye kadar suçlamadığı hiç kimse kalmadı. Halbuki aynaya baksa, İzmir için bir vizyonu olmayan ve liderlik yapamayan gerçek sorumluyu görecekti."
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden yeni bir eser ve proje beklentisinden vazgeçtiklerini belirten Kabak, Büyükşehir'in klasik belediye hizmetlerini hakkınca yapmasını istediklerini söyledi. Sıradan belediye hizmetlerinin dahi artık yapılmadığını ifade eden Kabak, şehir içi ulaşımı bir felaket olduğunu ve metro konusunda konuşmama kararlarının yıl sonuna kadar devam edeceğini bildirdi. Ağırlıklı olarak AK Parti Hükümetinin yaptığı ve açılışını bu yıl içinde Ulaştırma Bakanı'nın yapacağı Aliağa-Menderes
Hafif Raylı Sistemine sanki tek başına yapıyormuş gibi Sayın Aziz Kocaoğlu'nun sahip çıktığını belirten Kabak, şunları söyledi: "Kendi sorumluluğundaki Üçyol - Üçkuyular ile Ege Üniversitesi - Evka 3 - Bornova Merkez arasındaki metro fiyaskosunu unutturmak için apayrı bir proje olan ve ağırlıklı olarak Merkezi Hükümetin yürüttüğü Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistemini tek başına yapıyormuş gibi lanse etmek ve bu işin bu yıl bitecek olması nedeniyle işte metroyu 2010 yılı içinde tamamladım demek ne derece
dürüstlükle bağdaşır İzmir kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
Aziz Kocaoğlu'nun, Merkezi Hükümetin, İzmir Büyükşehir Belediyesine para göndermediği ve fazla kesinti yaptığı konusundaki iddialarına, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından alınan resmi bilgilerle cevap veren Kabak, şöyle konuştu: "AK Parti'nin iktidara geldiği günden 2008 yılı sonuna kadar, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin genel bütçe vergi gelirlerindeki payı yüzde 494 oranında artmıştır. Buna karşın, İstanbul'un payı yüzde 301, Ankara'nın payı sadece yüzde 202 artmıştır. 2009 yılında,
belediyelerin, il sınırları içinde toplanan genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları pay oranı İzmir için yüzde 5,4 iken, İstanbul için yüzde 4,7 ve Ankara için yüzde 5,2 olarak gerçekleşmiştir."
Merkezi hükümetten gönderilen kaynakların kanunla belirlendiğini anlatan Kabak, sözlerine şöyle devam etti: "Buna göre, büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamının yüzde 5'i büyükşehir belediyeleri arasında paylaştırılmaktadır. Bu miktarın yüzde 70'i doğrudan ilgili büyükşehir belediyesine, yüzde 30'u büyükşehir belediyeleri arasında nüfus esasına göre dağıtılmaktadır. İller Bankası payları da yine nüfus esasına göre dağıtılmaktadır. Bu yasal kuralları
bile bile, İzmir'e para gönderilmiyor demek başarısızlığa bahane bulma konusunda söylenmiş haksız ve kötü niyetli sözlerdir."
AK Parti'nin, hizmet esasına göre kurulmuş ve insanı merkeze alan bir parti olduğunu anlatan Kabak, tüm karar ve işlemleri adalet ilkesine göre verildiğini ve 72 milyon insanın tüm bölgelere eşit hizmet götürdüğünü söyledi. Verilen oylara göre ayrımcılık yapmak Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) bir geleneği olduğunu savunan Kabak, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu geleneği sürdürdüğünü söyledi. Menederes'e bağlı Küner köyünün buna güzel bir örnek olduğunu ifade eden Kabak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neredeyse tamamı AK Parti'ye oy veren bu köy, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından cezalandırılmakta ve hizmet götürülmemektedir. Civardaki tüm köylerin yolu büyükşehir tarafından yapılmışken Küner köyünün yolları ısrarla yapılmamaktadır. Aynı şekilde, içme suyu şebekesi iki yıldan bu yana İZSU tarafından yapılmamakta ve adeta AK Parti'ye oy verdiğiniz için su şebekeniz yapılmıyor denmektedir."
İDDİALAR
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mali kaynaklarını verimsiz ve partizanca kullandığını öne süren Kabak, İtfaiye Müdürlüğü ile ilgili olarak iddialar ortaya koydu. Kabak'ın ortaya koyduğu iddialar şöyle: "2006 yılından bu yana her ay hizmet alımı yoluyla ve bir belediye şirketi olan İzelman kanalıyla 400 ve üstünde eleman itfaiye hizmetleri için istihdam ediliyor. Ancak, bunların sadece 250'si İtfaiye Müdürlüğünde çalışıyor. Geriye kalan 150-160 kişi ise İtfaiye Müdürlüğünde hiç çalışmamasına ve oradaki
personel tarafından tanınmamasına rağmen İtfaiye Müdürlüğünden düzenli maaş alıyor. İtfaiye Daire Başkanlığı, her ay İzelman A.Ş.'den 400 kişilik hizmet almış gibi hak ediş düzenliyor ve ödeme yapıyor. Kadrolu itfaiyeci ihtiyacı olarak işe alınanlardan iki kişi, CHP'li bir ilçe belediye başkanının ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görevli üst düzey bir bürokratın birinci dereceden akrabasıdır. Bunların nasıl işe alındıklarının açıklanmasını istiyoruz. Daha vahimi ise bu iki kişi itfaiyeci kadrosundan işe
alınmalarına rağmen partizanca bir tutumla hiçbir zaman itfaiyeci olarak çalıştırılmadılar. Belediye sarayında büro işlerinde istihdam ediliyorlar."
İtfaiye müdürlüğüne alınan sekiz adet merdiven ekipmanlı aracın merdiven ekipmanlarının çalışmadığını belirten Kabak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu nedenle bu araçlar işe çıkarılmamak ve gözden uzak tutulmak üzere Foça, Urla, Bayındır, Torbalı, Menemen, Aliağa, Kemalpaşa gibi ilçelere gönderilmiştir. Her biri 810.711,16 lira ile 822.158,57 lira değerindeki bu araçları İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne satan firma ihaleden beş ay sonra kapanmış ve kayıplara karışmıştır. Garanti süresi içinde olmasına rağmen
muhatap bulunamadığından tamirleri yapılamamaktadır. Bu araçlar işe yaramaz bir şekilde ve atıl bir vaziyette tutulmaktadır."
Kabak, son olarak dört gün önce Tahtalı Havzası içinde çektikleri kanalizasyon sularının Tahtalı Gölüne karıştığını iddia ettiği fotoğrafları basın mensuplarına gösterdi.