Çin Devlet Televizyonu Cctv Safranbolu'da

Çin'in Uluslararası Devlet Televizyonu CCTV, evleri ile ünlü Safranbolu'da belgesel çekim yapmaya başladı.

Yönetmenliğini Profesör Yi Huimin'in yaptığı belgesel programında Safranbolu'nun tarihi ve turistik yerleri detaylı şekilde çekildi. Çekim hakkında bilgi veren Profesör Yi Huimin, Safranbolu ile Çin'in ortak çok özellikleri olduğunu ve Türkiye ile Çin arasında bir medeniyet bağı olduğunu söyledi. İki ülke ilişkilerinin son dönemde gelişme gösterdiğini anlatan Huimin, şöyle konuştu: "İki devlet hükümetlerinin direk istekleri ile buraya gelerek belgesel çekmeye başladık. Çektiğimiz belgesel iki kısımdan
oluşuyor. Birincisi Türkiye'nin tarihi, ikincisi ise Türkiye'deki insanların yaşayışı ve Türkiye'deki kültürel değerler. Safranbolu gibi güzel bir ilçeye geldiğimizde hislerimiz şu şekilde oluştu. Hem çok eski ve kadim bir yer, aynı zamanda genç bir kent ve çok güzel bir şehir. Safranbolu'ya geldikten sonra gördük ki yüzyıllar boyunca kullanılmış olan evler hala kullanılmakta bu nedenle de insan uygarlığına ortak bir katkı ortak kültür mirasımızın yaşatılması anlamında da çok önemli bir şehir olarak
görüyoruz. Burası bizim de buraya gelmemizle birlikte artık hem bizim hem de bütün dünyanın sayılır."
SAFRAN ÇİÇEĞİNE BİZ TİBET ÇİÇEĞİ DİYORUZ
Burasının Çin'den çok uzak bir yer olduğunu anlatan Huimin, şunları söyledi: "Ancak, iki ülkenin yakın ilişkileri bulunmakta. Çin'de de safran çiçeği bulunmakta fakat biz bu bitkiyi Çin'in Tibet platosunda yetiştirdiğimiz için biz buna Tibet çiçeği ismini veriyoruz. Safran çiçeğini biz tıpta ilaç olarak kullanıyoruz. Siz de ve biz de iki ülkede safran çiçeğinin bulunması, Asya'nın en doğusu ile en batısı arasındaki iki ülkeyi bir şekilde birleştirmekte. Ümit ediyorum safran çiçeği iki ülkeyi birbirine
daha da yakınlaştıracaktır."
Çin'in yükseliş ve gelişmesi sebebiyle daha çok Çin'linin yurt dışına çıkacağını düşündüğünü dile getiren yönetmen Yi Huimin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabii ki Çin kültürü de bu sayede Çin'in dışına çıkmış olacak. Diğer taraftan yurt dışına çıkan Çinliler dünyadaki kültürlerin güzel taraflarını alarak kendi ülkelerine geri götürecekler. Tabii ki bu da çok önemli. Evet Çin büyük bir ülke ve çok eski bir medeniyet. Dünyada diğer büyük milletler tarafından Çin çok fazla tanınmıyor. Ne yazık ki bunun da
zaman içerisinde karşılıklı iş birliğiyle, karşılıklı gidiş gelişler de daha çok kişinin tanınacağını ümit ediyorum. Çin bildiğiniz gibi dünyanın en eski uygarlıklarından bir tanesi, Çinle beraber aynı dönem de ortaya çıkan uygarlıkların büyük bir çoğunluğu tarihin sayfaları arasında kalmış vaziyette, ancak Çin günümüze kadar yasamayı başarmış kadim uygarlık ve tabii ki böyle bir kadim uygarlık tarihten gelen birçok unsuru bugüne taşımış vaziyette."
Şimdi artık modern döneme hatta post modern döneme gelindiğinin söylendiğini anlatan Huimin, şöyle konuştu: "Ancak, modernlik geçmişin geçmişte yaşayan özelliklerin, geleneklerin tamamen yok edilmesi manasına da gelmiyor. Aynen Safranbolu örneğin de olduğu gibi. Geçmişin korunması, geçmişin günümüze aktarılması, çok güzel bir şey değil mi? Siz de görüyorsunuz bunları. Sadece beton evlerde mi oturmak gerekiyor. Yani bu eski binaları yıkıp yerlerine beton ev mi yapmak gerekiyor. Elbette insanlık gelişici,
elbette insanlık daha iyi ürünler üretecek. Ancak tarih ve geçmişle olan bağlantımızı da bir şekilde korumak zorundayız. Biz de Çin olarak şu an önemli bir gelişme kaydediyoruz. Biz de aynen sizin bu Safranbolu'da yaptığınız gibi kendi tarihi değerlerimizi korumak istiyoruz. Eminim biz de kendi tarihi değerlerimizi korursak bu insanlığa büyük bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum."
(YE-ET-HO-Y)