Polis müdahalesinde 'bebeğini kaybetti' iddiası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Rektörlerle buluştuğu Cumartesi günü toplantıyı protesto etmek için ofise yürümek isterk

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Rektörlerle buluştuğu Cumartesi günü toplantıyı protesto etmek için ofise yürümek isterken polisin müdahale ettiği gruptan 19 yaşındaki bir kadının bebeğini düşürdüğü iddia edildi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile birlikte DİSK Genel Merkezi'nde basın mensuplarının karşısına geçen mağdur kadının avukatı, konuyla ilgili mahkemeden yayın yasağı kararı aldırdıklarını söyledi.

Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) üyesi bir grup, hafta sonu yaşanan olaylarla ilgili DİSK Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Öğrenciler adına konuşan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Aylin Mert, yaşadıkları olayları anlattı. Konuşmasının önemli bir kısmını teşkil eden bebeğini kaybeden arkadaşlarına değinen Mert, "Arkadaşımız, çevik kuvvetler tarafından aldığı darbeler yüzünden bebeğini düşürmüştür. İki gündür çeşitli kanallarla basında yoğun bir şekilde gündeme gelen bu durum, polis şiddetinin vardığı son noktayı temsil etmektedir." şeklinde konuştu.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, Cumartesi günü üniversite öğrencilerine verilen şiddet dolu yanıtla hükümetin 'ileri demokrasi'den ne anladığını bir kez daha ortaya çıkardığını savundu. Üniversiteli genç arkadaşlarının mağduriyetinin sadece polis şiddetinin cinsiyetçi karakterini gözler önüne sermediğini, aynı zamanda erkek egemen zihniyetin baş temsilcisi olarak gösterdiği AK Parti hükümeti olduğunun bir kez daha tescillediğini savunan Çelebi, "Öğrencilere yönelik şiddet kullanımından sorumlu olan tüm yetkililer hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır. DİSK olarak, bu sürecin takipçisi olacağız. Sayın Başbakan, dün ağlayarak TBMM'de andığın gençlerin bugünkü uzantıları dün dövdürdüğünü gençlerdir." şeklinde konuştu.

Kendisi de eski bir Genç-Sen'li olan öğrencilerin Avukatı Zeliha Kabataş ise, Cumartesi günü yaşanan olayları ve sonrasındaki gelişmeleri aktardı. Yaşadığı gebeliğin düşükle sonuçlanan arkadaşının olay sırasında gözaltına alınmadığını söyleyen Kabataş, "Arkadaşımız gözaltına alınmamış ama orada bulunmaktadır. İlk müdahalede bir polis tarafından yakalanmış ve kendisinin hamile olduğunu ve vurmamaları yönünde bağırmasına, bilgilendirmesine rağmen ısrarla coplanmış, tekme tokat dövülmüştür. Özellikle karın ve sırt bölgesine darbe almıştır. Polis yakalama işlemi yapmamış dövüp bırakmıştır. Baygınlık geçiren müvekkilim arkadaşları tarafından Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırılmıştır. Kanama şikayeti ile gitmiş, ultrasonun ve birtakım tetkiklerin ardından taşıdığı bebeğin kalbinin durduğu tespitine varılmış ve sonuç olarak bir kürtaj işlemine maruz kalmıştır." iddiasında bulundu.

Olaylarla ilgili hafta sonunda bir suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kabataş, "Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını engellenmesi, toplantı gösteri yürüyüşüne katılma hakkının engellenmesi, hakaret ve aşağılama iddialarıyla ilgili suç duyurusunda bulunuldu." dedi.

Kabataş, bu suçlamalara ilaveten bugün de bebeğini düşüren müvekkili ile ilgili adliyeye gittiklerini belirterek şöyle konuştu: "Bebeğini kaybeden müvekkilimizle ilgili , 'Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence' iddialarını barındıran bir suç duyurusunu cumhuriyet savcısına verdik. Müvekkilimin daha da mağduriyetinin artmaması için de basında kimliğinin ve resimlerinin yer almaması yönünde yayın kısıtlaması kararı alınmasını istedik. Ve bugün de bu kararı aldırdık."