Kılıçdaroğlu böyle konuşmaya devam ederse Türkiye'nin not ar

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun ekonomik vaatlerine kaynak göstermek yerine 'Benim adım Kemal.' ifadesini kullanmasına Bakan Babacan'dan esprili cevap geldi. Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı paketi gerçekçi bulmayan Babacan, 'Kılıçdaroğlu, böyle laflar ettiği sürece not artışı gecikebilir. Küçük ihtimalde olsa Kılıçdaroğlu'nun içinde olduğu bir hükümet olur mu korkusuyla bekleyebilirler.' dedi.

Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bankalara 'frene basın' yönünde mesaj vermesi 'ekonomi gerçekten çok mu ısındı?' sorusunu gündeme getirdi. Tedbirlerin uygulanmasında kararlı olan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ufukta bir tehlike gördükleri için değil, Avrupa'daki krizin muhtemel etkilerini en aza indirmek maksadıyla son kararlara imza attıklarını söyledi: 'Testi kırılmadan önlem almak istedik.' Seçimden önce bir not artırım ihtimali olduğunu ama hesaplarını seçimden önce not yükselecek ve portföy girişleri artacak senaryosu üzerine de oturtmadıklarını kaydetti. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatlerini ise afaki bulan Babacan, espirili bir dille, 'Kılıçdaroğlu'nun söylemleri not artışını geciktirebilir.' yorumunu yaptı.

Babacan, önceki akşam İstanbul'da gazetelerin ekonomi müdürleriyle düzenlediği sohbet toplantısında 2010 yılını değerlendirmesi ile 2011'e ilişkin beklentilerini aktardı. 2010'u 'Enteresan bir yıl oldu.' diye niteleyen Babacan, Avrupa ekonomilerine ilişkin belirsizlikler ile para birimlerine olan güvensizliğin emtia fiyatlarını yukarı doğru baskılamasının risk oluşturduğunu kaydetti. Ali Babacan, 2010 yılında dünya ekonomileri büyüse de bu büyümenin olağanüstü tedbirlerle sağlandığına işaret etti. Tedbirlerin çekilmesi halinde ülkelerin kredibilite problemlerinin sıkıntılı bir tablo çıkartmaya müsait olduğunu vurgulayan Babacan, AB'nin son konsey toplantısında alınan kararların önemine değindi. Babacan, ülkelerin 2013'ten sonra borcunu ödeyememe riski olduğuna dikkat çekerek, 'Bundan sonra özellikle Avrupa'yı yakından takip etmek lazım.' uyarısında bulundu. Türkiye'nin ise 2011 hedeflerinin sağlam, gelir-gider tarafı ihtiyatlı bir bütçe oluşturduğunu kaydeden Babacan, Tüketici Güven Endeksi, ZEW Endeksi ve PMI endekslerinde Türkiye için iyi sinyaller geldiğini söyledi. Babacan, şöyle konuştu: 'Onlar güven tesis etmeye çalışıyorlar. Bizim de 2011 yılında geldiğimiz noktayı korumamız lazım. Dalgalara hazır olmamız gerekiyor. İşler iyiyken, 'erken mi oldu?' denilen tedbirleri şimdiden almamız gerekiyor. Türkiye'nin en hızlı büyüdüğü dönemlerde o tedbirleri almasaydık bizim banklarımız da etkilenebilirdi. İşler iyi olduğunda kötü günler için hazırlanmak son derece önemli. Son birkaç aydır alınmış tedbirler buna yönelik. İleride olabilecek sıkıntılara karşı bugünden tedbir almak önemli. 'Isınma mı gördünüz?' sorusu çok soruldu. Bugün için bir ısınma, bir tedbir yok ama ilerideki risklere karşı bugünden tedbir almak, proaktif adımlar atmak önemliydi. Bankacılarımızla da genel değerlendirme yaptık. Bizim çerçevenin dışına çıkacak gelişmeler görürsek buna benzer tedbirlerin daha çoğu, daha ağırı gelebilir dedik.' Babacan, krizden çıkış sürecini, karşılıksız çekle ilgili oranlar vererek anlatırken de, karşılıksız çek tutarının toplam çeke oranının kriz döneminde yüzde 10'la yükseldiğini, nisandan bu yana ise yüzde 3'ler seviyesinde hareket ettiğini kaydetti ve kriz öncesinde bile bu oranın yüzde 4-5'ler civarında olduğunu söyledi.

Babacan, seçimle not artışını ilişkilendirmek istemediklerini belirterek, seçimden önce not artışı olacağı ve bunun da sermaye akışını sağlayacağını düşünmediklerini kaydetti. Babacan, konuya CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında yaptığı espriyle açıklık getirdi: 'Sayın Kılıçdaroğlu, böyle laflar ettiği sürece not artışı gecikebilir de. Küçük ihtimal de olsa Kılıçdaroğlu'nun içinde olduğu böyle bir hükümet olur mu korkusuyla bekleyebilirler. Onun açıkladığı paket mümkün değil. Not artışını bırakın, notu kırılır Türkiye'nin. Seçimden önce not artışı olması ihtimal dahilindedir ama biz çok çok ön planda tutmuyoruz.'

Şirketler, TL ile uzun vadeli borçlansın

Devlet Bakanı Ali Babacan, 'dolarize olmuş bir ekonomiden daha normal bir ekonomiye' doğru gidiş olduğuna işaret ederek, reel sektöre TL cinsinden ve uzun vadeli borçlanmaları tavsiyesinde bulundu. Reel sektörün takibinin bankacılığa göre zor olduğunu vurgulayan Babacan, toplam 49 banka bulunduğunu ve hepsinin bilançosunun her gün önlerine geldiğini kaydetti. Babacan, 'Dolayısıyla herkes kendi hesabını iyi yapmalı. Tahvil ihraçlarında uzun vadeye vergiyi düşürmemiz özel sektör açısından da bir imkandır aslında. Bu tedbirler bugün için değil. Hedef, ileride riskler oluşmaması için, yani testi kırılmadan tedbir almak.' şeklinde konuştu.

Ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Babacan, Merkez Bankası Başkanı konusundaki tartışmalara değinirken de Başkan Durmuş Yılmaz'ın 'yeni başkanın bir ay önce göreve başlaması' teklifini uygun görmediklerini kaydetti. Para Politikası Kurulu'nda bulunan 7 üyenin eşit oya sahip olduğunu ifade eden Babacan, 'Başkan değişmekle Merkez Bankası'nın politikası değişmez. Vakti geldiğinde kimin başkan olduğunu açıklayacağız. İsim, Bakanlar Kurulu'ndaki 28 bakanın imzasından sonra belli olacak.' dedi.



Kaynak: Zaman