Bakan Bacan: 'İstikrar Temeldir'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Güven ve istikrar sağlandığı sürece, Türkiye'ye sermaye akımları her zaman pozitif yönde devam edecektir

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Güven ve istikrar sağlandığı sürece, Türkiye'ye sermaye akımları her zaman pozitif yönde devam edecektir. Burada önemli olan sermayenin kalıcı olması, daha uzun süreli olmasını sağlamaktır" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 49 banka yöneticisiyle Devlet Konuk evinde bir araya geldi. Babacan, dünya ekonomisinden bahsederek başladığı konuşmasında, 2010 yılının 2009 yılına göre ekonomilerin bir miktar toparlandığı yıl olduğunu söyledi. Babacan, bu yıl yüzde 4,8 ekonomik büyüme beklediklerini açıklarken, dünya genelinde bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 2,7, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 1,1 olacağını belirtti. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere bakıldığında dengesiz
bir büyüme olduğunu ifade eden Babacan, gelişmiş ülkelerde işsizliğin yüksek olduğunu gözlemlediklerini söyledi. Bakan Babacan, Avrupa'da ve ABD'de kamu açıkları ve borçlarının devam ettiğini bildirerek, "Gelişmiş ülkelerin birçoğunda zayıf iktidarlar maalesef iş başında. Koalisyon, azınlık hükümetleri ya da hükümetle parlamentolar arasındaki uyumsuzluk, hükümetlerin yeterince hakim olamaması gibi bir durumla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
Hükümetlerin yavaş ve yetersiz kalacağını öngördüklerini açıklayan Babacan, hükümetlerin ana konularda mutabakata varmada zorluk çekeceklerini belirtti. Babacan, "Avrupa Birliği kendi içinde doğru adımları atma konusunda mutabakat sağlamakta zorluk çekecek ve Merkez Bankalarına daha çok iş düşecek. Merkez Bankaları tüm bu olumsuz tabloda durumu kurtarmak, daha kötüye gidişi önlemek, bankalarda ve ya devletlerde oluşabilecek çöküşleri engellemek için Merkez Bankaları sıra dışı yüksek miktarda
müdahalelerde bulunmak zorunda kalacaklar. Genişlemeci para politikalarının çıkardığı ortaya çıkardığı likidite bolluğu, gelişmekte olan ülkelere yoğun sermaye girişi bazı sorunları beraberinde getirecektir" dedi.
2011 yılında dünya büyümesinin bir miktar azalmasını beklediklerini söyleyen Babacan, Avrupa'daki borç sorununun önemini koruyacağını söyledi. Merkez Bankası politika faizlerinde 2011 yılından önce artış olacağını düşünmediklerini, orta vadede de gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arsındaki büyüme farkının devam edeceğini ifade eden Babacam, yüksek işsizlik, açık ve borçluluğun gelişmiş ülkelerin üzerinde baskı oluşturacağını, Avrupa'da toparlanmanın zaman alacağını belirtti.
Türkiye'nin doğrudan yatırım ve portföy yatırımları için cazip bir ülke haline geldiğini hatırlatan Babacan, "Güven ve istikrar sağlandığı, güçlendiği sürece, Türkiye'ye sermaye akımları her zaman pozitif yönde devam edecektir. Burada önemli olan sermayenin kalıcı olması, daha uzun süreli olmasını sağlamaktır" dedi.
Türkiye'nin dışa açık büyüme prensibini koruması ve hatta güçlendirmesi gerektiğini ifade eden Bakan Babacan, Türkiye'nin etrafına duvar örücü yaklaşımda bulunmayacaklarını söyledi.
Kısa vadeli şoklara karşı Türkiye'nin nasıl daha korunaklı olacağı konusunda tüm kamu-özel sektörün hazırlıklı olması gerektiğini hatırlatan Babacan, "Temel politika yaklaşımlarımız açıktır. Mali disiplin bütün bu politikaların merkezindedir. Kamu kesiminin kendine çeki düzen vermiş olması, kamu açıklarının ve borçlarının makul ve düşen seviyelerde oluşu en önemli konularımızdan birisidir" diye konuştu.
Ana politika unsurları olarak "Merkez Bankası'nın uyguladığı ihtiyatlı para politikası, Türkiye'nin rekabet gücünü arttıracak, daha çok katma değer sağlayacak yapısal reformlar, asla vazgeçmeyecekleri serbest kur rejimi"ni sıralayan Babacan, makro ihtiyati tedbirlerin ön planda tutulması gerektiğine inandıklarını söyledi.
Türkiye'de 2009 yılından beri yaptıklarını anlatan Babacan, kamu maliyesi tarafında ilk normale dönüşü, ilk çıkış stratejisini uygulamaya başladıklarını belirtti. Babacan, 2009 yılının Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program, 2010 yılı Merkez Bankası çıkış stratejisi ve finansal sektörüyle ilgili atılan adımlara değindi.
Gelişmiş ülke Merkez Bankalarının politika faiz oranlarını hızlı bir şekilde düşürdüğüne vurgu yapan Babacan, "Miktarsal genişleme ile birlikte küresel likidite bolluğu yaşanmaktadır. Bu ülkelerde kısa vadeli faiz oranlarının uzun süre düşük seviyelerde kalacağına yönelik beklentilere ülkelerin ayrışan büyüme performansı ve artan risk işlemlerine bağlı olarak son dönemlerde Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarında önemli bir hızlanma gözlenmiştir" diye konuştu.
Babacan, kamu ve özel sektörün aşırı borçlanma yoluna gitmemesi, uzun vadeli borçlanması, TL cinsinden borçlanma ve riskleri doğru yönetmenin ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını pekiştireceğini ifade etti.
Orta Vadeli Programın öneminin arttığını söyleyen Bakan Babacan, kamu borcu ve bütçe açığı alanlarında makro istikrarın sürdürülmesini katkı sağlayacağını belirtti.
BDDK, SPK, Hazine, Merkez Bankası başkanlarını uyaran Babacan, kurumlar arasındaki koordinasyonun hayati önem taşıdığını söyledi. Orta Vadeli Programın bu gelişmeler dikkate alınarak hazırlandığını belirten Babacan, iç ve dış finansmanda süre uzatımı hedeflendiğini belirtti.
Temel hedefler doğrultusunda gerekli kurumların gerekli adımları attığını belirten Babacan, "Bu çerçevede, Merkez Bankası'nca teknik faiz ayarlaması ve daha etkin likidite yönetimi amacıyla koridor sistemi uygulanmaya başladığını hatırlatmak istiyorum. Zorunlu karşılık oranları kademe kademe arttırılmıştır" ifadelerini kullandı.
Babacan, bankacılık sektörünün geleceğe yönelik uygulamalarının atılannçin cazip bir ülke haline ge bu adımlara paralel şekilde belirlenmesinin finansal istikrarın düzenlenmesinin temel hedeflere ulaşılmasında yararlı olacağını belirtti.
Ekonomide Türkiye'nin başarılı bir performans sergilediğini, diğer ülkelerden ayrıştığını söyleyen Babacan, ilk 9 ayda sağlanan 8,9 büyümenin AB, OECD ülkeleri arasında en yüksek büyüme oranı olduğunu belirtti. Büyümenin istihdam oluşturduğunu söyleyen Babacan, "Türkiye, Uluslararası İş Örgütü üyeleri içinde istihdamı en hızlı yükselten, işsizlik oranını en hızlı düşüren birkaç ülkeden biridir. Bu durum, büyümenin sürdürülebilirliği açısından önemli bir göstergedir. Bugün geleceğe daha güvenli
bakabiliyorsak, Türkiye'deki istihdamla ilgili olumlu gelişmeler temel belirleyici olmuştur" dedi.
Büyümenin özel sektör eliyle gerçekleştiğini, Türkiye'de güven ve istikrar ortamıyla oluşmuş bir büyüme olduğunu söyleyen Bakan Babacan, reel sektörün, bankaların geleceğe güvenle baktığını ifade etti. Bankaların 2010 yılında izlediği politikaların büyüme üzerinde etkili olduğunu da belirten Babacan, kamu borcunun gayri safi milli hasılaya oranının 41,4'e kadar düştüğünü belirtti.
Hazine'nin iç borcunun yüzde 90'ın altına indiğini belirten Bakan Babacan, 2011 yılında da yüzde 90'ın atında olacağını tahmin ettiklerini söyledi. Çekirdek enflasyonun tarihin en düşük seviyelerinde olduğunu ve yüzde 2,5'lere gerilediğini ifade eden Babacan, Orta Vadeli Program'da tahmin edilen talepten daha yüksek çıkması sebebiyle cari açığın daha yüksek olacağını ifade etti.
Babacan, ödemeler dengesinde finansmanında her hangi bir sorunla karşılaşılmadığını fakat ihtiyatlı bir tutum alınması gerektiğini belirterek,"Güven ve istikrar adına hükümetimiz ve tüm otoritelerimiz gerektiğinde en sert tedbirleri almaktan kaçınmayacaklardır. İstikrar temeldir. İstikrarı hep birlikte koruduğumuz sürece Türkiye'nin önü açılır" dedi.
Büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlayacaklarını belirten Babacan, AB üyesi 27 ülkenin risk priminin 12'sinin risk priminin Türkiye'den yüksek olduğunu söyledi. Türkiye için rasyonel, sonuç getirici adımlar atacaklarını ifade eden Babacan, politikalarına güvendiklerinin altını çizdi. Kurumların iletişim halinde olmasının önemini vurgulayan Babacan, ortak bir politikanın olması gerektiğine değindi.
(AUÖ-OK-Y)