Ayvalık'ta 'Yaşam Ve Zeytin Altından Değerlidir' Söyleşisi

Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde bir gazetenin okurlarının düzenlediği toplantıda, yaşam ve zeytinin altından daha değerli olduğu vurgulandı.

Ayvalık'ta 'Yaşam Ve Zeytin Altından Değerlidir' Söyleşisi
Ayvalık'ta ulusal bir gazetenin okurlarının, Ayvalık Belediyesine ait Boğaziçi Otel'de, ilçede gönüllü olarak yaptığı sosyal çalışmalarla tanınan Aysel Namlı'nın öncülüğünde düzenlediği 'Yaşam ve zeytin altından değerlidir' konulu söyleşide, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer, zeytin alanlarının devlet eliyle korunması gerektiğini belirtirken, GÜMÇED Şube Başkanı M. Akif Öznal ise, yöredeki toprağın altındaki asıl zenginliğin arkeoloji olduğuna dikkat çekti.
CUMOK'un düzenlediği aydınlanma toplantılarının bu haftaki konuğu ATO Başkanı Rahmi Gençer ile Güney Marmara Çevre Derneği (GÜMÇED) Şube Başkanı M. Akif Öznal oldu. Ayvalık Kaymakamı Nihat Nalbant ve korumacı çevrelerin katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan ATO Başkanı Gençer, zeytinleri korumada kararlı olduklarını vurgulayarak, "Toprağımızın altında altın olduğu için madencilerin bu yörede gözü var. Allah bize her şeyin güzelini vermiş; ama bizler zeytinle yaşamak istiyoruz. Zeytin bizim kültürümüzle özdeştir. Ege'yi bilmeyen, zeytini tabakta görmüş insanlar Zeytin Yasası'nı değiştirmeye kalkıyorlar. Biz de girişimlerimizle değişikliği engellemeye çalışıyoruz. Zeytinlerimizi pazarlığa tabi tutuyorlar. Bizler zeytini idealistlikle koruyamayız. Zeytin alanları asıl devlet eliyle korunmalıdır" dedi.
GÜMÇED Şube Başkanı Öznal da, zeytincilik sektörünün görüşü alınmadan değişikliğe kalkışmayı anlamsız bulduklarını söyledi. Güzelin talebi çok olduğundan rant sürecinin önüne geçilemediğini kaydeden Öznal, "Bizler asıl zenginliğin toprağın altında arkeolojide yattığına inanıyoruz. Buralara yapılaşma özelliklerinden dolayı talep daha da artıyor. Arkeolojik kazılara bütçe ayırmayan devlet, madencilerin önünü açıyor. Maden Yasası, cumhuriyet tarihindeki en açık ikinci işgaldir" diye konuştu.
Balıkesir'in yüzde 63'ünün maden ruhsatlarıyla kapatıldığına dikkat çeken Öznal, Anadolu topraklarında 44 ayrı uygarlığın zenginliğinin var olduğunu kaydederek, "Türkiye'de hangi kafa yapısıyla böyle bir vahşet dayatılıyor? Bugün, 50'li yıllardan beri cumhuriyet karşıtlarının getirdiği noktadayız. Bağımsızlık, ülkenin çıkarlarını ön planda tutmaktır. Çevresel yıkım projesi dediğimiz 5177 sayılı bir yasa yapıldı. Bu yasa ne yazık ki, ülkenin geleceği, yurttaşları için çıkarılmadı. Şehitlerimiz, birileri zengin edilsin diye toprağın altında yatmıyor. Altın madenciliğinde yerli firmaların hiç şansı yok. Koza Altın, cemaatin girişim grubu. Onun da yüzde 60'ı Amerikan sermayesinin elinde. Yerelde mevzi elde etmek için Koza'yı öne sürdüler. Bizi her alanda borçlandırıp sömürü yasaları çıkartılmasını sağlıyorlar" diye konuştu.