Eroğlu: Darbe planı yapanların aklından zoru vardır
Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulun KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu hükümete darbe planı yapanların aklından zoru olduğunu söyledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylığını ilan eden Başbakan Derviş Eroğlu, Kıbrıs ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda kapsamlı çözüm müzakerelerinin devam edeceğini belirten Eroğlu, Türkiye'deki darbe planlarını da 'terörist faaliyetler' olarak değerlendirdi.
Cihan'a konuşan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle çıkması durumunda Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere devam edeceğini bir kez daha vurguladı. Eroğlu, "Halkımızın beni seçmesi durumunda Kıbrıs sorununa bir çözüm için elbette müzakerelerin devamı gelecektir. Sayın Talat, yaklaşık on altı aydır müzakereleri sürdürüyor, ama hala somut bir gelişme olmaması Kıbrıslıları üzmektedir." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın sadece, 'yönetim ve güç paylaşımı' konusuna ağırlık vermesini eleştiren Eroğlu, "Kıbrıs sorunu sadece yönetim ve güç paylaşımından ibaret değildir, Kıbrıs sorunu bir bütündür, Sayın Talat buna dikkat etmiyor" dedi.
"KIBRIS SORUNU BİR SENE İÇİNDE ÇÖZÜLEBİLİR"
Rumların müzakere masasına art niyetle oturduğunu iddia eden Eroğlu, Rum kesiminin 'şımarık tavrı'nı Avrupa Birliği'ne üye olmalarına bağladı. Eroğlu,"AB Kıbrıs sorunu çözülmeden Güney kesimini kendine üye kabul ederek Kıbrıs sorununun kilitlenmesine neden olmuştur. Eğer müzakere masasına ağırlığımızı koymazsak Rumlar sürekli taviz isteyeceklerdir. Eğer çözüm isteniyorsa bu bir sene içinde olabilir. Kıbrıs meselesi konusunda konuşulmayan kalmadı, Rumlar Türklerin de hak sahibi olduğunu kabul ederlerse bir sene içinde referanduma giderek bu sorunu çözebiliriz" dedi.
Başbakan Eroğlu Talat'ın yürüttüğü müzakerelere yöntem eleştirisi de getirdi. Eroğlu, şunları söyledi: "Sayın Talat'ın müzakereleri gizli ve tek başına yürütmesinden rahatsızım; bunu başbakan olmadan da dile getirmiştim. Müzakerelere bir temsilci atamak istediğimizi dile getirdik lakin Talat bunu kabul etmedi. Talat'ın özel görüşmelerinde de tutanak tutulmuyor. Sayın Talat Cumhurbaşkanlığı köşküne gelerek aklında kalanları yazdırıyor. Saatlerce süren konuşmadan aklında ne kadarı kalır, orası da sorulması gereken sorudur. Müzakere yapılıyorsa halkın bunu bilmesi gerekmektedir."
"YA TAKSİM YA ÖLÜM SLOGANLARIMIZ 1960'LARDA KALDI, ÇÖZÜM İSTİYORUZ"
Kıbrıs'ta 'kadife ayrılık' istediği iddialarını da cevaplayan Eroğlu, "Biz 'ya taksim ya ölüm' sloganlarını 1960'lı yıllarda atardık, Enosis taraftarı Rumlara karşı bir slogandı bu. Şimdi taksimden yanda değiliz Ada'da kalıcı bir çözümden yanayız. Muhalefet bizi çözüm karşıtı olarak gösteriyor, bu kesinlikle doğru değil. Biz 'anlaşmayalım' demiyoruz ama anlaşma iki taraflı olur, Rumlar da en az bizim kadar samimi olmalı. Biz anlaşmaya mecbur değiliz, Rumlar ne kadar mecbursa çözüme biz de o kadar mecburuz." şeklinde konuştu. Kıbrıs'ın işgal altında olduğunu iddia edenlere de sert çıkan Eroğlu, "Eğer Ada'da işgal altında bir yer varsa o da Kıbrıs Cumhuriyeti'dir (Rum kesimi). Kıbrıs Cumhuriyetinde Türk yoktur, Kıbrıs Cumhuriyeti işgal altındadır" diyerek asıl işgalcilerin Rumlar olduğunu dile getirdi.
"MUHALEFET HAKLI DAVAMIZDA POLİTİKA YAPMA UĞRUNDA KIBRIS DAVASINI BALTALIYOR"
KKTC'nin dünyaya tanıtılması ve tanınması için muhalefetle işbirliğine hazır olduklarını belirten Başbakan Eroğlu, muhalefetin iç siyaset için UBP'yi çözüm karşıtı olarak tanıtmasını üzülerek karşıladığını belirtti. Eroğlu, "Türk tarafının haklılığını hep beraber dünyaya duyurmalıyız, içeride siyasetimizi yapalım ama dışarıdaki politikamız tek olmalı. Muhalefet de hükümet de Türklerin haklı davasında tek yumruk olmalı. Bütün dünyaya Rumların çözüme nasıl engel olduğunu anlatmalıyız. Biz AB'ye karşı değiliz, bu ülkeye serbest piyasa ekonomisini Rahmetli Özal'la getirmeye çalışan bizim partiydi. Biz AB'ye değil çifte standarda karşıyız" ifadelerini kullandı.
"GÖÇMENLERE TAPU VEREREK KKTC'Yİ VATAN KABUL ETTİRDİK"
Kaybedilen Orams davası hakkında da açıklama yapan Eroğlu, şöyle konuştu: "Biz devlet olarak verdiğimiz tapuların arkasındayız. Bazı kesimler vatandaşlarımıza Rum arsalarının tapusunu vermemizi eleştiriyor. Bu konuyu eleştirenlerin Kıbrıs sorununa ne kadar uzak olduğu çıkıyor ortaya. Eğer biz bu insanlara tapu vermeseydik, güneyden gelen Türkler ve anavatandan gelen kardeşlerimiz nerede yaşayacaktı, nereyi yurt bileceklerdi, nasıl sahip çıkacaklardı ki bu topraklara? Bu toprakaltı vatan bilmeleri için tapular verdik. Eğer biz tapu vermeseydik şu anda insanlarımız hala 74 öncesi evlerde kalıyor olacaktı ve Türkiye'nin aşırı yardımına ihtiyaç duyacaktık."
"DEMOKRASİ YANLISI ASKERLER VE HÜKÜMET DARBE GİRİŞİMLERİNE İZİN VERMEYECEKTİR"
Başbakan Eroğlu Türkiye gündemini de yakından takip ettiğini belirterek, son günlerde gündeme gelen darbe iddialarına değindi. Eroğlu, "Anavatanımızdaki insanlar huzur ve güven içinde olursa biz de burada huzur içinde oluruz. Türkiye'deki darbe söylentileri bizleri üzmektedir." dedi. Antidemokratik söylemler ve planlarla halkın ve devletin huzurunun kaçırılmamasını isteyen Eroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içindeki demokrasi yanlısı askerler ve hükümet bu tip girişimlere fırsat vermeyecektir. Biz huzur içinde bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu.
Darbe dönemlerin çok iyi bildiğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti. "Ben 27 Mayıs 1960 darbesinde Türkiye'de öğrenciydim. Darbe ortamına bizzat şahit olmuş biri olarak kesinlikle Türkiye'nin bu tip çağdışı girişimlere maruz kalmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye demokrasi yolunda hızla ilerliyor, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye'de darbe planları yapmak da imkânsızlaşacaktır. Anavatanımızda darbenin söylentilerini bile duymak bizleri üzüyor" dedi.
Cihan'a konuşan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle çıkması durumunda Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere devam edeceğini bir kez daha vurguladı. Eroğlu, "Halkımızın beni seçmesi durumunda Kıbrıs sorununa bir çözüm için elbette müzakerelerin devamı gelecektir. Sayın Talat, yaklaşık on altı aydır müzakereleri sürdürüyor, ama hala somut bir gelişme olmaması Kıbrıslıları üzmektedir." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın sadece, 'yönetim ve güç paylaşımı' konusuna ağırlık vermesini eleştiren Eroğlu, "Kıbrıs sorunu sadece yönetim ve güç paylaşımından ibaret değildir, Kıbrıs sorunu bir bütündür, Sayın Talat buna dikkat etmiyor" dedi.
"KIBRIS SORUNU BİR SENE İÇİNDE ÇÖZÜLEBİLİR"
Rumların müzakere masasına art niyetle oturduğunu iddia eden Eroğlu, Rum kesiminin 'şımarık tavrı'nı Avrupa Birliği'ne üye olmalarına bağladı. Eroğlu,"AB Kıbrıs sorunu çözülmeden Güney kesimini kendine üye kabul ederek Kıbrıs sorununun kilitlenmesine neden olmuştur. Eğer müzakere masasına ağırlığımızı koymazsak Rumlar sürekli taviz isteyeceklerdir. Eğer çözüm isteniyorsa bu bir sene içinde olabilir. Kıbrıs meselesi konusunda konuşulmayan kalmadı, Rumlar Türklerin de hak sahibi olduğunu kabul ederlerse bir sene içinde referanduma giderek bu sorunu çözebiliriz" dedi.
Başbakan Eroğlu Talat'ın yürüttüğü müzakerelere yöntem eleştirisi de getirdi. Eroğlu, şunları söyledi: "Sayın Talat'ın müzakereleri gizli ve tek başına yürütmesinden rahatsızım; bunu başbakan olmadan da dile getirmiştim. Müzakerelere bir temsilci atamak istediğimizi dile getirdik lakin Talat bunu kabul etmedi. Talat'ın özel görüşmelerinde de tutanak tutulmuyor. Sayın Talat Cumhurbaşkanlığı köşküne gelerek aklında kalanları yazdırıyor. Saatlerce süren konuşmadan aklında ne kadarı kalır, orası da sorulması gereken sorudur. Müzakere yapılıyorsa halkın bunu bilmesi gerekmektedir."
"YA TAKSİM YA ÖLÜM SLOGANLARIMIZ 1960'LARDA KALDI, ÇÖZÜM İSTİYORUZ"
Kıbrıs'ta 'kadife ayrılık' istediği iddialarını da cevaplayan Eroğlu, "Biz 'ya taksim ya ölüm' sloganlarını 1960'lı yıllarda atardık, Enosis taraftarı Rumlara karşı bir slogandı bu. Şimdi taksimden yanda değiliz Ada'da kalıcı bir çözümden yanayız. Muhalefet bizi çözüm karşıtı olarak gösteriyor, bu kesinlikle doğru değil. Biz 'anlaşmayalım' demiyoruz ama anlaşma iki taraflı olur, Rumlar da en az bizim kadar samimi olmalı. Biz anlaşmaya mecbur değiliz, Rumlar ne kadar mecbursa çözüme biz de o kadar mecburuz." şeklinde konuştu. Kıbrıs'ın işgal altında olduğunu iddia edenlere de sert çıkan Eroğlu, "Eğer Ada'da işgal altında bir yer varsa o da Kıbrıs Cumhuriyeti'dir (Rum kesimi). Kıbrıs Cumhuriyetinde Türk yoktur, Kıbrıs Cumhuriyeti işgal altındadır" diyerek asıl işgalcilerin Rumlar olduğunu dile getirdi.
"MUHALEFET HAKLI DAVAMIZDA POLİTİKA YAPMA UĞRUNDA KIBRIS DAVASINI BALTALIYOR"
KKTC'nin dünyaya tanıtılması ve tanınması için muhalefetle işbirliğine hazır olduklarını belirten Başbakan Eroğlu, muhalefetin iç siyaset için UBP'yi çözüm karşıtı olarak tanıtmasını üzülerek karşıladığını belirtti. Eroğlu, "Türk tarafının haklılığını hep beraber dünyaya duyurmalıyız, içeride siyasetimizi yapalım ama dışarıdaki politikamız tek olmalı. Muhalefet de hükümet de Türklerin haklı davasında tek yumruk olmalı. Bütün dünyaya Rumların çözüme nasıl engel olduğunu anlatmalıyız. Biz AB'ye karşı değiliz, bu ülkeye serbest piyasa ekonomisini Rahmetli Özal'la getirmeye çalışan bizim partiydi. Biz AB'ye değil çifte standarda karşıyız" ifadelerini kullandı.
"GÖÇMENLERE TAPU VEREREK KKTC'Yİ VATAN KABUL ETTİRDİK"
Kaybedilen Orams davası hakkında da açıklama yapan Eroğlu, şöyle konuştu: "Biz devlet olarak verdiğimiz tapuların arkasındayız. Bazı kesimler vatandaşlarımıza Rum arsalarının tapusunu vermemizi eleştiriyor. Bu konuyu eleştirenlerin Kıbrıs sorununa ne kadar uzak olduğu çıkıyor ortaya. Eğer biz bu insanlara tapu vermeseydik, güneyden gelen Türkler ve anavatandan gelen kardeşlerimiz nerede yaşayacaktı, nereyi yurt bileceklerdi, nasıl sahip çıkacaklardı ki bu topraklara? Bu toprakaltı vatan bilmeleri için tapular verdik. Eğer biz tapu vermeseydik şu anda insanlarımız hala 74 öncesi evlerde kalıyor olacaktı ve Türkiye'nin aşırı yardımına ihtiyaç duyacaktık."
"DEMOKRASİ YANLISI ASKERLER VE HÜKÜMET DARBE GİRİŞİMLERİNE İZİN VERMEYECEKTİR"
Başbakan Eroğlu Türkiye gündemini de yakından takip ettiğini belirterek, son günlerde gündeme gelen darbe iddialarına değindi. Eroğlu, "Anavatanımızdaki insanlar huzur ve güven içinde olursa biz de burada huzur içinde oluruz. Türkiye'deki darbe söylentileri bizleri üzmektedir." dedi. Antidemokratik söylemler ve planlarla halkın ve devletin huzurunun kaçırılmamasını isteyen Eroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içindeki demokrasi yanlısı askerler ve hükümet bu tip girişimlere fırsat vermeyecektir. Biz huzur içinde bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu.
Darbe dönemlerin çok iyi bildiğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti. "Ben 27 Mayıs 1960 darbesinde Türkiye'de öğrenciydim. Darbe ortamına bizzat şahit olmuş biri olarak kesinlikle Türkiye'nin bu tip çağdışı girişimlere maruz kalmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye demokrasi yolunda hızla ilerliyor, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye'de darbe planları yapmak da imkânsızlaşacaktır. Anavatanımızda darbenin söylentilerini bile duymak bizleri üzüyor" dedi.