CHP'li Batum: 'Başbakan devleti'

Kanal D'de yayınlanan Genç Bakış programının Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde yapacağı programa katılmak için bu akşam Bolu'ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, partisinin il örgütünü ziyaret etti.

Partililer tarafından çiçeklerle karşılanan Süheyl Batum, alkışlar eşliğinde partilileri selamlayarak gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Süheyl Batum, Cumhuriyete inanan herkesin ciddi bir sınavdan geçtiğini belirterek, 'Dünyanın hiçbir ülkesinde 5 sene içerisinde gazetelerin ve televizyonların tamamının genel yayın yönetmenleri değişmez. Bu bir tesadüf diyorduk. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir başbakan birinin televizyonunu, gazetesini alıp sonra arkadaşıyla, damadına vermeleri ve parası da çıkmayınca 750 milyon doları devlet bankalarından vermeyeceğini söylemiştik. Kurultayı yaptıktan sonra ertesi gün belirli gazetelerde şunu gördük. 'Gürsel Tekin'le, Süheyl Batum yumruklaştı' yan yana bile durmadık. Bunu da tesadüf olarak değerlendirdik. Bu mücadele çok ciddi. Hepimizin tek tek hatta CHP'li olmayanların, Cumhuriyete inananların ne kadar ciddi bir mücadele vermesi gerektiğini ve bunun için belirli demokrasilerde olan kurumlara güvenerek veya onlardan medet umarak bir yere varılmayacağını anladık.Yani Türkiye'de tek tek bütün evlere girmeden herkesin elini sıkmadan bize iktidarı kimse vermez. Diğer demokrasilerde böyle bir şeye gerek yok. Eşitlik vardır. Gazetelerin tepesindekiler yoğun bir baskı altında. Artık ağlama zamanı geçti. Biz bunun bilincindeyiz' dedi.

'Hitler kanunu ve kararı

İstanbul Üniversitesi'nin öğrencileri bir yıl boyunca arama kararı çıkartmasını eleştiren Süheyl Batum, 'Öğrenci olayları başladığı zaman baskı rejimi getirildiğini söylemiştim. Başbakan 5 tane çocuğun rektörlerin toplantısını protestosu için gidecek, teknik üniversitede 8 tane çocuk pankart açacak, Türkiye'nin 4 bin polisi oraya gidip çocuk kovalamaz. Baskı rejimi kuruyorlar. Polis devleti bile değil, başbakan devleti. Dün İstanbul Üniversitesi'nde karar aldılar. 1 yıl boyunca herkesi istediği gibi arama, özel defterleri, özel eşyalarını arama yetkisi veren kanun çıktı. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime sorarsanız sorun 'Hitler döneminin kanunu ve kararıdır' derler. Koşulların tamamını zorlayarak mutlaka iktidar olmaya niyetliyiz. Hiçbirimiz çocuklarımızı, geleceklerimizi, bu iktidarın zorba zihniyetin temsilcilerine bırakmayacağız' dedi.

Kayseri'deki yolsuzluk iddiaları

Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde ortaya çıkan yolsuzlukla ilgili olarak Süheyl Batum, '3 Aralık tarihinde vali yardımcısının resmi evrakı var. 'Melik Gazi Belediyesi'nden iki tane bilirkişi tayin edilmiş. O bilirkişiler bu raporları incelemiş ve onların verdiği rapora istinaden soruşturmaya yer olmadığını karar verdiklerini söylemişler' deniliyor. Bu rapor ayın 3'ünde tutulmuş. Vali yardımcısı da raporunu 3'ünde hazırlamış. İnanamazsınız. Melik Gazi Belediyesi'nden atanmış olup rapor düzenleyen bilirkişilerin atanmasına dair resmi evrak ayın 4'ünde. Bilir kişiler 1 gün önce rapor yazmış. 'Soruşturmaya yer yoktur' diyen savcı yardımcısının eşinin de belediye de çalıştığı ortaya çıktı. Bunu da biz ortaya çıkartmadık. Dinlemeye takılmış. Genel başkanımız kimseyi suçlamadı. Sadece 26 sayfalık ifadelerin 16 sayfaya düşürülmesini sordu. Başbakan, İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı, Vali, Kaymakam, Savcı hepsi çıktı dediler ki, 'Yanlış bir şeyler var ortada'. Genel Başkanımız kimseyi suçlamadı ki. Bu bir telaşı gösteriyor. Ama çok daha farklı belgelerimiz var. Onlar da ortaya çıkacak. Türkiye'yi 8 sene istedikleri gibi yönettiler. Medyaya hiçbir şey sordurtmadılar. Sorduranı dövdürdüler. Soranı değiştirdiler. İlk darbeyi Genel Başkanımızdan yediler. İkinci darbeyi dostlarından ve arkadaşları olan Wikileaks'tan yediler. Üçüncüsü de Kayseri davasıdır' dedi.



Kaynak: Cnntürk