Deniz Baykal'dan Arınç'a şok sözler
Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın “Deniz Baykal Cübbeli Ahmet Hocayı aradı” iddiasına CHP Lideri Baykal'dan açıklama geldi.
Bülent Arınç'ın "Baykal Cübbeli ile konuştu" açıklamasını tekrar doğrulayan ve yaşananları anlatan Deniz Baykal, "Cübbeli ile konuşmam insaniydi. Bunu yaptığım için 'tuzağa mı düşürüldüm' diye düşünmüyorum. Bu çok insani bir durum. Aynı şekilde düşünmüyoruz. Ama bu bizim insani medeni ilişkilerimizi ortadan kaldırmaz. Bunu toplumda bir düşmanlık kampları olarak görmek kadar yanlış bir şey olmaz. Cübbeliyi televizyona çıktığında da eğlenceli bir şov izler gibi izliyorum. Fatih Altaylı ondan eğlenceli bir program çıkarmış durumda. Bu benim şu andaki bir tavrım değildir. Nesillerdir bu benim anlayışımdır ve herkese bunu tavsiye ederim" dedi.
Baykal, Bülent Arınç'ın Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'nun odasını bastığı iddialarıyla ilgili olarak "Meclis Başkanvekili olarak Güldal Mumcu'ya Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sergilediği tutum anayasal açıdan, insani açıdan vahimdir. Sayın Arınç yaptığı işin vehametini hala anlamış gözükmüyor. Bu kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bir oturumu yöneten başkan yardımcısının özel ortamına, makam değil kendi özel ihtiyaçları için tahsis edilmiş mekana, ondan izin almadan, onayı olmadan, randevu almadan, kapıyı hışımla kaptırıp içeri girerek, hakaretamiz yaklaşımla suçlaması kabul edilebilir bir olay değildir. Kendilerini Meclis'e sahip diye düşünüyorlar. Bir an önce başbakan yardımcısının Güldal Mumcu'dan özür dilemesi gerekiyor. Toplum olarak başbakan yardımcısının bunu yapamayacağını anlamamız gerekiyor. Türkiye'de kadın örgütleri bu konuda nasıl sesssiz kalabiliyor? Kadın milletvekilleri parti ayırımı yapmadan bunu protesto etmelidirler. Üslup yanlış, sözler yanlış, kendisini savubma şekli yanlıştır." dedi.
Deniz Baykal, GATA'ya Emine Erdoğan'ın alınmamasını şöyle dedğerlendirdi: "Siyasetçiler kendi ailelerini siyasi gündeme getirmemelidir. Hiç bir siyasetçinin de diğer siyasetçiyi ailesiyle vurmaya hakkı yoktur. Bundan özenle kaçınmamız lazım. Bu olay üzüntü verici bir olaydır. Burada görüşülmesi uygun değildir diyen kimdir, hangi seviyededir bilmiyorum. Ama bu bilgiyi aldıktan sonra Başbakan yetkililere, kuvvet komutanlarına böyle bir şey olur mu deseydi, bu konu bana kalırsa çözülebilirdi. Şimdiki Cumhurbaşkanı'nın eşinin oraya gittiğini, hasta ziyaretiyaptığı, eşini ziyaret ettiği biliniyor. Bütün bunları hazmedip, yıllar sonra bunları siyasi gündeme çıkarmak şık olmamıştır. "
CHP lideri Baykal, dün kaldırılan EMASYA protokolüyle ilgili olarak da şunları söyledi: "EMASYA protokolü güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesiyle ilgili yeni bir konsept ortaya atmamıştır. İller İdaresi kanununda, kanun düzeyinde var olan ilkeyle ilgili bir düzenlemedir. Uzun yıllardır var olan protokolle ilgili birden tartışmalar gündeme geldi. Gerçi tartışmalarda içerikle, sakıncalı yönlerle ilgili bir taraf göremedik. Protokolün kaldırılmasına yönelik uygulamalar ucuz bir siyasal gösteriden başka bir anlam taşımıyor. Çünkü var olan anlayışın düzenlenmesiyle ilgili bir durumdur protokol. EMASYA protokolünün kullanımıyla ilgili toplumu rencide edecek bir tatbikata da şahit olmadık. Bu konuda bilgi eksikliğiyle veya siyasi gösteriş yapmak için tartışma çıkardılar. Bundan sonra önemli bir toplumsal karışlıklık umarım ortaya çıkmaz, ama böyle bir olay gerçekleşirse silahlı kuvvetlerin olaya müdahale etmesiyle ilgili umarım yetki karmaşası yaşanmaz. Bu protokolün altında Sivas'ta yaşanan acı gerçekler vardır. Sivas'ta kolluk kuvvetleri yetersiz kalmıştır. Silahlı kuvvetler müdahale edememiştir. Söylediğim gibi müdahale şartlarında yetki tereddüdü yaşanmıştır. Çünkü protokol bu müdahale şartlarını belirlemiştir."
Baykal, Bülent Arınç'ın Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu'nun odasını bastığı iddialarıyla ilgili olarak "Meclis Başkanvekili olarak Güldal Mumcu'ya Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sergilediği tutum anayasal açıdan, insani açıdan vahimdir. Sayın Arınç yaptığı işin vehametini hala anlamış gözükmüyor. Bu kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bir oturumu yöneten başkan yardımcısının özel ortamına, makam değil kendi özel ihtiyaçları için tahsis edilmiş mekana, ondan izin almadan, onayı olmadan, randevu almadan, kapıyı hışımla kaptırıp içeri girerek, hakaretamiz yaklaşımla suçlaması kabul edilebilir bir olay değildir. Kendilerini Meclis'e sahip diye düşünüyorlar. Bir an önce başbakan yardımcısının Güldal Mumcu'dan özür dilemesi gerekiyor. Toplum olarak başbakan yardımcısının bunu yapamayacağını anlamamız gerekiyor. Türkiye'de kadın örgütleri bu konuda nasıl sesssiz kalabiliyor? Kadın milletvekilleri parti ayırımı yapmadan bunu protesto etmelidirler. Üslup yanlış, sözler yanlış, kendisini savubma şekli yanlıştır." dedi.
Deniz Baykal, GATA'ya Emine Erdoğan'ın alınmamasını şöyle dedğerlendirdi: "Siyasetçiler kendi ailelerini siyasi gündeme getirmemelidir. Hiç bir siyasetçinin de diğer siyasetçiyi ailesiyle vurmaya hakkı yoktur. Bundan özenle kaçınmamız lazım. Bu olay üzüntü verici bir olaydır. Burada görüşülmesi uygun değildir diyen kimdir, hangi seviyededir bilmiyorum. Ama bu bilgiyi aldıktan sonra Başbakan yetkililere, kuvvet komutanlarına böyle bir şey olur mu deseydi, bu konu bana kalırsa çözülebilirdi. Şimdiki Cumhurbaşkanı'nın eşinin oraya gittiğini, hasta ziyaretiyaptığı, eşini ziyaret ettiği biliniyor. Bütün bunları hazmedip, yıllar sonra bunları siyasi gündeme çıkarmak şık olmamıştır. "
CHP lideri Baykal, dün kaldırılan EMASYA protokolüyle ilgili olarak da şunları söyledi: "EMASYA protokolü güvenlik güçlerinin toplumsal olaylara müdahalesiyle ilgili yeni bir konsept ortaya atmamıştır. İller İdaresi kanununda, kanun düzeyinde var olan ilkeyle ilgili bir düzenlemedir. Uzun yıllardır var olan protokolle ilgili birden tartışmalar gündeme geldi. Gerçi tartışmalarda içerikle, sakıncalı yönlerle ilgili bir taraf göremedik. Protokolün kaldırılmasına yönelik uygulamalar ucuz bir siyasal gösteriden başka bir anlam taşımıyor. Çünkü var olan anlayışın düzenlenmesiyle ilgili bir durumdur protokol. EMASYA protokolünün kullanımıyla ilgili toplumu rencide edecek bir tatbikata da şahit olmadık. Bu konuda bilgi eksikliğiyle veya siyasi gösteriş yapmak için tartışma çıkardılar. Bundan sonra önemli bir toplumsal karışlıklık umarım ortaya çıkmaz, ama böyle bir olay gerçekleşirse silahlı kuvvetlerin olaya müdahale etmesiyle ilgili umarım yetki karmaşası yaşanmaz. Bu protokolün altında Sivas'ta yaşanan acı gerçekler vardır. Sivas'ta kolluk kuvvetleri yetersiz kalmıştır. Silahlı kuvvetler müdahale edememiştir. Söylediğim gibi müdahale şartlarında yetki tereddüdü yaşanmıştır. Çünkü protokol bu müdahale şartlarını belirlemiştir."