Fatoş Gürkan, 'Kadınlarımız Sahipsiz Değil'
Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamındaki uygulamaların sıkı takipçisi olduklarını belirten Ak Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, "şiddete maruz kalan kadınlarımız sahipsiz değil" dedi.
25 Kasım, 'Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü' sebebiyle bir yazılı açıklama yapan Gürkan, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin boyutlarını anlamak için yapılan çalışmalara bakıldığında durumun daha iyi anlaşılabildiğini söyledi. Kadına Yönelik Her Türlü Şiddete hayır diyen Gürkan, Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün (KSGM) Türkiye de yapmış olduğu kapsamlı çalışmaya dikkat çekti.
Gürkan, "KSGM tarafından 24 bin kadınla görüşülerek yapılan Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'nın sonuçlarına göre, Türkiye genelinde eşi veya birlikte olduğu kişilerden fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39 iken, yüzde 53 ile Kuzeydoğu Anadolu, yüzde 50 ile de Orta Anadolu'nun kadına en çok şiddet uygulanan bölgeler olduğu saptandı. Hayatının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 44, sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3, fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi 41,9 olarak belirtilirken, ilköğretimi bitirmemiş kadınların yüzde 56'sının fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldıkları ifade edildi. Araştırmada, her 100 kadından 14'ünün erkeğin eşini dövebileceğini, 47'sinin erkeğin kadından sorumlu olduğunu, 49'unun kadının eşiyle tartışmaması gerektiğini, 30'unun kadının cinselliği reddedemeyeceğini, 33'ünün kadının parayı nasıl harcayacağına kendisinin karar veremeyeceğini, 35'inin çocukların bazen dövülebileceğini ifade ettikleri belirtildi. Türkiye genelinde evlenmiş kadınların yüzde 24'ünün eşi veya birlikte oldukları kişilerden gördükleri fiziksel veya şiddet sonucu yaralandıkları, Orta Anadolu'da her 3 kadından 1'inin yaşadığı şiddet sonucu yaralandığı bildirildi. Her 100 kadından 32'sinin erkeğin ailesiyle yaşanan sorun nedeniyle, 18'inin de maddi sıkıntılardan dolayı fiziksel şiddet gördüğü dile getirildi. Araştırmadaki en çarpıcı sonuç, fiziksel veya cinsel şiddet yaşayan kadınların yüzde 92'sinin hiçbir yere başvurmamaları olarak gösterildi" dedi.
AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan bu sonuçlara dikkat çekerek şunları söyledi:
"Kadınlarımıza yönelik şiddet eylemlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de devam etmekte olduğu görülmektedir. Kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için öncelikle ortada bir şiddet sorunu olduğunu kabul etmek, kamuoyunun farkındalığını arttırmak gerekmektedir. Yasal düzenlemeler yaşanan somut sorunlar ışığında şekillendirilmelidir. AK Parti olarak kuruluşumuzdan bu yana insan haklarını her türlü değerin üstünde tutmaktayız. İktidara geldiğimiz günden bu yana hem temel insan hakları hem de kadının insan hakları alanında bir dizi düzenlemeye imza attık. Bu kapsamda, 3 Ocak 2003 de aile mahkemeleri kuruldu. Kanun aile içi şiddette polis ve adalet mekanizmasının süratle harekete geçmesini sağladı. Kanun ile ayrıca, şiddet uygulayan kocanın evden uzaklaştırmasını ve cezaya uymama durumunda ise hapis cezası öngörmektedir. 26 Eylül 2004 tarihinde TCK'da yapılan düzenlemeler ile töre ve namus saikiyle işlenen suçlar hafifletici neden olmaktan çıkarılarak, kişiye bağlı suçlar kapsamına alındı ve cezalar ağırlaştırıldı. 9 Temmuz 2004 tarihinde belediyeler kanununda yapılan değişiklikle nüfusu 50 000'i geçen belediyelere kadın sığınma evi açma zorunluluğu getirildi. 2005 yılında TBMM'de Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma komisyonu kuruldu ve 4 ay süreyle çalıştı. Ortaya çıkan raporun ardından 2006 yılında çıkarılan başbakanlık genelgesi ile konuyla ilgili olarak tüm kurumların eşgüdümlü olarak çalışması üçer aylık raporlar sunması öngörüldü. Başbakanlık genelgesine istinaden konunun tarafı tüm kamu personelinin hizmet içi eğitim programlarına başlandı. Emniyet Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı personeline hizmet içi eğitim programları uygulandı. Ayrıca kadına yönelik şiddetle ilgili olarak, vatani görevini yapan er ve erbaşların eğitimine başlandı. Her yıl 450 000 er ve erbaş bu eğitimi almaktadır. ALO 183 Şiddet hattı, şiddete uğrayan veya risk altında olan kadın ve çocuklara hizmet vermektedir. Tüm bu çalışmalarımız Kadına Yönelik Şiddetin yok edilmesini amaçlamakta ve bu konuda tüm kesimlerin önerilerini dikkate almaya özen göstermekteyiz."
Gürkan, hayallerinin ve umudunun sadece bazı kesimlere yönelen şiddetin son bulması değil hiçbir ayırımın yapılmadığı tüm insanların sadece "İnsan" olarak değerlendirildiği bir toplum bilincine ulaşılması olduğunu dile getirdi.
Gürkan, "KSGM tarafından 24 bin kadınla görüşülerek yapılan Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'nın sonuçlarına göre, Türkiye genelinde eşi veya birlikte olduğu kişilerden fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 39 iken, yüzde 53 ile Kuzeydoğu Anadolu, yüzde 50 ile de Orta Anadolu'nun kadına en çok şiddet uygulanan bölgeler olduğu saptandı. Hayatının herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı yüzde 44, sadece cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı yüzde 15,3, fiziksel veya cinsel şiddetin birlikte yaşanma yüzdesi 41,9 olarak belirtilirken, ilköğretimi bitirmemiş kadınların yüzde 56'sının fiziksel ve cinsel şiddete maruz kaldıkları ifade edildi. Araştırmada, her 100 kadından 14'ünün erkeğin eşini dövebileceğini, 47'sinin erkeğin kadından sorumlu olduğunu, 49'unun kadının eşiyle tartışmaması gerektiğini, 30'unun kadının cinselliği reddedemeyeceğini, 33'ünün kadının parayı nasıl harcayacağına kendisinin karar veremeyeceğini, 35'inin çocukların bazen dövülebileceğini ifade ettikleri belirtildi. Türkiye genelinde evlenmiş kadınların yüzde 24'ünün eşi veya birlikte oldukları kişilerden gördükleri fiziksel veya şiddet sonucu yaralandıkları, Orta Anadolu'da her 3 kadından 1'inin yaşadığı şiddet sonucu yaralandığı bildirildi. Her 100 kadından 32'sinin erkeğin ailesiyle yaşanan sorun nedeniyle, 18'inin de maddi sıkıntılardan dolayı fiziksel şiddet gördüğü dile getirildi. Araştırmadaki en çarpıcı sonuç, fiziksel veya cinsel şiddet yaşayan kadınların yüzde 92'sinin hiçbir yere başvurmamaları olarak gösterildi" dedi.
AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan bu sonuçlara dikkat çekerek şunları söyledi:
"Kadınlarımıza yönelik şiddet eylemlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de devam etmekte olduğu görülmektedir. Kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için öncelikle ortada bir şiddet sorunu olduğunu kabul etmek, kamuoyunun farkındalığını arttırmak gerekmektedir. Yasal düzenlemeler yaşanan somut sorunlar ışığında şekillendirilmelidir. AK Parti olarak kuruluşumuzdan bu yana insan haklarını her türlü değerin üstünde tutmaktayız. İktidara geldiğimiz günden bu yana hem temel insan hakları hem de kadının insan hakları alanında bir dizi düzenlemeye imza attık. Bu kapsamda, 3 Ocak 2003 de aile mahkemeleri kuruldu. Kanun aile içi şiddette polis ve adalet mekanizmasının süratle harekete geçmesini sağladı. Kanun ile ayrıca, şiddet uygulayan kocanın evden uzaklaştırmasını ve cezaya uymama durumunda ise hapis cezası öngörmektedir. 26 Eylül 2004 tarihinde TCK'da yapılan düzenlemeler ile töre ve namus saikiyle işlenen suçlar hafifletici neden olmaktan çıkarılarak, kişiye bağlı suçlar kapsamına alındı ve cezalar ağırlaştırıldı. 9 Temmuz 2004 tarihinde belediyeler kanununda yapılan değişiklikle nüfusu 50 000'i geçen belediyelere kadın sığınma evi açma zorunluluğu getirildi. 2005 yılında TBMM'de Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma komisyonu kuruldu ve 4 ay süreyle çalıştı. Ortaya çıkan raporun ardından 2006 yılında çıkarılan başbakanlık genelgesi ile konuyla ilgili olarak tüm kurumların eşgüdümlü olarak çalışması üçer aylık raporlar sunması öngörüldü. Başbakanlık genelgesine istinaden konunun tarafı tüm kamu personelinin hizmet içi eğitim programlarına başlandı. Emniyet Teşkilatı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı personeline hizmet içi eğitim programları uygulandı. Ayrıca kadına yönelik şiddetle ilgili olarak, vatani görevini yapan er ve erbaşların eğitimine başlandı. Her yıl 450 000 er ve erbaş bu eğitimi almaktadır. ALO 183 Şiddet hattı, şiddete uğrayan veya risk altında olan kadın ve çocuklara hizmet vermektedir. Tüm bu çalışmalarımız Kadına Yönelik Şiddetin yok edilmesini amaçlamakta ve bu konuda tüm kesimlerin önerilerini dikkate almaya özen göstermekteyiz."
Gürkan, hayallerinin ve umudunun sadece bazı kesimlere yönelen şiddetin son bulması değil hiçbir ayırımın yapılmadığı tüm insanların sadece "İnsan" olarak değerlendirildiği bir toplum bilincine ulaşılması olduğunu dile getirdi.