Terfi beklerken açığa alındılar

Ak Parti hükümeti, ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) bir üst rütbeye terfi ettirilmedikleri ge...


Ak Parti hükümeti, ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) bir üst rütbeye terfi ettirilmedikleri gerekçesiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde (AYİM) dava açan ve verilen yürütmeyi durdurma kararı doğrultusunda rütbe takmaya hazırlanan Balyoz sanığı iki general ve bir amirali açığa aldı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkanvekili Tümgeneral Halil Helvacıoğlu'nu, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise Harita Genel Komutanvekili Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanvekili Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu'nu TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesine dayanarak 22 Kasım Pazartesi günü açığa aldı.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa kullanılan yetki ile açığa alınan 3 general, işlem aleyhine AYİM'de dava açtı. Açığa alma işleminin, Başbakanlık'ın, terfi davasındaki karara yaptığı itirazın reddedilmesinin ardından gerçekleştirildiği ortaya çıktı.
Bu durum, halen görevde bulunan Balyoz sanığı 28 general, onlarca asker, tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ile Albay Cemal Temizöz için bu maddeyi uygulamayan hükümetin "rövanş" aldığı iddialarına yol açtı. 

Genelkurmay'a gitti
Atalay'ın Tümgeneral Helvacıoğlu'nu, Gönül'ün ise Tümgeneral Kaya ve Tuğamiral Gavremoğlu'nu 22 Kasım itibarıyla açığa aldıklarına ilişkin yazının Genelkurmay Başkanlığı'na gönderildiği ortaya çıktı. Balyoz sanığı olan üç subay kritik YAŞ'ta "terfi edebilirler" raporuna rağmen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Gönül tarafından terfilerine ilişkin kararnamenin imzalanmaması nedeniyle terfi edememişler, Genelkurmay ise bu isimleri üst makama, vekâleten atamıştı.
Üç ismin olağan şartlarda, terfi edemedikleri ve bulundukları rütbede görev sürelerinin uzatılması mümkün olmadığı için, 30 Ağustos'ta emekli edilmesi gerekiyordu. Ancak, AYİM'de açılan dava nedeniyle, bu üç isim idari izinli sayılmış ve emekli edilmemişlerdi. AYİM ise üç generalin terfi ettirilmemesini "idari bir işlem" olarak nitelendirerek, yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Üç subay böylece, vekâleten atandıkları göreve başlayabilmişlerdi.

İtiraz reddedilmiş
Başbakanlık'ın bu karara yaptığı itirazın da AYİM tarafından kısa süre önce reddedildiği ortaya çıktı. AYİM'in bu kararlar doğrultusunda, davanın esasını da komutanlar lehine sonuçlandırması bekleniyordu. Böylece, komutanlara ilişkin terfi kararnamelerinin Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve görevlerine yeni rütbeleriyle devam etmesi mümkün olacaktı.
Ancak, komutanlar için nihai karar çıkmadan, hükümet, bir ilki gerçekleştirdi ve üç ismi açığa aldı. Açığa alma çalışmalarına, AYİM'nin Başbakanlık'ın itirazını reddetmesinin ardından başlandığı ileri sürüldü.

 

Gediktepe'deki komutan
Tümgeneral Gürbüz Kaya, Gediktepe'de Erdoğan'a brifing vemişti. Balyoz iddianamesinde, Kaya'nın Balyoz Harekât Planı çerçevesinde görevlendirildiği iddia ediliyor. Kaya'nın "Hassas Bölgelerde Görevlendirilecek Personel Listesi"nde adının bulunduğu belirtiliyor.

 




İstihbarat Başkanı
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı yaptığı dönemle ilgili yargılanan Halil Helvacıoğlu'nun planın hedefleri doğrultusunda "gözaltına alınacak siyasi parti üyeleri"ni tespit etmekte görev yaptığı, "Tutuklanacak AKP üyeleri" başlıklı belgeninin oluşmasında katkı sunduğu belirtiliyor. "Arama yapılacak yerler" isimli klasörde "Gülen Grubu" gibi notlar olduğu iddia ediliyor.

 'Suga Koordinatörü' 
İddianamede Abdullah Gavremoğlu'nun adının ise Suga Harekât Planı'nda görev yapacaklara ilişkin bölümde geçtiği ifade ediliyor. İddianameye göre, Gavremoğlu, "Suga Kuvvetleri" emrinde İstanbul Bölge Koordinatörü olarak geçiyor. Gavremoğlu söz konusu seminere katılmamıştı. Gavremoğlu, YAŞ'ta tümamiralliğe terfi bekliyordu. Terfi ettirilmeyen Gavremoğlu, Deniz Kuvvetleri Personel Başkan Vekili görevine atandı.

 

Atalay: 'Hükümeti devirmek istedi'
Bakan Beşir Atalay'ın Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdiği tebligatta, Helvacıoğlu'nun hükümeti devirme planları içerisinde yer aldığı anımsatılarak, şu ifadenin yer aldığı belirtildi: "926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesi uyarınca açığa çıkarılmıştır. Bilgilerinizi ve gereğini, durumun adı geçene bugün ivedilikle tebliğ edilerek belgenin bir örneğinin gönderilmesini rica ederim." Kararın kendilerine tebliğ edilmesinin ardından 3 subay, AYİM'de önceki gün dava açtı. Mahkeme, generallerin istemiyle ilgili düşünce belirtilmesi için dosyayı Askeri Savcılığa gönderdi.  Savcılıktan, gelecek görüşün ardından generallerin başvurusu AYİM Daireler Kurulu'nda görüşülecek. Atalay, açığa alınan komutanlarla ilgili olarak, "Herkes kendi değerlen-dirmesinde bulunabilir, ben kendi yetkimi kullandım" dedi. 

 

Hukuki süreç
Açığa alınma kararına AYİM'de itiraz eden üç general hakkında "yürütmeyi durdurma" kararı verilmesi durumunda komutanlar görevlerine dönebilecek. AYİM'nin talebi reddi halinde ise komutanlar, göreve dönebilmek için Balyoz davasından beraat kararı çıkmasını beklemek zorunda kalacak. Komutanlar, bu davada herhangi bir ceza alırsa, devletin şahsiyeti aleyhine suç işlemiş sayıldıkları için bir daha orduda görev alamayacak. Üç komutan, 16 Aralık'tan önce AYİM yürütmeyi durdurma kararı vermezse, Balyoz davasının ilk duruşmasına açığa alınmış olarak çıkacak. Terfi ettirilmeme davası da sürecek.

 

Köşk intikamı mı?
İlk duruşması 16 Aralık'ta yapılacak Balyoz davasında sanık konumunda olan 28 muvazzaf general ve onlarca subay ile astsubay bulunuyor. Atalay ve Gönül, bu isimlerden hiçbiri için açığa alma yetkisini kullanmadı. Gönül, hükümeti devirmeye yönelik plan yaptığı iddiasıyla tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek'i bile görevden almadı. Atalay da Jandarma Albay Cemal Temizöz için bu yetkiye başvurmadı. Bu durum, hükümetin, AYİM kararının rövanşını aldığı iddialarına yol açtı. Kulislerde, açığa almalarda, Çankaya Köşkü'ndeki 29 Ekim resepsiyonuna askerlerin katılmamasının etkili olduğu iddiası da konuşuldu.

 

Menderes'ten sonra ilk kez
Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından darbe yapma hazırlığı içinde olduğu öne sürülen 16 general ve 150 albayın orduyla ilişkileri kesilmişti.
6 Haziran 1950 tarihinde başlayan operasyonla dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman ile Genelkurmay İkinci Başkanı,  Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile üç ordu komutanı, toplam 16 generali görevden almıştı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Başbakan olduğu 1969 yılında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural 'ı görevden almak yerine YAŞ'a atama formülünü bulmuştu.  Cemal Tural, bu görevde 5 ay kaldıktan sonra emekliye sevk edilmişti.