Dtk Eş Başkanı Tuğluk: 'Özerlik Projesi Kürt Sorununun Çözüm Projesidir'
Demokratik Topluk Kongresi (DTK) Eş Başkanı Aysel Tuğluk, Demokratik Özerklik projesini "Kürt sorununun çözüm projesi" olarak değerlendirdiklerini söyledi.
DTK, sümerpark resepsiyon salonunda Demokratik Özerklik ile ilgili yürütülen tartışmalar ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yarın Diyarbakır'a yapacağı ziyarete ilişkin basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, DTK Daimi üyesi Altan Tan, DTK Sözcüsü Cemal Coşkun ve DTK Üyesi Dr. Tülay Özdemir'in katıldı. Tuğluk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır'a yapacağı ziyareti önemsediklerini söyledi. Demokratik Özerklik model taslağını "Kürt sorunun çözüm projesi" olarak
değerlendiren Tuğluk, yürütülen tartışmaların "bölünme fobisi" üzerinden yürütüldüğünü, "bölünme fobisinin" bir kenara bırakılarak benzer çalıştayların düzenlenmesinin ülkeye yarar getireceğini kaydetti. Demokratik Özerklik Projesi'nin Türkiye'yi bölmek değil tam tersi Türkiye'nin demokratik birliği içerisinde kendi dili, kültürü ve iradesiyle yaşama projesi olarak ifade eden Tuğluk, Kürtler ve diğer farklı kültürlerin demokratik ve anayasal haklara özgürce ve eşitçe sahip olması anlamına geldiğini ifade
etti. Tuğluk, "Biz içinde bulunduğumuz süreci oldukça önemsiyoruz. İlerlemesi adına rolümüzü oynamaya çalışıyoruz. Süreci bozan, durduran taraf kesinlikle biz olmayacağız. Bu bağlamda devletin hakikatten ciddi olması gerektiğini söylüyoruz" dedi.
Özgün modeli oluşturmanın yolunun sesli düşünmekten geçtiğini belirten Tuğluk, "Türkiye'nin Kürt sorunu başta olmak üzere diğer tüm sorunlarının çözümünde, kendi özgün modelini ortaya çıkarmasının yolu, sesli düşünmekten, tartışmaktan ve bu tür çalıştayları yoğun bir şekilde düzenlemekten geçeceği unutulmamalıdır. Bizim Türkiye'nin sınırlarıyla, bayrağıyla, diliyle sorunumuz yoktur. Bu söylemler özgürlük taleplerimizi töhmet altında bırakmak için üretilen kirli bir propagandadır. Bizim söylediğimiz
devletin Kürt inkarından vazgeçmesidir. Kürtlerin varlığı ve haklarını tanıyarak, Cumhuriyet'i birlikte kuran bu halkla barışmasıdır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın çalıştayı "kirli bir tezgah" olarak nitelendirmesine de değinen Tuğluk, şöyle konuştu:
"Türkiye en önemli ve birinci gündemi olan Kürt sorununun çözümü için yaptığımız bir çalışmayı, kirli bir tezgah olarak nitelendirmek, tekçi sloganları peşpeşe sıralayarak tehditler yağdırmanın başka bir anlamı olamaz. Bu türden yaklaşımların, Türkiye'nin yararına olmadığının ve çözümden ziyade çözümsüzlük üreteceğinin düşünüyoruz. Bizler Kürt coğrafyasının en büyük sivil toplum platformu olarak örgütlenen Demokratik Toplum Kongresi olarak, meşrutiyetimizi ve yasallığımızı halkımızın teveccühünden ve
ulus-evrensel hukuktan almaktayız. Çağdaş bir demokrasiye kavuşma yolunda, benzer sorunları çözen tüm ülkelerden bu tür platformlar ve kongreler, barış süreçlerinde çok hayati roller oynamışlardır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır ziyaretiyle ilgili Tuğluk, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinin, başta anadilde eğitim ve kamusal alanda Kürtçenin kullanımı olmak üzere, halkımızın kendisini Türkiye gerçekliği içerisinde özgür bir şekilde yöneteceği koşulların hazırlanmasında bir önayak, bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu.
Tuğluk, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Gül'e herhangi dosya sunup sunmayacaklarını ve Gül ile görüşüp görüşmeyeceklerine dair soruya ise Cumhurbaşkanı Gül' herhangi bir dosya sunma çalışmalarının olmadığını, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşme taleplerinin olmadığını, Cumhurbaşkanı Gül'ün talebi olursa görüşebileceklerini ifade etti.
(RB-ZG-AŞ-Y)
değerlendiren Tuğluk, yürütülen tartışmaların "bölünme fobisi" üzerinden yürütüldüğünü, "bölünme fobisinin" bir kenara bırakılarak benzer çalıştayların düzenlenmesinin ülkeye yarar getireceğini kaydetti. Demokratik Özerklik Projesi'nin Türkiye'yi bölmek değil tam tersi Türkiye'nin demokratik birliği içerisinde kendi dili, kültürü ve iradesiyle yaşama projesi olarak ifade eden Tuğluk, Kürtler ve diğer farklı kültürlerin demokratik ve anayasal haklara özgürce ve eşitçe sahip olması anlamına geldiğini ifade
etti. Tuğluk, "Biz içinde bulunduğumuz süreci oldukça önemsiyoruz. İlerlemesi adına rolümüzü oynamaya çalışıyoruz. Süreci bozan, durduran taraf kesinlikle biz olmayacağız. Bu bağlamda devletin hakikatten ciddi olması gerektiğini söylüyoruz" dedi.
Özgün modeli oluşturmanın yolunun sesli düşünmekten geçtiğini belirten Tuğluk, "Türkiye'nin Kürt sorunu başta olmak üzere diğer tüm sorunlarının çözümünde, kendi özgün modelini ortaya çıkarmasının yolu, sesli düşünmekten, tartışmaktan ve bu tür çalıştayları yoğun bir şekilde düzenlemekten geçeceği unutulmamalıdır. Bizim Türkiye'nin sınırlarıyla, bayrağıyla, diliyle sorunumuz yoktur. Bu söylemler özgürlük taleplerimizi töhmet altında bırakmak için üretilen kirli bir propagandadır. Bizim söylediğimiz
devletin Kürt inkarından vazgeçmesidir. Kürtlerin varlığı ve haklarını tanıyarak, Cumhuriyet'i birlikte kuran bu halkla barışmasıdır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın çalıştayı "kirli bir tezgah" olarak nitelendirmesine de değinen Tuğluk, şöyle konuştu:
"Türkiye en önemli ve birinci gündemi olan Kürt sorununun çözümü için yaptığımız bir çalışmayı, kirli bir tezgah olarak nitelendirmek, tekçi sloganları peşpeşe sıralayarak tehditler yağdırmanın başka bir anlamı olamaz. Bu türden yaklaşımların, Türkiye'nin yararına olmadığının ve çözümden ziyade çözümsüzlük üreteceğinin düşünüyoruz. Bizler Kürt coğrafyasının en büyük sivil toplum platformu olarak örgütlenen Demokratik Toplum Kongresi olarak, meşrutiyetimizi ve yasallığımızı halkımızın teveccühünden ve
ulus-evrensel hukuktan almaktayız. Çağdaş bir demokrasiye kavuşma yolunda, benzer sorunları çözen tüm ülkelerden bu tür platformlar ve kongreler, barış süreçlerinde çok hayati roller oynamışlardır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Diyarbakır ziyaretiyle ilgili Tuğluk, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyaretinin, başta anadilde eğitim ve kamusal alanda Kürtçenin kullanımı olmak üzere, halkımızın kendisini Türkiye gerçekliği içerisinde özgür bir şekilde yöneteceği koşulların hazırlanmasında bir önayak, bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu.
Tuğluk, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Gül'e herhangi dosya sunup sunmayacaklarını ve Gül ile görüşüp görüşmeyeceklerine dair soruya ise Cumhurbaşkanı Gül' herhangi bir dosya sunma çalışmalarının olmadığını, Cumhurbaşkanı Gül ile görüşme taleplerinin olmadığını, Cumhurbaşkanı Gül'ün talebi olursa görüşebileceklerini ifade etti.
(RB-ZG-AŞ-Y)