Hrant Dink cinayeti 'Kafes'ten de çıkmadı

Nedim Şener: "Umudumu artık iyice kaybettim. Anladım ki; devlet, hayatını koruyamadığı Hrant Dink'in, nasıl bir kirli tezgah sonucu katledildiğinin ortaya çıkmasını sağlayamayacak..."

Hrant Dink cinayeti 'Kafes'ten de çıkmadı
Hrant Dink cinayeti 'Kafes'ten de çıkmadı

Umudumu artık iyice kaybettim. Anladım ki; devlet, hayatını koruyamadığı Hrant Dink’in, nasıl bir kirli tezgah sonucu katledildiğinin ortaya çıkmasını sağlayamayacak. Anladım ki; siyaset, bürokrasi ve yargı bu cinayeti aydınlatmak için çabalamayacak. Geçen hafta sonu kamuoyuna yansıyan ‘Kafes Eylem Planı’ ile ilgili iddianameyi okuduğumda aklıma ilk önce, Hrant Dink’in oğlu Arat’ın cinayetin üçüncü yıldönümünde, 19 Ocak 2010’da Agos Gazetesi penceresinden kalabalığa seslenişi geldi: “3 yılda adalet adına ne oldu? Hesabı sorulacak 3 yıl daha eklendi.”
Arat çok haklıydı. Değil 3 yıl, 33 yıl sonra bile Hrant Dink cinayeti aydınlatılabilirse bu ülkenin aydın bir vatandaşı olarak kendimi çok şanslı sayarım. Neden böyle düşündüğümü anlatayım: ‘Kafes Eylem Planı’nda Hrant Dink cinayetinden ‘Operasyon’ diye sözediliyor. Taraf Gazetesi, ‘Kafes Eylem Planı’nı yazdıktan sonra, ‘Evet, işte adalet zamanı geldi. Fotoğrafın büyüğünü nihayet göreceğiz’ diyenler çok olmuştu. ‘Kafes Eylem Planı’ altında imzası olduğu iddia edilen kişiler, eğer Hrant Dink cinayeti ve diğerleri (Trabzon’da öldürülen Rahip Santoro ve Malatya’daki misyoner cinayetleri) için ‘Operasyon’ diyorsa, doğal beklenti bu 3 dosyanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesiydi.
Yani bu cinayetleri bu örgütün işlemiş olabileceği olasılığı -iddia bazında da olsa- ciddiyet kazanıyordu. Öyle ki; Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay dosyasından bile sağlam bir zemin bu. Danıştay saldırısı ile Ergenekon davasının birleşmesi için birçok sabıkası bulunan ve bu eylem nedeniyle müebbet hapis cezası alan Osman Yıldırım’ın ifadeleri yetmişti. Gelin görün ki; ‘Kafes Eylem Planı’nı konu alan son iddianamede ne Hrant Dink, ne Rahip Santoro ne de Malatya misyoner katliamına, ne Agos Gazetesi’ne yapılacak saldırıya yer verildi. Böylece bu üç cinayetle Ergenekon arasındaki bağlantı iyice zayıflatılmış oldu. İşte bu yüzden Arat Dink gibi, adalet isteyen herkes aldatılmışlık duygusuna kapıldı...