18. Meb Şurası Gergin Başladı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, MEB'e bağlı okul ve kurumlarda yaklaşık 15 bin rehber öğretmenin görev yaptığını belirterek, "Psikolojik Danışma, rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin amaçlarına uygun olarak öğrenci-öğretmen sayısının dengelenmesi için çalışmalar sürdürülmektedir

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, MEB'e bağlı okul ve kurumlarda yaklaşık 15 bin rehber öğretmenin görev yaptığını belirterek, "Psikolojik Danışma, rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin amaçlarına uygun olarak öğrenci-öğretmen sayısının dengelenmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Ancak bu alanda daha alacak uzun bir yolumuz bulunuyor. 18. Milli Eğitim Şurası'ndan bu alanda da milat olacak uygulamalara kaynaklık edecek çözümlerin çıkmasını umuyoruz" dedi.
18. MEB Şurası Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu başkanlığında Kızılcahamam Asya Termal Otel'de başladı. Çubukçu, şuranın açılışında yaptığı konuşmada, Milli Eğitim sisteminin geliştirilmesine ve eğitimin tüm bileşenlerinde niteliğinin yükseltilmesine büyük katkılar sağlayacak 18. Milli Eğitim Şurası'nın açılışını, Türkiye'nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olarak yapmaktan çok büyük bir onur ve mutluluk duyduğunu söyledi. Çubukçu, "Bugün bu kürsüden, Cumhuriyetimizin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı olarak
sizlere hitap etmenin onurunu yaşıyorsam, elbette bu sonuçta Cumhuriyetimizin kuruluşunu izleyen dönemde Büyük Önder Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen reformların ve onun ülke kadınları için açtığı aydınlık yolun çok büyük bir payı bulunmaktadır" dedi.
Milli Eğitim şuralarının Türkiye'nin eğitim ve kültür alanındaki birikimini oluşturan çok değerli uzmanların, bilim insanlarının, eğitim idarecilerinin ve ilgili kurum temsilcilerinin bir araya geldiği toplantılar olduğunu belirten Çubukçu, bu istişare toplantıları vesilesiyle eğitimcilerin bir araya gelerek tecrübe ve birikimlerini paylaşmaları sonucunda ortaya çıkan değerlendirmelerin sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek önemli kararlara dönüştüğü kaydetti. Şuraların, eğitim sistemini
geliştirmek, niteliğini yükseltmek, eğitim ve öğretimle ilgili konuları tetkik etmek ve gerekli kararları almak açısından önemli fırsatlar olduğuna işaret eden Çubukçu, "Aynı zamanda eğitim sistemimizin bulunduğu noktayı gözler önüne sererek tüm paydaşlarımızı bilgilendirme özelliğine sahiptir. Türk devlet geleneğindeki istişare ve meşveret anlayışının eğitim alanına yansıması Milli Eğitim şuraları ile gerçekleşmiştir. Müzakere etmek, eleştirmek, sorgulamak, ortak akılla hareket etmek, katılımcı bir şekilde
meseleleri ele almak, modern demokratik yönetimin de esasıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi köklerine baktığımız zaman milli iradeye ve eğitime büyük önem verildiğini görürüz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare etmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasına büyük önem vermiş, milli mücadeleyi milletin iradesiyle şekillendirmiştir" dedi.

"18. MEB ŞURASI 5 ANA BAŞLIKTA GERÇEKLEŞECEK"
Çubukçu, eğitim politikalarına yön verecek olan 18. Milli Eğitim Şurası'nın "Eğitimde 2023 Vizyonu" kapsamında beş ana başlık altında gerçekleştirilece ve bunların; Öğretmenin Yetiştirilmesi, İstihdamı Ve Mesleki Gelişimi, Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul liderliği; İlköğretim ve Ortaöğretimin Güçlendirilmesi, Ortaöğretime Erişimin Sağlanması, Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi ile Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Yönlendirme olduğunu söyledi.
Çubukçu, "Kimi temalar geçmiş dönemde yapılan şuralarda da ele alınmış olmasına karşılık; eğitimin değişen koşullar ve sorunlar ışığında her zaman gözden geçirilmeye, düzeltilmeye ve iyileştirilmeye ihtiyaç duyduğunu ve dinamik bir süreç olduğunu hatırda tutmak gerekir. Büyük değişimlerin yaşandığı dünyada, kişileri hayata hazırlama görevini yüklenen eğitim sistemlerinin değişmeden olduğu gibi kalmaları ve bu şekilde yüklenmiş oldukları görevleri yerine getirebilmeleri de mümkün değildir. Ülkemizde de
müfredatların yenilenmesinden bilişim teknolojilerinin eğitimde kullanılmasına çok geniş bir yelpazede ve eğitimin tüm bileşenlerinde bir dönüşüm süreci yaşanmaktadır. Bu sürece liderlik edecek olanların eğitim yöneticileri ve öğretmenler olduğu düşünüldüğünde, öğretmenlerin kendilerini sürekli olarak yenilemeleri ve bilgi çağının gereklerine uygun beceriler kazanmaları, sürecin başarısı için hayati bir öneme sahiptir. Çocuklarımızın öğrenmeyi öğrenme becerisine sahip olmaları; hayat boyu öğrenme
sürecinin aktif bir öznesi haline gelmeleri öncelikle nitelikli öğretmenlerle mümkündür. İyi eğitilmiş ve yüksek düzeyde motive edilmiş öğretmenler, kaliteli eğitimin en önemli unsurudur. Öte yandan toplumsal, ekonomik ve teknolojik gelişmeler ile eğitimde yeni yaklaşımlar öğretmenlerin geleneksel rol ve işlevlerinin değişmesine neden olmuştur. Öğretmen yeterlilikleri öğrenci başarısını önemli ölçüde etkilemektedir
Türkiye, demografik açıdan genç bir nüfusa sahip. Bunun yanında üyesi olduğumuz Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı kapsamında gerçekleştirilen TALIS çalışmasına göre Türkiye'de öğretmenlerin de yüzde 73'ü 40 yaşın altındadır" diye konuştu.

"ŞURADAN ÇIKACAK KARARLARI YÜZDE 100 ÖNEMSİYORUZ"
Dünyanın hemen her ülkesinde toplumların eğitim ve kültür düzeyi, çocuklarına eşit eğitim verip vermediği ile ölçüldüğünü belirten Bakan Çubukçu, "Özellikle Türkiye gibi genç nüfusu yüksek olan toplumlarda eğitime erişim daha fazla önem taşımaktadır. Bu kapsamda Türkiye'nin en önemli eğitim sorunlarından birisi; temel eğitim düzeyinde kayıt, devam ve tamamlama alanında yaşanmaktadır. Dolayısıyla eğitimin kalitesini yükseltmek başta olmak üzere; kız çocuklarının eğitimin her kademesinde eşit fırsatlardan
yararlanması, engelli çocuklarımızın eğitim yoluyla topluma kazandırılmaları, çocukların gelişiminde çok büyük rolü olan okulöncesi eğitim ve ortaöğretimde okullaşma oranının yükseltilmesi ve mesleki eklisi'nin kurulmasına büyükğitimin geliştirilmesi en öncelikli gündem maddelerimizi oluşturmaktadır. 18.nci Milli Eğitim Şuramızdan bu konuda çıkacak kararları, yapılacak tespitleri ve çözüm önerilerini Orta Öğretimin Güçlendirilmesi ve yüzde 100 okullaşma hedefine ulaşmamızda çok önemsediğimizi; çağdaş bir
eğitim için uygun şartlar ve ortam hazırlama yolunda gösterdiğimiz çabaya önemli bir ivme kazandıracağını vurgulamak isterim" dedi.
Eğitim sisteminin güçlendirilmesi gereken alanlarından birisinin Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Yönlendirme olduğunun altını çizen Bakan Çubukçu, Üniversitelerin Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Programı ve pedagojik formasyon almaları kaydıyla Psikoloji Bölümü mezunlarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul/kurumlar ile Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine, Rehber Öğretmen kadrolarına atandığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul/kurumlarda yaklaşık 15 bin rehber öğretmenin görev yaptığını bildiren Çubukçu, mevcut norm ise 39 bin olduğunu buna karşılık devlet ve vakıf üniversitelerinin bu bölümlerine her yıl yaklaşık olarak 2 bin 700 kontenjan ayırdığını söyledi. Çubukçu, "Psikolojik Danışma, rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin amaçlarına uygun olarak öğrenci öğretmen sayısının dengelenmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Ancak bu alanda daha alacak uzun bir yolumuz bulunuyor. 18. Milli
Eğitim Şurası'ndan bu alanda da milat olacak uygulamalara kaynaklık edecek çözümlerin çıkmasını umuyoruz" dedi. Bakan Çubukçu konuşmasının ardından divan kurulu üyelerinin seçimine katıldı.
Şuraya verilen arada Eğitim-Sen Genel Başkanı ve bazı eğitim sendikalarının yöneticileri şuraya tepki gösterdi. Eğitm-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, bakan Çubukçu'nun yaptığı konuşma hakkında eleştirilerde bulundu. Kılıç, "17. Milli Eğitim Şurası'nda alınan kararlar henüz hayata geçirilmemişken bu şurada alınan kararlar nasıl hayata geçirilecek? Eğitim sendikaları buraya davet ediliyor ancak hiçbir şekilde söz hakkı verilmiyor. Protokolde bile yer almıyoruz. Eğitim-Sen bundan sonraki komisyonlara
katılmama kararı almıştır" dedi.