Ahmet Kaya ölmeden bir gün önce bütün dostlarıyla telefonda vedalaştı

Sanatçı Ahmet Kaya'nın ölmeden önceki son gününde Türkiye ve Avrupa'daki bütün dostlarını tek tek telefonla arayarak veda ettiği ifade edildi. 10 yıl

Sanatçı Ahmet Kaya'nın ölmeden önceki son gününde Türkiye ve Avrupa'daki bütün dostlarını tek tek telefonla arayarak veda ettiği ifade edildi. 10 yıl önce Paris'te hayatını kaybeden Kaya'nın son gününde yanında olan Sinemalife Dergisi Yazarı Deniz Keziban Çakıcı, Kaya'nın, "Ne olur, ne olur ki şimdi, şu an, ilk kalkan uçağa binip dönsem. Tabanlarımın altında ecel dolaşıyor, o kadar tabanlarımın altında dolaşıyor ki ecel, evde bir başıma dolaşmaktan vazgeçiyorum." şeklindeki sözlerine şahit olduğunu anlattı.

Türkiye'nin ilk online sinema dergisi Sinemalife, on yıl önce hayatını kaybeden Sanatçı Ahmet Kaya'ya sayfalarını açtı. Dergi, şarkıları, duruşu, muhalif kimliğiyle fenomen olan Ahmet Kaya'nın hayatını anlatan, 'Uçurtmam Tellere Takıldı' adlı belgeseli kapak yaptı. Dergide belgeselin yönetmeni Ümit Kıvanç ve Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya ile yapılan geniş bir söyleşi yer alıyor. Kıvanç, Magazin Gazeteciler Derneği'nin (MGD) 1999'da yapılan ödül gecesinde Ahmet Kaya'nın "Kürtçe şarkı yapacağım" sözü üzerine salonda çatal bıçak fırlatılmasını ve otelden normal yollardan çıkarılmamasını mizansen olarak değerlendiriyor.

Sinemalife yazarı Deniz Keziban Çakıcı ise Ahmet Kaya'nın son gününü kaleme aldı. Sanatçının son gününde yanında olan Çakıcı, yazısında, Ahmet Kaya'nın doktor kontrolünde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Gün boyu bir doktor odasından çıkıp diğer doktor odasına, bir kontrolden çıkıp diğer kontrole girdik. Çocuksu bir mahcubiyet içinde, giyindi-soyundu, tepeden tırnağa muayene edildi. Her girdiğimiz odada ve her katıldığımız kontrolde çocukça bir sabırsızlıkla çıkıp gitme telaşı içindeydi. Doktorların ne dediklerinden çok 'ne zaman bu işkencenin biteceğiyle ilgiliydi. Onlar ne derse desin Ahmet 'tamam mı, bitmiş mi? Bu son doktor mu?' diyordu." Çakıcı, sanatçının son akşamına ilişkin şu notları düşüyor: "Ahmet'in oturduğu salona hep birlikte dönüp ana haber bültenini izlerken hangi haberin aslında ne dediğini konuşuyoruz. 'Ne olur, ne olur ki şimdi, şu an, ilk kalkan uçağa binip dönsem?' diyor Ahmet, oturduğu koltuktan çocukça bir heyecanla ayaklanıp. O gece boyu Türkiye'nin aranmadık bölgesi ve Avrupa'nın aranmadık kenti kalmadı herhalde. Tüm eşini dostunu telefonla arıyor." Deniz Keziban Çakıcı'nın Ahmet Kaya'dan duyduğu son cümle ise, "Tabanlarımın altında ecel dolaşıyor, o kadar tabanlarımın altında dolaşıyor ki ecel, evde bir başıma dolaşmaktan vazgeçiyorum." oluyor.

HALUK BİLGİNER'LE SÖYLEŞİ

Sinemalife'da bu ay ayrıca, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporlarına göre senaryolaştırılan ve Jitem'i merkezine alan 'Kayıp Özgürlük' filminin yönetmeni Umur Hozatlı ile yapılan röportaj yer alıyor. Derginin Kasım sayısına, Haluk Bilginer, Sigaurney Weaver ve Alejandro Gonzalez İnarritu zoom konuk oldu. Öte yandan 'Ne Varsa Eskilerde' ve animasyon severler içinde 'Düş Perdesi' başlıklı köşeleri de bu ayda takip edebilecek. Vizyondakiler, beyazperdeden haberler, pek yakında vizyona girecek filmlerin de yer aldığı kasım sayısında yeni çıkan DVD'ler ile gösterimdeki filmlerin eleştiri yorumları da dergide bulmak mümkün. Dergi, DVD ödüllü yarışma sayfasında ise okuyucuya sürprizler hazırlandı. Sinemalife Dergisi'ne, 'www.sinemalife.com' adresinden ulaşılabiliyor.