Gül tavrını mektupla iletti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Lizbon zirvesi öncesi tavrını Nato liderlerine mektup yoluyla iletti.

Gül tavrını mektupla iletti
Mazlum-der'den Füze Kalkanı Projesi Açıklaması

"Son aylarda başlayıp, bu günlerde tartışmaları devam eden Füze kalkanı savunma anlaşmasına ülke olarak dahil edilmek istenişimizi çok manidar ve tehlikeli bir yaklaşım olarak düşünüyoruz" ifadesinde bulunan Ahmet Taş, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

"Hedefteki, düşmanı belli olmayan ve her an komşularımız olan Rusya'yı, İran'ı, Suriye'yi veya bir başka komşu veya dost ülkeyi düşman ilan edecek olup, ülkemize yeni düşmanlar üreterek dostlarımızla aramızı açmaya yönelik böyle bir plan, hem ülkemizi dostlarımızın karşısında bir ülke konumuna getirecek, hem de dostlarımızın bize olan güvenlerini ortadan kaldırıp şüpheli ülke durumuna düşürecektir.

NATO'dan ziyade ABD ve İsrail'in inisiyatifinde yürütülüp, bu iki yayılmacı ve zalim devletin menfaatlerini korumaya yönelik olarak planlanan füze kalkanı projesi ve yapılması muhtemel anlaşmaya ülkemizin asla girmemesini istiyoruz.

Komşularıyla sıfır problemli, bölgesinde ve dünyada haksızlıkların ve hukuksuzlukların karşısında durup, mazlumların umudu, zalimlerin korkusu olan erdemli ve saygın bir dış politika uygulamasının ülkemiz için en doğru yol olduğunu düşünüyor, idarecilerimizi bu konuda ferasetli ve millet vicdanının yanında olmaya davet ediyoruz"

Türkiye - Abd İlişkilerinde Nato Füze Kalkanı Ve İran Konusu Önem Taşıyor


ABD'de Washington DC merkezli Amerikan İlerleme Merkezinde düzenlenen ve gelecekteki Türkiye-ABD İlişkilerinin ön planda tutulduğu açık oturumda, İran'ın nükleer programları, NATO füze kalkanı sistemi, Ermeni konusu ve Türk - İsrail ilişkileri, Amerika ve Türkiye ilişkileri açısından tartışıldı.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü Türkiye Araştırma Programı'nın direktörü olan Soner Çağatay, Türkiye'nin İran konusunda Birleşmiş Milletler Konseyinde hayır oyu kullanmasının Türk- Amerikan ilişkilerini olumsuz etkilediğini belirtti. Çağatay, İran ve Birleşmiş Milletler'in yabancı politikalar konusundaki mesajlarının daha anlaşılır daha net şekilde olmasını, bu şekilde yanlış anlaşılmalara mahal verilmeyeceğini ifade etti. Çağatay, "Obama yönetiminin Türkiye'den beklentileri AKP hükümetinin beklentileriyle örtüşmüyor" dedi. Çağatay ayrıca, Türkiye ve ABD'nin Ermeni konusunda her zaman karşı karşıya geleceğini anlatırken, Türklerin yüzde 93'ünün sözde soykırım iddialarını kabul etmediğini söyledi. Çağatay, "Türklerin çoğunluğu, Washington politikalarının karmaşıklığının farkında değil" dedi.

Dış İlişkiler Konseyi Orta Doğu Araştırmaları bölümü kıdemli araştırmacı Steven Cook, kongrede ağır basan İsrail ve İran tutumlarının, Türkiye ve ABD ilişkilerinde bir tehdit oluşturabileceğini belirti. Cook, kongrenin politikasında ciddi bir değişikliğe gidilmeyeceğini, aksi taktirde Obama yönetiminde daha fazla zararın oluşacağını söyledi.

Amerikan İlerleme Merkezi kıdemli üyesi Michael Werz de, seçimlerin Türkiye-ABD ilişkilerine yansımak için çok erken olduğuna işaret etti. Werz, "Cumhuriyetçi Parti, dış politika ile ilgili tam olarak yapılanmış değil" diyerek yeni seçilen yetkililerin bir çoğunun dış politika konusunda tecrübeye sahip olmadığını vurguladı. Werz, Obama yönetiminin kongrede İsrail desteği ve İran konularında baskıya uğrayabileceğini ifade etti.
NATO'nun 19-20 Kasım tarihlerinde Lizbon'da düzenleyeceği liderler zirvesinde NATO'nun 10 yıllık yeni stratejisinin karar altına alınarak ilan edilecek. Aynı zamanda füze savunma sisteminin de gündemin önemli maddelerinden olacağı Lizbon zirvesinde ülke ilişkileri açısından önemli kararlar alınması bekleniyor.